Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Bişkek

Bişkek

Bir şehrin öne çıkan özelliklerinden biri de, meydanları ve parkları olmalıdır.

Orta Asya’nın en genç başkenti Bişkek, bu yönüyle diğer başkentlerden oldukça farklı.
Fıtratım ve ideolojim gereği, Rusları sevmem ama adamların hakkını da vereyim. Yeşil alan, caddeler ve meydanlar konusunda bir numaralar.
Bişkek’in meydanları, meydan gibi caddeleri ve asırlık ağaçlarıyla dev parkları, şehre ve insanlara nefes aldırıyor.
Orta Asya’nın İsviçre’si olarak adlandırılan Bişkek, 20. Yüzyılın başlarına yakın kurulmuş bir başkent.
İpek yolu üzerinde bulunan Bişkek, Aladağ’ların dibindeki Çuy vadisinde, Orta Asya’yı Sibirya’ya bağlayan demiryolu hattı üzerinde konuşlanmış.
¥
Bişkek’in İstanbul Taksim’deki anıta dair bir hikâyesi var.
Bişkek, 1924 yılında önce SSCB idaresinde merkez olarak kullanılırken, iki yıl sonra başkent ilan edilir ve şehre Bolşevik komutanlardan Mihail Frunze’nin adı verilir.
Bu şahıs, Lenin’in yakın arkadaşı ve Ekim Devrimi’nin öncülerindendir. 1921 yılında Sovyetler birliği adına Türkiye’ye gelir ve Sovyetlerle Türkiye arasında bir dizi anlaşma yapar. İşte Taksim’deki heykelde bu şahıs da vardır.
Kırgızistan 1991 yılında özgürlüğüne kavuşunca, ilk iş olarak şehirden bu şahsın adı hemen silinir ve Bişkek ismi verilir.
Bişkek’in merkezi ve ana caddelerinde her ne kadar Rusya’nın izleri görülse de hemen arka caddelere ve mahallelere doğru gidildiğinde, kendinizi Anadolu’nun herhangi bir şehrinde hissedersiniz.
Sokakta oynayan çocuklar bile size Anadolu’dan kareler hatırlatır. Kültürel kodlarımızda ne kadar benzerlikler olduğu görülür.
Komşu ilişkilerinden misafir ağırlamaya, düğünlerden cenazelere kadar yapılan adet ve görgü kurallarımız neredeyse aynıdır.
Yakın geçmişe kadar Orta Asya’ya gidip gelenler en çok şunu söylerlerdi.
-“Adamlar Ramazan ayında bile misafirlerine içki ikram ediyorlar.” Bağımsızlıktan sonra böyle bir şey yok.
Misafirlerine ikramda sınırsız baskı yaptıkları doğru, “ağzınız değsin” diye her şeyi tattırmaya çalışıyorlar ama halk Müslüman ve evlerinde içki yok.
Kırgızistan’da dolaştığım ve yaptığım araştırmada içki ikram edildiğine şahit olmadım ama ellerinde bulunan her şeyi yedirip içirmek istediklerini gördüm.
¥
Sebat Eğitim Kurumları’nın okulları zaten Bişkek’te küçük bir Türkiye olmuş. İlk, orta ve liselerden sonra Aladağ Üniversitesi de Bişkeklilerin gözbebeği.
Ayrıca iki halk arasındaki bağların güçlenmesi için çeşitli sivil toplum kuruluşlarının, kültürel ve sosyal hizmetleri de harika.
TİKA’nın organizesi ve denetiminde Bişkek’te, Türkiye’nin önemli hizmetleri var.
İki ülke arasındaki sosyal, kültürel ve ekonomik sahalardaki temsilciliği ve faaliyetlere desteği, Türkiye ile Kırgızistan arasında bir güven köprüsü kurmuş.
Bu köprüden “iyi niyetle” geçip, Bişkek başta olmak üzere Kırgızistan’ın diğer şehirlerine gelmek isteyen herkese, ülkenin kapıları ve halkın gönlü açık.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi