Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Gaye; Ömer Dinçer düşmanlığı, eğitim değil

Gaye; Ömer Dinçer düşmanlığı, eğitim değil

Önceki gün İcra Kurulu Başkanımız Mustafa Karahasanoğlu’nun odasında, günlük gazetelerin manşetlerine bakıyorduk.


Öne çıkan başlıklardan birisi, bu hafta okula başlayan çocuklarla ilgiliydi ve sağcısıyla, solcusuyla herkes Ömer Dinçer’e vurma yarışındaydı.

Salı günkü gazeteyi görenler hatırlayacaklardır, bir tek bizim gazete adil davranmış. Ömer Dinçer’in zil çalan resmini koyarak haber yapmıştı.

Gayrimüslimlere yakın bir milletvekilinin dediği gibi;

-“Akit Gazetesi’nin İslami hassasiyeti, siyasi düşüncelerinin üzerindedir ve baktıkları pencere İslami çerçevelidir.”

Bu gerçeği Müslümanlık hassasiyetine sahip kimseler de söylüyor, gayrimüslimlere yakın duran objektif kişiler de.

Milli Eğitim, Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa halkın bakanlığı oldu. İnsan hiç olmazsa bu açıdan bakar meseleye.

¥

Dünyadaki en zor iş, insanoğlunu mutlu etme sanatıdır.

Binbir duygu, düşünce, ırk, huy, karakter, zengin, fakir, iyi, kötü, Müslüman, Hıristiyan, dindar, din düşmanı, ayyaş, sarhoş, gaspçı, katil, terörist gibi daha nicelerini sayabileceğimiz kişi ve kişilerin yaşadığı bir ülkede, kim kimi nasıl mutlu edebilir?

Bir kısım medya denilen ve bu hükümete kadar tüm mal varlıklarını devletin hazinesinden elde edenlerin, Başbakan Erdoğan başta olmak üzere Ömer Dinçer’e ve diğer alnı secdeye giden herkese düşman oldukları çok aşikâr değil mi?

İşte bu noktada benim anlamadığım kısım şurası:

Bu güruhun arkasından giden muhafazakâr kimlikli bir kısım medyacılar, onlara şirin gözükme adına ve “Bakın biz de sizin gibi vuruyoruz” kompleksiyle, kendi helal ocaklarında başkalarının haram yemeğini pişirmekteler.

¥

Şimdi söyleyeceklerim Allah’tan korkup kuldan utananlar içindir.

Enine boyuna hatırladığım ilk koalisyon hükümeti, 1973 MSP-CHP koalisyonu ve ondan sonraki tüm koalisyonlarla hükümetlerdir.

Bu koalisyonda Allah rahmet eylesin, Erbakan Hoca;

-“Bize Milli Eğitim Bakanlığı’nı verin, iki ya da üç eksik bakanlığa razıyız” der.

Aldığı cevap şudur:

-“Dışişleri, Maliye, Milli Savunma ve Milli Eğitim Bakanlığı dışında, bütün bakanlıkları verebiliriz ama bunları asla!”

O tarihten sonraki koalisyonların hepsinde Milli Eğitim Bakanlığı, vesayetçilere “başüstüne” diyen “taşeron bakanlara” verilmiştir.

¥

Rahmetli Özal döneminde ise Vehbi Dinçerler Milli Eğitim Bakanlığı’na geldiğinde kıyametler kopmuştu. Vehbi Bey o günleri anlatsa da başına nelerin geldiğini öğrensek.

Diğer taraftan Hasan Celal Güzel de aynı akıbeti yaşadı. Hasan ağabey de yaşadıklarını yazabilir veya anlatabilir.

Bu hükümetin milli eğitime verdiği önemi, Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir hükümet veremedi, daha doğrusu verdirilmedi. Mayası temiz olanlardan istirhamım şudur:

Malum medya, nutfelerinin gereği meseleye at gözlüğüyle bakıyor. Onların atına binen çabuk düşer ve yaralanır.

Burada esas düşmanlık, okullara konulan dersleredir. Devam edecek.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi