Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Umarız fişlenmenin ne demek olduğunu anlamışlardır

Umarız fişlenmenin ne demek olduğunu anlamışlardır

CHP’lilerin yaşadıklarını, bu ülkenin milyonlarca masum insanları 50 yıldır yaşıyor. CHP’liler belki de fişlenmenin ve dinlenmenin ne demek olduğunu şimdi daha iyi anlamışlardır. Eee, “Etme bulma dünyası..” diye boşuna dememişler. Ne yaparsınız.
Asla dinlemekten ve dinlettirmekten yana değilim. Bizim gazetenin de asla ve kat’a böyle bir düşüncede olmadığı kesindir. Dinlemeye de, dinlettirmeye de kesinlikle karşıdır. Gazete sadece işini yapmıştır. Haberciliğini konuşturmuştur.
Ayrıca dinlenilen konuşmaları da ilk defa bizim gazete yayınlıyor değil. Ergenekon ve diğer çete haberleriyle birlikte 28 Şubat dönemine karşı kedi gibi pısan, gazeteciliklerini unutup, yel değirmenlerine karşı savaşan kartel medyası da, şimdiye kadar başka dinlemeleri yayınlamış ve hatta birçoğunu da kendileri uydurmuştur.
Neyse; CHP’li ö.S. ve merkez valisinin haberi hukuki alanda işlem görmeye başladığı için, “Hukuka intikal etmiş meseleler üzerine yazmak doğru değil” derler. Ben de bu alandan uzak durup, CHP’nin fişleme ve dinlemedeki geçmiş yıllarına uzanmak isterim.
1940 ve sonraki yıllara ait nahiyelerin, ilçelerin, vilayetlerin ve diğer resmi ya da yarı resmi kurum ve kuruluşların arşivlerine girilebilirse, bu ülkenin CHP zihniyeti tarafından nasıl fişlendiğini ve dinlendiğini görmek apaçık mümkün olacaktır.
Elbet birçok bilgi ve belge yakılmış, yok edilmiş olabilir ama hâlâ pek çok fişlemenin canlı tanıkları yaşıyordur. Keşke onlar bir bir çıkıp da konuşabilseler, tarihe ışık tutabilseler, CHP’nin asıl işinin siyaset değil, toplumu fişlemek ve dinlemek olduğunu söyleyebilseler.
CHP bir kere zihniyet olarak bu millete hiç güvenmemiştir; güvenmez de. çünkü yüce halkımız, baskı ve zulümlerinin dışında, CHP’ye hiçbir zaman geçit vermemiştir. CHP’nin güttüğü zihniyet, bu milletin zihniyetiyle ebediyyen terstir ve ters kalacaktır.
Bu gerçeği bilen CHP’nin bilumum adamları, her zaman halktan uzak kalmış ve halkı, asla ama asla ciddiye almamıştır. Bir tek icraatları gösterilsin ki; içinde halk olsun. Evet, bir tane icraat gösterecekler ve içinde gerçekten halk olacak. Asla bulamazsınız.
Türkiye haritasını önümüze alıp, gözlerimizi kapatalım, elimizi herhangi bir vilayetin üzerine koyalım, oradan herhangi bir ilçemizi, ilçemizin de bir köyünü seçelim. Seçilen o köyde bir araştırma yapalım, görülecektir ki; o köyde kaç kişi namaz kılıyor, kaç kişinin sülalesinde hacı-hoca var ve kaç CHP’li var, hepsi bilinir. Bu fişleme değil de nedir?
Yukarıda da söylediğim gibi bu fişleme ve ispiyoncular maharetiyle devletimizin en önemli noktalarında asla muhafazakâr isimler göreve getirilmemiştir. Bunların en başında Dışişleri Bakanlığı gelir. Son yılları hariç tutarsak, bir tek dış ilişkiler yetkilisi yoktur ki; milletimizin değerleriyle ters düşmesin. Diğerlerini de siz hesap edin gayri.
Mesela köy enstitülerinin faaliyette olduğu yıllarda, köy enstitülerine besmele çekmeyi bilen bir tek öğrenci alınmamıştır. En başarılı öğrencilerin ana ve babaları incelenmiş, sülalelerinde biraz olsun dinî bir eğilim varsa, fişlenerek hemen kapı dışarı edilmiştir.
Rahmetli özal’a kadar CHP’nin millet üzerindeki fişleme tasallutu aralıksız devam etmiş, özal’da kısmen kesintiye uğramış ise de 28 Şubat’ta tekrar ayyuka çıkmıştır. Bu dönemde de halkın büyük çoğunluğu CHP zihniyetiyle fişlenmiş ve dinlenmiştir.
Halka inanmayan ve güvenmeyen siyasi bir zihniyetin ayakta kalabilmesi için, fişlemek ve dinlemekten başka çıkar yolu yoktur. Devletin ve milletin kalkınması için ortaya koydukları bir tek projeleri olmayınca, yapılanları yıkmak bunlara düşmektedir.
Hatta bunlar Mustafa Kemal’in büstlerine saldırıp, şehre hiç ayak basmamış, tarlasıyla köyü arasında gidip gelen onlarca masum insanın üzerine suç atmışlardır. Ve insanları fişlemiş, evlerine gönderdikleri ispiyoncularla dinleme yapmışlardır.
Yine 40'lı yıllar ve devamında, büyük ekseriyetle köylerde muhtarların, ilçelerde kaymakamların, illerde valilerin halka hizmet yerine CHP adına fişleme ve dinleme yaptıkları, hâlâ dillerde dolaşmaktadır.
Şimdi başlarına gelince niye hop oturup hop kalkıyorlar anlamıyorum. Umarız ki; dinlemenin ve fişlemenin ne demek olduğunu anlamışlardır.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi