Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Hangi “insan” mezar taşına düşman olabilir

Hangi “insan” mezar taşına düşman olabilir

Bir memleketin kültürünü, inancını, örfünü, adedini ve kimliğini gösteren en önemli şahitlerden birisi de mezarlıklarıdır.

Bu sebeple Bursa; şehir kimliği ve kültürü açısından marka bir şehirdir.

En küçük köyümüzdeki mezarlıklarımızdan en büyük şehirlerimizdekilere kadar, hepsi tarihimizin kimlik belgesidir.

Mezar taşları, yaşanılan tarihin canlılara cansız şahitleri ve ıspatlarıdır. Her mezar taşı, kendi zamanının sosyal ve kültürel hayatın tarifidir.



Özellikle İsmet İnönü döneminde başlayıp, sonra da fasılalarla devam eden; cami, medrese, tekke, han, hamam, çarşı, kütüphane ve mezar taşları gibi tarihin belgeleri, hep zarar görmüş ve tahrip edilmiştir.

Bu tahripten en büyük yarayı alan şehirlerimizin başında ise İstanbul’dan sonra Bursa gelir.

Bursa Büyükşehir Belediyesi bu tahribattan geriye kalanları iğneyle kuyu kazarcasına kurtarmış.

Kırık mezar taşları bile tarih ve isim olarak tespit edilmiş, kırık da olsa bir taşı olmayanların listesi çıkarılmış ve mezar taşı kaybolan 1400’ü aşkın şahıs tespit edilmiş.

Yapılan arama ve kazılarda bu mezar taşlarından 170 tanesi bulunmuş ve kimlere ait oldukları kayıt altına alınmış.

Daha bunlar ne ki, aramalar devam ediyormuş. Henüz Bursa tarihinin çok azı gün yüzüne çıkarılabilmiş.



Bilen bilir, bilmeyenlere de biz söyleyelim. Geçtiğimiz on yıl öncesinin Bursa’sı, tarihi mekânlar itibariyle ölü bir şehirdi.

Tarihi binalar ya yok edilmiş ya yıkılmış ya da harabe halindeydi. Adeta; “oh oldu, siz buna layıksınız” dercesine bakılıp geçilen ürkütücü mekânlardı.

Şimdi ise yani 10 yıl içerisinde, Bursa yeniden tarihine kavuşmuş ve kendine gelmiş. Her yıl iki üç defa giderim ve her gittiğimde hep yeni bir Bursa ile karşılaşırım.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve Osman Gazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Bursa’ya ve tarihimize sahip çıkarak, atalarımıza ve atalarımızı seven halkımıza vefa borçlarını ödemeye devam ediyorlar.

Eğer “kalbiniz vicdanınızla,” “gözünüz yüreğinizle,” “aklınız beyninizle” irtibat kurabiliyor ve bu ülkeyi sevdiğinize, sahiplendiğinize inanıyorsanız, şehri dolaşırken, her adımınızda defalarca “şükür” çekiyorsunuz.

Emir Sultan, Ulu Cami, Osman Gazi, Orhan Gazi, Somuncu Baba ve Üftade Hz.lerini ziyaret ettiğinizde, tarihin ve atalarımızın bize söyleyeceği çok şey olduğunu görüyorsunuz.



Bursa’nın Osman Gazi İlçesi tarihin merkezi olduğu için hem Recep Altepe hem de Mustafa Dündar, anlaşılan siyasi ve yönetici kimliklerini bir tarafa bırakıp, “insani” kimlikleriyle hareket ediyor ve çalışıyorlar.

Başka türlü olması mümkün değil gibi geldi.

“10 yıl önceki harabe bir tarihten, mamur edilmiş bir tarihe nasıl geçilebilir” diye düşündüğünüzde ortaya bu kanaat çıkıyor.

Demek ki, Kabil’ler yıkacak, Habil’ler yapacak. Yıkan da yapan da anılacak; ama nasıl?






Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi