Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Habibi Neccar Hazretleri

Habibi Neccar Hazretleri

“Ezan, Çan ve Hazan.” Tarihinin ne zaman başladığı bilinmeyen şehir.


Antakya’da isteyen ve dileyen bu üç sesi de duyar. Ezanı duyan ezanı duyduğu, ça­nı duyan çanı duyduğu, hazanı duyan da hazanı duyduğu yere gider.

Yalnız Antakya’da öyle bir yer vardır ki, ezanı duyanlarla çanı duyanlar aynı yer­de buluşurlar. İşte burası, Uzun Çarşı’nın üstünde bulunan Habib-i Neccar Ca­mii’dir.

Caminin içerisindeki Habib-i Neccar Hz.lerinin kabri ile Hz. İsa Aleyhisselamın ha­varilerinin kabirleri aynı yerdedir ve aynı kapıdan girilip çıkılır.

Müslümanlar ve Hıristiyanlar asırlardır burasını ziyaret ederler. Müslümanlar ile Hıristiyanların ortak ziyaretgâhıdır. Esasında hoşgörünün başlangıç noktasıdır.

Habib-i Neccar Hz.leri ismini taşıyan caminin avlusunda, Habib-i Neccar ile Hz. İsa Aleyhisselamın ha­varilerinden; Yahya, Yunus ve Şem’un-ı Sefa’nın mezarlarının bulunduğu, hem İslam kaynakları hem Hırisityan kaynaklarında mevcuttur.

Ayrıca biz Müslümanlar için en önemli taraflarından birisi de şudur:

Caminin Anadolu’da yapılan ilk cami olmasıdır ve İslam’ın Anadolu’ya buradan yayıldığı bilinmekte­dir. Habib-i Neccar Camii’nin yapılış hikâyesi şöyle:

Hz. Ömer’in halifeliği döneminde 636 yılında İslam orduları şehri fetheder. Habib-i Neccar Hz.leri baş­ta olmak üzere Hz. İsa Aleyhisselamın havarilerinin mezarları tespit edildikten sonra onların ve fethin hatırına cami ve türbe inşa edilir.

Bu sebeple bugünkü ya da Osmanlı sınırları içerisinde, Habib-i Neccar Camii, ilk yapılan cami olarak ka­bul edilir.

969 yılına kadar cami olarak ibadete açık olan ve içinde külliyesi de bulunan bina, Hıristiyanlar şehri ele geçirince kiliseye çevrilir.

1084 yılında Süleyman Şah şehri fetheder ve tekrar cami olarak ibadete açılır. 1096 Haçlı seferleri sıra­sında yeniden kiliseye dönüştürülür.

1268 yılında Memluklu sultanı kabirlere dokunmadan tekrar camiye çevirir ve o tarihten itibaren Ha­bib-i Neccar Camii olarak Müslümanlara, türbesiyle de hem Müslüman hem de Hıristiyanlara hizmet eder.

Yalnız Hatay’ın birinci deprem kuşağında olması hasebiyle cami 1853 senesindeki büyük depremde ta­mamen yıkılır.

Bugünkü mimari durumu, eski haline özen gösterilerek 1857 yılında yeniden yapılır. Bu arada şu ayrın­tıyı da paylaşmalı.

Dünyanın en eski kilisesi Antakya’dadır. Antakya St. Pierre Kilisesi, buradadır ve “Hıristiyan” kelimesi ilk defa bu coğrafyadan dünya dillerine yayılır.

Yılın hemen her mevsiminde turist çeken Hatay bölgesi, bu inanç mozayiği sebebiyle çok hareketlidir ve inanç turizmine ev sahipliği yapmaktadır.

Habib-i Neccar Hz.leri ve Hz. İsa Aleyhisselam havarilerinin kaynaklarda anlatılan hikâyesini yazmak için yerim bitti. İnşaallah yarına kaydedeyim.

Künefesi başta olmak üzere, Türk mutfağı, Arap mutfağı ve Akdeniz mutfağıyla, herhalde Antakya bir yemek ambarıdır.

Hayırlı bayramlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi