Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Erzurum ki kitaplara sığmayan şehir

Erzurum ki kitaplara sığmayan şehir

Erzurum şehri, büyük bir kıymeti tarihiyeyi haizdir. Bu güzel, latif şehir, İslamiyet nurlarının cihanı tenvire başladığı ilk zamanlardan itibaren bir İslam yurdu bulunmak şerefine maliktir.” (Ömer Nasuhi Bilmen, 1 Mart 1959)


Kendisi de Erzurumlu olan Ömer Nasuhi Bilmen hocamız, Erzurum için böyle söylüyor ve Erzurum’un bir İslam yurdu olduğunu, tarihi vesikalarla anlatıyor.
“Erzurum 2011 Dünya Üniversiteler Kış Olimpiyatları” münasebetiyle Başbakanlık Tanıtma Fonu ve Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı tarafından, Erzurum üzerine eserler hazırlanmış.
Erzurum’un kayıp hafızası ortaya çıkarılmış. Belki bu “kayıp hafızası” ifadem, Erzurumlu okumuş yazmışlar tarafından yanlış anlaşılabilir.
Mesela Ahilik teşkilatının Erzurum önderlerinden “Toman Baba”nın kabri, metruk halde tarihin kucağında ağlayıp duruyor ve pek çok kimse tanımıyor, bilmiyor.
Erzurum Valiliği ile ticaret ve sanayi odası, Toman Baba’yı hafızalarda kaybolmadan kurtarabilirler. Geçelim.
..............
Titiz bir çalışmanın ürünü olan kitaplar, kendisi de bir Erzurumlu olan Ahmet Fidan’ın koordinatörlüğünde hazırlanmış ve eserlerle ilgili olarak şu bilgiler verilmiş:
“Erzurum, güçlü şehir varlığı ve vilayet sınırları içindeki coğrafi alan itibariyle, tarih boyunca önemini korumuş nadir yerlerdendir.
Bugün doğduğumuz, büyüdüğümüz, yaşadığımız yakın çevreyi, eskiden olduğu kadar derinden hissedemiyoruz.
Bulunduğumuz şehrin kimliği, asırlarca sözlü olarak nesilden nesle aktarılarak gelirken, çağımızda bu sözlü gelenek, tesirini neredeyse tamamen kaybetmiş durumdadır.
Şehirlerdeki değişim, nüfus hareketleri, şehir kimliklerini yaşatma konusunda en önemli olumsuzluk olarak görülebilir.
Diğer taraftan, imar hamlesi olarak takdim edilen fiziki değişiklikler, tarihin şahidi olan yapıların, bilhassa sivil mimari unsurların büyük ölçüde ortadan kalkmasına yol açmıştır.
Şehir kimliklerinin son çeyrek asırda ciddi bir değişim geçirdiği, “hemşehri”lerin büyük çoğunluğunun yaşadıkları şehrin tarihi ve kültürü konusunda en basit malumattan bile mahrum olduğu görülmektedir.
Hemşehriliğin gerçek anlamda oluşması, şehrin bugünüyle birlikte, kimlik yapıcı unsurlarının bilinmesiyle sağlanabilir.
Gerçek hemşehrilik; şehirle ilgili hassasiyetleri besler ve ortak yaşama şuurunu geliştirir. Erzurum Türkiye’nin en fazla kendine mahsus şehirlerinden biridir.
İkibin metrenin üzerinde rakıma sahip bu şehrin tarihi, tarihi içinde oluşturduğu kültürü ve hayat tarzı, Erzurum’u Erzurum yapan, farklı unsurlardır.”
..............
Evet, Erzurum üzerine yazdığım yazılardan dolayı beni de Erzurumlu zannederler ama değilim. Fakat en iyi Erzurumludan daha Erzurumluyumdur. Erzurum’u ve Erzurumluları çok severim.
“2011 Üniversiade Erzurum” olimpiyatları çerçevesinde Erzurum’un tanıtımı için hazırlanan eserlerin adları şöyle:
“Erzurum: Tarih ve Medeniyet”, “Tarihin Nabzını Tutan Şehir. Doç. Dr. Rıdvan Canım”, “Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi, İbrahim Hakkı Konyalı”, “Erzurum Tarihçesi, Mehmet Nusret”, “Erzurum Şairleri, Prof. Dr. Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu”, “Sümmani Divanı, Doç. Dr. Abdülkadir Erkal” ve “Tarih Yolunda Erzurum.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi