Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Likudnik Sisi

Likudnik Sisi

Yemen’in başkenti Sanaa ile Tahran arasında uçak seferlerinin başlamasının ardından  Husilerin bakan vekilleri veya paralel hükümetin üyeleri  Sanaa’ya gelen ilk uçakla birlikte Tahran’a gitmişlerdi. Oradan destek ve taktik alacaklardı.  Ayak takımı milisleri tıkanmışlıklarını ve apışıp kalmalarını aşmak için Tahran’a deneyim devşirmeye ve taktik almaya gittiler.  Aynı günlerde bir Husi heyeti de en üst rütbeli lejyoner Sisi’nin huzuruna Kahire’ye ulaşmıştır. Husiler Kahire’deki şantaj çetesine koz üretiyorlardı. Sisi’nin Riyad ziyaretine, Husilerin Kahire ziyaretleri ışığında bakmak gerekir.  Bölgede Kahire ve Tahran’ı endişelendiren yeni bir eksen doğuyor. Mürsi döneminde Kahire-Ankara ekseni hem Kral Abdullah hem de Ali Hamaney’i endişelendiriyordu. Bunu darbeyle kırdılar.  Elbettte Batılılarının da endişelerini ve rolünü unutmamak lazım. Bundan dolayı Lübnanlı siyasi analizci Ali Hüseyin Bakir’in ifadesiyle Bush Irak’ı İran’a gümüş tepsi içinde sunarken halefi Obama Suriye ve kalan bölgeleri de elmas bir tepsi içinde sunmuştur.  Şimdi ise Riyad-Ankara ekseni Tel Aviv ile birlikte Kahire ve Tahran’ı telaşlandırıyor.  Kiralık general Sisi gardını almak için Riyad’a gitti. Daha doğrusu Husi şantajı ve kozuyla birlikte Sisi doğmakta olan Riyad-Ankara ekseninin önünü kesmeye gitmiştir.  Sisi kuyruğunu kısmış ve bir taraftan dışlanmamak için Eş Şark al Avsat gazetesine konuşmasındaki gibi Türkiye ve Katar’a övgüler düzüyor onlar hakkında kendisinden kem söz sadır olmadığını ileri sürüyor, diğer taraftan da Husiler kartıyla Riyad’a damlıyordu.   Bölgesel kefili Suudi Arabistan’ı kaybetmek istemiyor.  Diğer taraftan da kendisinin dışlanması ihtimaline karşı İran mihveri nezdinde rol arıyor, bahusus Körfez ülkelerine karşı Husilerle sırt sırta veriyordu.

***

Tarih tersinden tekerrür ediyor. Nasır’ın çömezi olan Sisi Yemen’de Suudi Arabistan karşısında yerli araçları farklı olan benzeri bir politikayı izliyor. Şöyle ki, 1962 yılında Suudi Arabistan’ın arka bahçesine asker sevk eden Nasır cumhuriyetçi bir çizgiyi izlemekteydi.  Suudi Arabistan ise imam Yahya’yı destekliyordu.  Şimdi ise imamcı çizgiyi Sisi, cumhuriyetçi çizgiyi ise Suudi Arabistan destekliyor.  Anlayacağınız külahlar değişti. İmamcıların devamı olan Husiler şimdi Mısır kayığında kürek çekiyorlar. Nitekim Ali Abdullah Salih’in yakınlarından Tümgeneral Yahya Muhammed Abdullah Salih ülkenin birlik ve bütünlüğünü korumak için Sisi’nin duruma el koymasını ve müdahale etmesini istemiştir. Yemen’de  Salih Libya’da Hafter, Sisi’nın fiili ve potansiyel ortakları. Sisi aynen Suriye’deki kopyası Esat gibi çok yönlü işlevsel bir kiralık başkan.  Hamas gibi İsrail karşıtı örgütleri terör listesine alarak İsrail’e meccanen hizmet ettiği gibi bu yönüyle ABD’deki Neoconları da hatırlatmaktadır.  Bir zamanlar İsrail’den daha İsrailci olan bu kimseler Amerikan basınında ‘Likudnikler’ olarak anılmışlardır.  İsrail’deki en aşırı Siyonist parti olan Likud’a hizmet etmelerinden dolayı bu sıfatı paylaşıyorlardı. Şimdi de İsrail’e en yakın rejim Sisi’nin başında bulunduğu Mısır rejimidir. Mısır rejimi kendi halkından ve Müslümanlardan başka herkesin hizmetindedir.  Eski rejimlerin kurtarıcısıdır. Bu anlamda Esat’a kol kanat gerdiği gibi Kaddafi’nin kalıntılarından olan Halife Hafter’in baş müttefikidir.  Kala kala İsrail ile birlikte yanında BAE ve Ürdün rejimleri kalmıştır.  İran ile İsrail ekseni arasında yalpalamaktadır.

***

Sisi gergin günler geçirmektedir. Velinimeti Suudi Arabistan’ı kaybederek darbenin finans ayağının kesilmesinden endişe ediyor. Bundan dolayı Türkiye-Suudi Arabistan düğününü bozmak için ale’l acele bu ülkeye damlamıştır. Bir taraftan yaltaklanmakta diğer taraftan da şantaj yapmaktadır.  Sisi Mısır’ın dışlanmasından yerine Katar-Suudi Arabistan ve Türkiye ekseninin ikame edilmesinden ürkmektedir.  Darbe, ekonomik ayağının çökmesi ihtimalinden dolayı varlık-yokluk kaygısına düşmüştür.  Suudi Arabistan İran ekseniyle baş edebilmek için İhvan ile ilişkilerini yeniden düzenlemek zorundadır. İrancı diye Mürsi’ye karşı Sisi’ye yol vermişlerdi. Şimdi bunun çıkmaz bir sokak olduğunu gördüler. Çıkmak istiyorlar. Elbette kolay değil.  Sisi’den halkına yar olmadığı gibi başkalarına da yar olmaz.   Yerli Napolyon gibi süslü püslü ama onun çerisi bile olamaz. Havyarla yaşanmaz şantajla da var olunmaz.  Sisi şimdi Husileri yedekte tutuyor. Dostlarına karşı onları şantaj unsuru olarak kullanıyor. Yorumcu Muhammed Nasır’ın ifadesiyle Sisi’nin baskın Riyad ziyaretinin arkasında Türkiye ile köprü kurmak değil şantajlar üzerinden koltuğunu koruma kaygısı var ( ).  Arpalık olarak gördüğü Körfez’den gelen ulufenin kesilmesinden korkuyor.   Ahmet Muvaffak Zeydan’ın ifadesiyle bölgeyi kasıp kavuran felaketlerin merkezinde Mısır darbesi ve onun yüzeye çıkardığı Sisi var. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi