Ahmet Türk

Ahmet Türk

Kedidir Kedi !

Kedidir Kedi !

Kürt milliyetçiliğinin ve Kürt egemenlerinin temsilcisi BDP yetkililerinin 22-29 Nisan tarihleri arası ABD ziyareti ve Yahudi Lobisi’nin de desteğini alma amaçlı ziyaretleri sonrası günlerde ilginç bir gelişme oldu.

Wall Street Journal küllenmeye başlayan Uludere olayının üzerine tekrar körük tutarak ateşin altına odun atıp beslemeye başladı. WSJ'ın iddiası özetle şu: “İstihbaratı ABD verdi, Türkiye'deki yetkililer, tamam kâfi uzaklaştırın predatörü, biz icabına bakarız” dedi. Sonrasında konuyla alakalı Pentagon açıklama yaptı ve bu bilgi sızmış olabilir dedi…

Bunlar dış mihrakların açıklaması! Bu iddia üzerine Türk yetkililer ne dedi? Cumhurbaşkanı "Genelkurmay'ın açıklamasına güvenelim" derken; Sayın Başbakan "yaklaşan seçimlerde Obama'yı yıpratmak için böyle asparagas haberler yapıyorlar" dedi.

Özetle bazıları “bir gerçeği ifade ediyormuş gibi yapıp önemli bir gerçeğin üstünü örtme stratejisi uyguladılar, bazıları da parça parça doğruları ifade ederek “resmi ağzı” meşgul ettiler!

Ağızlarda evelenen ve gevelenen ama net söylenmeyen/söylenemeyen şey şu: Askeri ve sivil bürokrasimizin önemli köşe başlarında dış müdahaleye açık “kara delikler” mevcut… Biraz geriye gidip, örnekleriyle bu iddiamızı izah etmeye çalışalım:

- 7 Eylül 2007

İsrail uçakları yolgeçen hanına dönen Hatay üzerinden uçarak Suriye'yi bombalamış, büyük bir pervasızlıkla yakıt tanklarını da Türkiye topraklarına atmışlardı. Genelkurmay'dan bu şok olayla ilgili herhangi bir açıklama yapılmamıştı. Bu skandalda bir numaralı sorumlu olan kişi, terfi ederek Korgeneral oldu ve daha da büyük bir sorumluluk verilerek Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı'na getirildi!

- 10 Ekim 2007

Yani 13 Mehmetçiğin şehit düştüğü Dağlıca baskınından 11 gün önce…

Hava Pilot Üsteğmen Fırat Çetinkaya'nın, Hava Pilot Yarbay Selami Selçuk Çakmak'ı arayarak "Çok PKK'lı vuruluyor, düşürün şu Heronları" talebinde bulunduğu, Yarbay'ın da "Çaresine bakarız" karşılığını verdiği ortaya çıktı. Görüşmeyi MİT tespit etti ve Genelkurmay'a bildirdi. Aynı birlikte görev yapan askeri personeller isyan etti. 'Bu hainlere tahammül etmeye devam ettikçe inancımız sarsılmakta' diyerek şikâyet mektupları yağdı.

O gün bugündür olayla ilgili idari ve adli süreç devam ediyor! Genelkurmaylığın ilgili departmanı “Bu işlemler haliyle almaktadır. Ayrıca, bu süreçte istihbarat kaynaklarından ilave bilgi talep edilmiştir. Genelkurmay Başkanlığına gönderilen konuşma metninin, bütün uğraşılara rağmen delillendirilememesi nedeniyle soruşturmada istenen mesafe alınamamıştır” dedi!

- 9 Eylül 2011

İsrail casus uçaklarının Türk hava sahasında casusluk faaliyetinde bulunmasına, komutan emriyle müsamaha gösterildiği ortaya çıktı…

Hatay Kurtnasır Tepe'de radar üssünde görevli personel, İsrail'in casusluk ve keşif amaçlı kullandığı Heron marka iki insansız hava aracını çıplak gözle gördü. Daha sonra radardan olayı doğruladı. Durum Diyarbakır Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi'nde (BHHM) görevli subaya rapor etti. Savunma sistemleri hedefe kilitlendi ve Diyarbakır 2. Hava Kuvveti BHHM Amiri Kur. Alb. Ahmet Kazdal'ın 'vur emri' beklendi. Ancak iddiaya göre 2. Hava Kuvvet Komutanı Korg. Veysi Ağar ile görüşen Kur. Alb. Kazdal 'vur emri'ni vermediği gibi, olayı gizlemek için tüm radarları kapattırarak Türkiye'yi havadan gelecek tehditlere karşı bir süre savunmasız bıraktırdı.

Tüm bu diyaloglar internet ortamında deşifre edildi. Şaşırtıcı olan şu: kendi sisteminde bir hedef görmediğini söyleyenler “kedidir kedi abi” diyerek ihanetlerine mizah katmışlar, üstüne de “rapora böyle yaz, yapacak bir şey yok. Ya da zaten bir şey varsa yarın gazetede okuruz” diyerek lakaytlığa son noktayı koydu.

Ayrıca; 21 Ekim 2007 DAĞLICA Baskını - 03 Ekim 2008 AKTÜTÜN Baskını - 19 Haziran 2010 GEDİKTEPE Baskını- 20 Temmuz 2010 HANTEPE Baskını Bu dört baskında toplam “48 şehit” verdik. Burada da başrollerde “İsrail/ABD ile istihbarat paylaşımı”, “Heronlar” ve “PKK'ya sızdırılan istihbari veriler” var...

NETİCE :

Görüldüğü gibi Uludere aslında zurnanın son deliği… İstihbaratı kim verdi tartışmaları yersiz. Kimin eli kimin cebinde belli olmadığı yapı artık su kaynatmaya başladı…

1 - Kimileri hukukun üstünlüğü ilkesiyle karşı karşıya bırakılsa da, kimileri sindirilse de… Askeri ve sivil bürokrasimizin içinde otorite ve kontrol mekanizmalarından müstağni odaklar ve kara delikler mevcuttur.

2- Askeri ve bölgesel güvenlik açısından ABD-NATO Koalisyonuna, ticari ilişkiler dengeleri açısından AB'ye ve Enerji açısından Rusya'ya bağımlı olduğumuz malum. Türkiye kendi kurum veya kuruluşlarını, siyasetini, güvenliğini ve stratejilerini dış müdahale etkilerinden ve bağımlılıklarından uzak tuttuğu müddetçe ömrünü uzatacaktır. (Bu gerçek bu saatten sonra hükümet içinde geçerlidir!)

3- Hiçbir hareket reaksiyonsuz olmuyor. Diğer oyuncular da kontra hamlelere sahipler... Artık kısa vadeli taktik kazanımların ve iç politik hesapların çok ötesinde tedbirlerin ve hedeflerin peşine düşülmelidir.

4- Tüm olan bitenler ordumuzun peygamber ocağı olduğu gerçeğine zeval vermez. Allah yokluğunu göstermesin. Lakin içerisindeki çürük elmalarla ve zararlılarla mücadeleler artmalı, kara delikler kapatılmalıdır.. Son aylarda başarıyla yürütülen terörle mücadeledeki kararlılığımız sürmelidir. Özellikle istihbarat alanında ABD ve İsrail’e asla güvenilmemelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Türk Arşivi