Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Ali Şükrü Beyin cevabı Erdoğan’ın misyonudur

Ali Şükrü Beyin cevabı Erdoğan’ın misyonudur

Bir iman kalesi olan Ali Şükrü Bey’in TBMM’de tek soruluk ankete verdiği cevap, Başbakanımız R. Tayyip Erdoğan ve Müslüman halkımızın misyonu olarak kayıtlara geçmeli.

Yahya Düzenli, Trabzon’da çıkan günlük Günebakış gazetesindeki köşesinde Ali Şükrü Bey’i özetle şöyle anlatıyor:

Ali Şükrü Bey; Trabzon milletvekili olarak Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda 12 Ocak 1920 tarihinden itibaren sadece 64 gün, I. Meclis’te ise, 23 Nisan 1920’den şehid edildiği tarih olan 27 Mart 1923’e kadar 3 yıl gibi kısa bir süre milletvekilliği yapmasına rağmen “ne kadar değil, nasıl yaşadığı” ile anlaşılabilecek bir şahsiyettir.

39 yaşında ömrünün baharında şehadetle buluşan Ali Şükrü Bey; feraset, basiret, şecaat ve celâdetiyle, temsil ettiği şehrin numune-i imtisal bir milletvekili olarak 27 Mart 1923’te hunharca bir cinayetle şehid edilip, dâr-ı bekâya hicret etmişti.

Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda zabıt kâtipliği,  I. Meclis’te Evrak ve Tahrirat Müdürlüğü ve daha sonraları milletvekilliği de yapan Trabzonlu hukukçu-gazeteci Necmettin Sahir (Sılan) Bey, 1921 yılında milletvekillerine yönelik tek sorulu bir anket düzenliyor. Ankette su soruyu soruyor:

- “Kazanılacak olan Millî İstiklal Mücahedemizin feyizdâr ve semeredâr olması neye bağlıdır?”

Bu sorunun sorulduğu yılı düşündüğümüzde, sorunun ve milletvekillerinin vereceği cevapların ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.

Bu soruya Trabzon milletvekili şehid-i muazzez Ali Şükrü Bey, 27 Ekim 1921 tarihinde kendi el yazısıyla şu cevabı veriyor:

“Cevap: İstiklâl mücahedemizin feyizdar olması, halkta hissiyat-ı diniyenin tenmiye ve takviyesine mütevakkıftır.

Çünkü feyizdar semereler, ancak ve ancak temiz yüreklerin ve faziletkâr ruhların mesaisinden doğabilir.

Safiyet ve faziletin temeli ise, dinin pek ulvî olan ilhamat-ı kudsiyesidir.

Tarih-i âlemin sahifelerine şöylece bir göz gezdirilecek olursa birçok milletlerin, hissiyat-ı diniyelerine ârız olan zaaf ve inhitat yüzünden ya tamamiyle inkıraza veyahut esarete giriftar oldukları görülür.

Hulâsa, cemiyet makinesinin düzgün ve pürüzsüz bir şekilde işlemesini temin eden yegâne ve esas vasıta, halkın rabıta-i diniyesidir.

Ankara; 27 Teşrinievvel 1337

Trabzon Mebusu Ali Şükrü”

Ali Şükrü Bey’in bu cevabı; nasıl kavî bir Müslüman ve dava ve mücadele adamı olduğuna, Millî Mücadele sonrasında toplumun bekâsının yegâne şartının; İslâmî hassasiyet ve bağlılıkta ve erdemli insanların emeğine bağlı olduğuna ilişkin, kendi kaleminden çıkmış önemli bir metindir.”

Evet, Başbakanımız R. Tayyip Erdoğan da bu müthiş cevaba sahip çıkarak, ‘dini ve milli değerlere bağlı gençler yetiştirmeliyiz’ diyor.

Ancak Allah’a ve Rasulüne iman edenler birlik oluşturabilir. Sözü Ali Şükrü Bey’le noktalayalım.

- “Mâzî, âyine-i ibrettir. Mâziyi unutan, istikbalde yolunu şaşırır!”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi