Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Efsane imalatçısı maiyet gazetecileri!

Efsane imalatçısı maiyet gazetecileri!

II. Bush’un 2003 Bağdat işgali sırasında bir kavram iştihar etmişti. Embedded gazetecilik. Bizim ifademizle maiyet gazeteciliği. Muhabirler tankın içinden bildiriyorlardı. Esasında embedded gazeteciliğin sınırları geniş. Sadece tankın içinden bildirmiyorlar. Bazen saraydan bildiriyorlar ve bazen de liderlerin ağzından bildiriyorlar. Bunların en tanınmışlarından birisi Nasır’ın teorisyeni veya Belam’ı Muhammed Haseneyn Heykel’dir. Kuveyt’in en tanınmış gazetelerinden Es Siyase el Kuveytiye Nasır’ın önemli adamlarından ve işkencecilerinden Şemsi Bedran’ın hatıratını yayınlıyor. Burada ilginç ayrıntılar var. 1956 yılında Üçlü Saldırıdan sonra Nasır’ın değiştiğini ve farklı bir kişilik haline geldiğini ifade ediyor. Üçlü Saldırının ardından maiyet gazetecisi veya basın üfürükçüsü Muhammed Haseneyn Heykel, Nasır etrafında bir efsane halesi üretmeye başlar ve başarır da. Ardından Nasır’ın ölümünden sonra da efsane yaşar(http://www.onmasr.com/egypt/25225 ). Gazetecilik tarihinde Heykel tipi efsane imalat eden ve habbeyi kubbe ve kubbeyi habbe yapan gazeteciler ve yazarlar bol. Bunların en tanınmışlarından birisi ‘bay müfteri’ Seymour Hersh’tir. Onun hikâyesini anlattık. Bir diğer maiyet gazetecisi ise İngiliz gazeteci Robert Fısk’tır. Bunların ortak özelliği suret-i haktan görünmeleridir. Nazarımızda Bush’a her sataşan kahramanlık mertebesine yükseliyordu. Sataşanların bozuk taraflarını görmüyorduk bile. II. Bush’un 11 Eylül olaylarının ardından Afganistan’a saldırması sırasında Fısk, Pakistan ve Afganistan hattında gazetecilik yapmaktadır. Muhammed Said Sahaf’ın deyimiyle uluc(tekili ile) yani Amerikan gâvurlarına benzetilen Robert Fısk halk tarafından hırpalanmıştı. O sırada bendeniz Fısk’a acımış ve bunu yapanları içimden kınamıştım. Şimdi ise saflığıma acıyorum.

*

Bush’un Bağdat’taki tanklarına binenler gibi Dera’da Esat’ın tanklarına binerek halkın katledilmesini aktarırken gördüğümde Pakistanlıların az bile yaptıkları kanaatine vardım. Hak yerini bulmuştu. Yusuf Sancak, ‘Sırp Çetniklere kurşun attı, bu, gazetecilikle bağdaşmaz’ diye aforoz edilmiş ve mesleğine veda etmek zorunda kalmıştı. Halbuki, Robert Fısk daha fazlasını usturuplu bir biçimde Suriye ve diğer cephelerde yaptı. Esat’çılar, Esat’ın haklılığına dair Robert Fısk’ı delil gösterdiler. Psikolojik harp üzerinden insanların kimyalarını bozuyor ve haklı ve haksız tarafları birbirine katıyordu. Fısk, Irak işgali sırasında Amerikalı embedded yani maiyet veya tank nöbetçisi gazetecileri kınıyordu. Suriye cephesinde ise kendisi baş maiyet gazetecisi haline geldi. Meslektaşı İngiliz Patick Seale’den görevi veya misyonu devraldı. Tankların üzerine çıkarak halkın katledilişini haber yaptı. Hem de Esat tarafını kayırarak. Bunlar misyon gazetecisi.

*

Neden Esat ailesine en yakın gazeteciler İngilizler arasından çıkıyor? Yoksa Esat ailesi İngiliz çıkarlarının emanetçisi mi? Guta’da Esat rejimi tarafından kimyasal silahların kullanılmasından tam bir yıl evvel (Ağustos 2012) Şam varoşlarından Darya’ya tanklar eşliğinde yapılan saldırıların en mühim tanığı maiyet gazetecisi Robert Fısk olmuş ve bunu günlerce The Independent’deki köşesinde tefrika halinde yazmıştır. Elbette bu adam Türkiye hakkında, temelsiz Seymour Hersh adındaki zibidinin tezlerine destek verecektir. Maiyet gazetecilerinin tamamı Esat cephesinde görülüyor. Bir hikmeti veya sırrı olmalı! 11 Nisan 2014 tarihinde ölen Patrick Seale, Esat’ların aile tarihçisiydi. Sapla samanı birbirine katarak birçok kitap yazdı. Zihinleri ifsat ve idlal etti. İnsanlar Suriye’yi onun zaviyesinden okudular ve anladılar. Seymour Hersh gibi o da (ana tarafından) bir Yahudi idi.  Lübnan’da Casuslar Mektebi olarak anılan Şemlan’ı bitirmişti. El Mecelle ve el Hayat gazeteleri dahil Arap matbuatında yıllarca yazmış ve Suriye’ye uzanan Arap Baharını takip etmiş ve ölmeden evvel Esat ailesini kollayan ve siyasi çözüm ve pazarlıkları telkin eden makaleler yazdı. Halkın giyotininden Beşşar’ı almaya çalışmıştır. Ayrıca Ebu Nidal, Philby’nin hayatını (The long road to Moscow) kaleme almıştır. Son birkaç yıl içinde el Hayat gazetesinde yazdıkları söylediklerimize tanıktır. Baba Esat, 1970 yılında arkadaşlarına karşı darbe yapmadan önce İngiltere’de sır dolu üç hafta geçirmiştir. Ondan sonra da yönetime tek başına el koymuştur. Beşşar da İngiltere’de eğitim görmüştür. Heykel, Nasır’ın efsane imalatçısı ise Seale de Esat’ların efsane imalatçısıdır. ‘Son uluc/gavur’ Fısk da onların yolundan gidiyor. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi