Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Ezanlar Şehri Prizren

Ezanlar Şehri Prizren

Müslümanlar için “ezan” olmazsa olmaz bir anahtardır. Hatta duymuşumdur ki;


“Ezanın ulaşmadığı dağlara, taşlara, ovalara, beldelere rast gelinirse, oralarda bile ezan okumak lazımdır” denilir.


Yani ezansız Müslümanlık düşünülemez. Eğer düşünülürse, bunu düşünen ve isteyen kimseler Müslüman değildir.


Geçelim.


Balkanların en Osmanlı ve en Müslüman şehri, Kosoava’nın Prizren vilayetidir.


Gerçi bütün Balkanlar, Osmanlı’dır ama Prizren, mimarisiyle halen yaşayan en canlı Osmanlı’dır.


İşte bu şehir, bir “ezanlar şehridir,” ikinci sırada da “camiler şehridir.” İstanbul’dan daha eski bir Osmanlı beldesidir.


Şehrin tam ortasından güzel bir nehir geçer. Gerçi Balkanlar’da içinden nehir akmayan şehir pek yok gibidir.


Bu nehrin iki yakasında çok güzel camiler, medreseler, tekkeler vardır. Camilerin birbirlerine uzaklıkları kimi yerde 300 kimi yerde 500 metre uzaklıktadır.


Çeşitli makamlarda okunan beş vakit ezanlar, şehre başka bir kimlik ve hava verir.


Ezanda kulağı, namazda gözü olmayanlar için ezanlarla minareler, şehrin mührüdür ve şehrin kimliği ile sahibini hatırlatır.


¥


Yalnız bunları söylerken fincancı katırlarını ürkütmeyelim. Ezanda kulağı, namazda gözü olmayanlar umutsuzluğa kapılmasın.


Prizren’de cami isteyene cami, meyhane isteyen meyhane vardır. Bol miktarda “cafe” ve “bar” mekanı faaliyettedir.


Benim zaviyemden cami ve ezan göründüğü için onlardan söz etmekteyim. Bir de şehrin tarihi ve mimarisi; “Buranın sahibi ezanlar ve camilerdir” dediği için.


Öte yandan Müslüman bir kimlik taşımam hasebiyle benim yolum da; ya camiye ya tekkeye düşmekte. Yoksa kimsenin ayranına ekşi demeye tenezzül etmem.


Kimsenin ne bu dünyası ne de ahireti benim uhdemde olmadığı gibi zabıt katibi de değilim. Herkes aklıyla, düşüncesiyle ve inançlarıyla yaşama özgürlüğüne sahiptir.


Geçelim.


Prizren’in ezan ve cami kimliğinin yanında, halkın; örf, adet, gelenek ve dini inançlarının yaşanması ve muhafazası, resmi bir kurum tarafından yönetilmekte.


Bu kurumun adı; “Prizren İslam Birliği Başkanlığı.” Başkanı ise Prizren’in köklü ailelerinden Lütfi Balık hoca.


Lütfi Balık hoca, Ankara İlahiyat mezunu ve Prizren’deki dini, milli kimliğin yaşatılması için sağlığı başta olmak üzere her şeyini feda eden birisi.


Doğrusu dünya tadının daha cazip olduğu bir zamanda, her şeyin insanı dünyalığa çağırdığı bir ortamda, ahiret için çaba göstermek yiğitlik isteyen bir iş.


İşte İslam Birliği Başkanı Lütfi Balık hoca da bu yiğitliği gösterip; gecesini gündüzüne katarak, Prizren’deki dini hayatın hizmetçiliğini yapmakta.


¥


Tito zamanındaki dini hayatın ne kadar zor olduğu yıllar çok berbatmış ama yabancı değiliz. Zira aynı yıllarda Türkiye’deki Müslüman halk da CHP’lilerin zulmü altındaymış.


Rabbim bütün Müslümanları malum zihniyetlerden muhafaza eylesin. Amin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi