Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Beşşar’dan selam var!

Beşşar’dan selam var!

Beşşar’dan yerli şebbihaya yani Türkiye’deki taraftarlarına bol selam var.


İran kanallarına konuşmasında Türkiye’de hükümetten ayrı düşünen bir kesimin varlığına dikkat çekiyor ve ‘Türkiye’yi incitirim ama onları incitmem, onların hatırına çiğ tavuk yerim’ diyor. Cumhuriyet gazetesini çanak ve kanal olarak kullanan Beşşar, Türkiye’deki dostlarına bu vesile ile ulaşmaya ve onlara selam vermeye çalışıyor. Türkiye’deki dostları kimler? Malum başta Kılıçdaroğlu olmak üzere Ertuğrul Özkök tipli ‘topyekün savaşçılar’. Onlar için cephenin dahilde veya hariçte kurulmasının hiç önemi yok. Türkiye’de Suriye rejimini canhıraş bir biçimde savunmak için Ertuğrul Özkök’den daha fazla kalem oynatan olmadı. Zira balyozlar Türkiye’de başarısız kalsa da Suriye’de milletin sırtına iniyor. Özkök’e göre onlar nasıl olsa Sünni! Özkök katliamcı rejime arka çıktığının hesabını vermek yerine öteki ezbercilerle birlikte Türkiye’nin Suriye’de Sünnilik yaptığını savunuyor. Mübarek’e karşı çıkanlar Sünnici değiller de neden Beşşar’a karşı çıkanlar Sünnici oluyorlar? Bunlar acaba dürbüne tersinden mi bakıyorlar? Suriye rejimi yalan üzerine inşa edilmiş bir rejim. Hatta Yahudiler gibi darp ederken ciyak ciyak bağırıyor ve darp edildiğini savunuyor. Zeytinyağı gibi hep üste çıkıyor. Beşşar’dan önce A Haber’e konuşan, Joseph Goebbels, Ahmet Said veya Sahhaf silsilesinin son versiyonu ve halefi Suriye Enformasyon Bakanı Omran El Zubi ‘Türk uçaklarıyla İsrail uçakları birbirine benziyor. İsrail uçağı Suriye’ye girerse ateşle karşılaşır. Uçak İsrail uçağı sanılmış olabilir, biz Türk uçağını düşürmek istemedik” diyor. Bu Yahudilerin Hazreti Musa’ya sözleri gibidir: İneği benzettik ve vasfını ayıramadık (al bakaratu teşabehe aleyna). Suriyeliler de inek yerine uçağı birbirinden ayıramamışlar! Eh sakarlıkları zaten üzerlerinde. Uçağı düşüren takımın elinde radar da bulunmuyormuş. Adam ‘biz düşürmedik’ diye yemin billah etse bile yeminine halel gelmez ve bozulmaz. Zira çokları karmaşık yeni hava savunma mekanizmasından dolayı Türk uçağını muhtemelen Rusların düşürdüğüne inanıyor.
•
Lavrov da sıkışmış durumda. Bizlere bir şeyler anlatmaya uğraşıyor. Suriye rejiminin nefesini kesen Türk cephesini gevşetmeye çalışıyor. Üç koldan hareket halindeler. Lavrov uçak konusunda somut verileri olduğunu ve Türkiye ile paylaşmak istediğini söylüyor. Esat’tan farklı ne söyleyecek ki? Zira onun söyleyeceğini Esat asaleten söylüyor ve Türkiye’yi kışkırtma amaçlarının olmadığını ileri sürüyor. Koroyu tamamlayan ve iş bölümünün öteki ayağını temsil eden İran Devrim Muhafızları Hava-Uzay Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Hacızade, Malatya’daki NATO radar üssüne karşı yeni bir balistik füze geliştirdiklerini açıkladı. Şimdi durduk yerde Kürecik ve radar meselesi nerden çıktı? Herhalde en iyi savunma saldırıdır mantığıyla hareket ediyor! Hacızade aynı konuşmasında, Türkiyeli pilotların ‘öldüğünü’ ileri sürdü ve bayağı kederlendiğini de ilave etti. Onu ne ilgilendiriyorsa! Dost başa düşman ayağa bakar! Maliki’nin bakanları ile İranlılar neden Türkiye’nin Suriye’nin içişlerine karıştığını soruyorlar. Gelde tahrik olmadan cevap yetiştir! Halbuki Maliki ve bakanlarının oturdukları koltuklar kendilerine Amerikan işgalinin bir hediyesi! İran rejimi, Maliki hükümeti ve Rusya neden kanlı Esat rejimini ayakta tutmak için Suriye halkının doğranması ve sindirilmesine katkı sağlıyor, silah ve mühimmat yardımı yapıyorlar? Türkiye muhaliflere sadece siyasi destek veriyor. Lakin şer cephesi Beşşar rejimine siyasi destekten maada, silah desteği ve onun ötesinde fiili destek veriyor. Bundan dolayı Sunday Times gibi kimi İngiliz gazeteleri Türk uçağının Rusya tarafından düşürüldüğünü ileri sürüyorlar. Hacızade daha önce de çemkirmiş ve İsrail’den evvel hedeflerinin Türkiye olduğunu söylemiştir. Bu Suriye’de test edilmiş oldu ve Beşşar rejimiyle birlikte ilk hedefleri İsrail değil masum Suriye halkı olmuştur. Hacızade’nin sözleri test edilmiş ve testten geçmiştir.
•
Bakanı Omran ez Zubi Esat’tan, Esat ise bakanından daha yalancı. Daha önce İsrail uçaklarının aynı mevkide üç kez Suriye hava sahasını ihlal ettikleri için Türk uçağını İsrail uçağına benzettiklerini söylemiş ve buna çok kederlendiğini ilave etmiş. Cumhuriyet aracılığıyla pilotların yakınlarına taziyelerini sunan Esat, Türkiye’nin savunduğu gibi Türk uçağının Suriye sınırları içinde düşürülmesi halinde resmi olarak özür dilemekte bir an bile tereddüt etmeyeceğini ve yine de İsrail uçağı zannederek bir Türk uçağını düşürmekten dolayı teessüf ettiklerini ifade etmiştir. Erdoğan ne yaparsa yapsın Suriye kuvvetlerini sınıra yığmayacaklarını zira Türk halkının dost bir halk olduğunu da ileri sürmüştür. Öyleyse yıllar yılı niye baba oğul PKK’yı desteklediler ve onun ötesinde ASALA’ya kol kanat gerdiler? Türk halkını dost bildikleri için mi? Suriye rejimi müseccel marka yalancı ve düzenbaz bir rejimdir. Dostları da öyledir. Hiçbir şeylerine inanılmaz. Özellikle mevcut İran rejimi de öyledir. İslam dünyasının başına büyük gaileler açmış, çoraplar örmüş ve bölgeyi bir savaştan diğerine sokmuştur. Ama süngüsü düşmek üzeredir. Bizim kimsenin diniyle mezhebiyle alıp veremediğimiz yok. Sadece biz safdil olan insanlarımızı bunların tehlikelerine karşı uyarmaya çalışıyoruz. Onların özlerinin ve sözlerinin insanların algıladıkları gibi olmadığını anlamalarına gayret ediyoruz. Pazarladıkları şey mağşuş akçedir. Bundan dolayı zorunluluk tahtında ve kerhen halkımızı bunların tehlikesine karşı uyarmayı üzerimize borç biliyoruz. Irak ve Afganistan meselesi ve bu ülkelerin işgalinde işbirliği ve ardından ikinci kez Suriye’de yaptıkları ve tüy diktikleri yanlışla birlikte İslam dünyasında fecr-i kazip olan İran’ın Pers güneşi solmaya başlamıştır. İçteki ve dıştaki düşmanlarına ve gafillere rağmen Türkiye’nin yıldızı parlıyor. Bu da karşı cephenin kinlerini biliyor. Biz de Kur’an buyruğundaki gibi deriz: Kul mutu bigayziküm. Kininiz sizi öldürecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi