Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Putin ve Vassallarının İslami Söylemi

Putin ve Vassallarının İslami Söylemi

Vladimir Putin’in kendisine göre bir İslam politikası olduğu anlaşılıyor. Müslüman dostu olmadığı halde Müslümanlara dost görünerek taraftar edinmek ve toplamak istiyor. Uluslar arası arenada Müslümanların saflığını siyasi sermaye olarak Batı ile pazarlık unsuru olarak masaya sürmek ve tavzif etmek niyetinde.  Soğuk Savaş döneminde SSCB bunu bir yönüyle yapmıştı. Böylece Müslümanlar yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştu. Suriye eski başbakanlarından Maruf Devalibi Amerikan elçisiyle görüşürken ikisi arasında geçen konuşma belki günümüze de ışık tutacaktır. Devalibi, Amerikan elçisine, ‘ ikili ilişkilerde İsrail’i araya katmayın, biz sizinle olmak istiyoruz’ diyor. Amerikan elçisi ise , ‘Siz Suriyeliler olarak Ürdün’ün yolunu izleyin, İsrail’le olmadan bizimle olamazsınız’ diyor. Amerikan elçisi son noktayı koyuyor: Ya bizimlesiniz ya da SSCB ile. Bunun üzerine Devalibi, ‘ ne yapalım bize üçüncü seçenek bırakmadınız’ demek zorunda kalıyor. Bunun üzerine Muhammed Maruf Devalibi Amerikalılar nazarında kızıl şeyhe dönüşür. Ama tersinden bakarsanız da durum böyledir.  SSCB kara kaşı kara gözü için Müslümanlarla yar ve dost olmaz.   Müslümanlar onun için bağımsız bir kütle olmaktan ziyade Batı ile ilişkilerde masaya veya satranç tahtasına sürülecek kozlardan sadece birisidir.  Ya sömürge ya piyon!

Müslümanlar da küresel denge ile oynayabilirler lakin büyük devletlerden birisini yaslanamazlar.  Belirli bir mesafeyi korumak zorundadırlar. Yoksa bağımsız bir irade ortaya koyamazlar.  Uydu olmaktan öteye gidemezler. Putin yeni soğuk savaşın arifesinde eski oyunu yeniden sahneye sürüyor. İmparatorluğunu Ortadoğu’ya kadar yaymak istiyor. Bunun için de bir İslam politikasına ihtiyacı var. Bu da Müslümanların hisleriyle oynamak. Daha düne kadar Fransa’yı taklit ederek başörtüsü ve camiler konusunda kısıtlayıcı yaklaşımları benimseyen Putin ne zaman İslam ve Müslüman dostu oldu?  NEVILLE TELLER adlı Yahudi yazar, The Jerusalem Post gazetesinde, ‘ Putin’s Middle Eastern empire’ başlıklı makalesinde (11/3/2015) Putin’in Esat’a dayanarak imparatorluğunu Ortadoğu’ya doğru genişletmek istediğini yazıyor. Mısır’daki darbeden sonra yeni bir umudu daha oldu. Sisi. Bunlar paralı lejyonerler; ayakta kalmak için ülkelerini parsel parsel satabilirler. Nitekim Esat hem İran hem de Rusya’nın vassallığını yürütmektedir.  Sisi de peşinden gidiyor. Putin’in İslam politikasıyla bunların İslam politikaları da aynıdır.  Bilindiği gibi, 1999 ve sonrasında Putin Çeçenistan’da İslam politikasını anti Vehhabilik üzerine kurmuştur. Sisi ve Beşşar Esat ise buna siyasal İslam’ı ve Müslüman Kardeşleri de ilave ediyor.

Putin, İslam politikalarını uygulamak için Çeçenistan’ı pilot bölge olarak seçmiştir. Burada bu politikaları Ramzan Kadirov sürdürmektedir.  Şia’nın tekfirciler veya nasibiler diyerekten kendilerine durumdan vazife çıkarmaları gibi Putin’de  anti Vehhabilikten bahsetmektedir.  Ramzan Kadirov’un açmış olduğu dini mekteplerde anti Vehhabilik okutulmaktadır. Putinizmin vassalı olan Kadirovizm, Nakşibendiliğe karşı Kadiriliği ve Vehhabiliğe veya Selefiliğe karşı da panzehir fikirleri terviç etmektedir. Kadirilik resmi hat olarak benimseyerek zımni olarak Şeyh Şamil geleneğine reddi mirasta bulunmaktadır. Ruslarla uyumlu olan bir anlayış pompalanmaktadır.  Elbette Kadirilik onun takdim ettiği gibi değildir. Esat da Suriye’de bu politikaların yansımasını ve izdüşümünü talim etmektedir. Vakıflar Bakanı Muhammed Abdussettar, İsam Mısri gibilerinin deruhte ettiği bu kampanya sonucunda rejime uygun bir ‘İslami dil’ geliştirilmiştir. Hindistan’da da İngilizler vaktiyle direniş hattını kırmak için direnişçileri Vehhabi olarak yaftalamışlardı.  Ama Suudi Arabistan’da iktidarı onlara verdiler. Elbette Vehhabilik veya Selefilik, bu meseleden bağımsız olarak değerlendirilmelidir.  Esat rejimi müesses bir İslami dil üretmiş ve bunu hocalara empoze etmektedir. Bu resmi söylem materyallerini de üretmiştir. Suriye rejiminin ürettiği müesses İslami dil ‘Fıkhu’l Ezme/Kriz Fıkhı’ olarak bilinmekte ve dini görevlilere dayatılmaktadır. Dört ciltlik bu çalışmada, kontra hareketler olarak Müslüman Kardeşler, Vehhabilik, Selefilik ele alınmakta, devrim, cihat nikahı, kadın ve ümmetin birliği, mezhepçilik gibi konular işlenmektedir. Elbette vakıflar bakanlığının görüşüne ve rejimin havasına göre. Kısaca Putin ve vassallarına göre, İslam Müslümanlara bırakılmayacak kadar önemlidir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi