Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Şii ve Kürt Yayılmacılığının Aracı

Şii ve Kürt Yayılmacılığının Aracı

99 yıl sonra Amerikalılar etnik ve mezhebi faylar üzerine (Kürtler ve Şiiler) bölgeyi yeniden kurgulamak, şekillendirmek istiyor. Buna ‘Sykes-Picot 2’ deniliyor. Ya da Amerikan Sykes-Picot’su! Bu projenin hayata geçirilmesinin en iyi yöntem ve araçlarından birisi de IŞİD türü örgütlerin peydahlanmasıdır. Bush, 2003 yılında pandoranın kutusunu açtı ve tarihi kin birikimiyle meşbu ulusalcılığın ve mezhepçiliğin temsilcileri ayrılıkçı Kürtleri ve mezhepçi Şiileri öne sürdü. Bununla birlikte 9 Haziran 2014 tarihinde IŞİD’in Musul’u ele geçirmesiyle birlikte bölgenin çözücülerine yeni bir unsur daha ilave edildi. Bu unsur din adına canavarlık yapan IŞİD’den başkası değildi.

Bir yıl sonra hiçbir şey olmamış gibi Mayıs 2015 tarihinde bile bile gözle kaş arasında IŞİD Anbar’ın merkezi olan Ramadi’yi ele geçirdi. Amerikalı yazar Eli Lake  IŞİD’in Ramadi’yi ele geçirmesinin tamamen ABD’nin göz yumması sonucu gerçekleştiğine parmak basıyor (http://aawsat.com/ home/article/372356). ABD bölgeyi bu yolla yeniden dizayn etmek istiyor. Bunun için kendisine malzeme ve araç lazım. Kürtler ve Şiiler bir yere kadar yararlı oluyorlar.

Bundan dolayı IŞİD’i de envanterlerine eklediler, devreye soktular. ABD’nin elinde her türlü istihbarat malzemesine ilaveten havadan müdahaleye imkân veren koalisyon filosu vardı. Ramadi etrafında bulutlar gibi IŞİD konvoylarının toplandığını görmesine rağmen kılını kıpırdatmamıştır. Kuş uçurtmama imkânları varken Ramadi’yi IŞİD’e peşkeş çektiler. Senatör McCain de bu gerçeği teyit etmiştir. Şiilerin ABD’ye bağımlılığını artırmak için Ramadi’nin IŞİD’in eline geçmesini planlamışlardı. Bir de Felluce ile ilgili nankörlüklerini cezalandırmış oldular. Böylece yeniden Musul’dan sonra bir kez daha dejavu hali yaşattılar. Bir yıl önce Musul’da görünen ve yaşanan olay bir kez daha Ramadi’den tekerrür etmiştir.

***

Kimse yüksek sesle bunları ABD’ye söyleyemiyor. Bununla birlikte Bedir Tugayları’nın Komutanı Hadi Amiri ve Kasım Süleymani bu işte Amerikan parmağı olduğunu kısık sesle de olsa dile getirdiler. Lakin onların da elleri ABD ile birlikte aynı kire battığından ayrıca ABD ile ilgili umut taşıdıklarından dolayı bildiklerini yüksek sesle haykıramıyorlar. Ne de olsa son tahlilde ortaklar. Ya da Esat’ın Tedmur’da aynısını yapması karşısında ağızlarını bıçak açmıyor. Bessam Nasır isimli Sebil gazetesi (Ürdün) yazarı, IŞİD’in Şiiler’in ilerlemesi için yem olarak kullanıldığını ve Sünniler’in topraklarının el değiştirmesi gerektiğinde ya da Şiiler’e geçmesi gerektiğinde IŞİD istilasının buna aracılık ettiğini ifade etmektedir. Halbuki, İŞİD sadece Şii yayılmacılığının aracı değil aynı zamanda Kürt yayılmacılığının da bir aracıdır. Müteharrik bizzat olmayan ya da kendi başına hareket etme imkân ve kabiliyetinden yoksun bulunan IŞİD belası Sünniler’in dışında herkese çok yönlü ve sofistike hizmetler ifa ediyor. Şiiler’in ve Kürtler’in aracı olmasının yanında aynı zamanda ABD’nin bölgeyi dizayn etme ve kurgulama aracıdır.

Azınlıklar üzerine yeni Sykes-Picot’yu kurmak isteyen ABD, IŞİD’i öncü, taşeron ve maşa olarak kullanıyor. Kerkük ve Kobani gibi bölgelerin Kürtler’in eline geçmesinde birinci derecede amil IŞİD’dir. Tozu dumanı kattıktan sonra daha düzenli güçler karşısında tutunamıyor ve ele geçirdiği bölgeleri ya Şiiler’e ya da Kürtler’e kaptırıyor. Bu menhus ve meş’um örgüt Şii ve Kürt yayılmacılığının aracı haline gelmiştir.

***

Bediüzzaman güç dengelerini değiştiremeyecek bilakis alet olacak bu tür yapıları uyarmıştır. Şöyle ki, “Bu zamanda öyle fevkalâde hâkim cereyanlar var ki, her şeyi kendi hesâbına aldığı için, farazâ hakîki beklenilen ve bir asır sonra gelecek o zât dahi bu zamanda gelse, harekâtını o cereyanlara kaptırmamak için, siyâset âlemindeki vaziyetten feragat edecek ve hedefini değiştirecek diye tahmin ediyorum.” IŞİD’in samimi niyetli insanlardan mahrum olduğunu söyleyemeyiz. Lakin yöntemlerinin yanlışlığı itibarıyla onun bunun kör aleti durumuna düşmekten kurtulamamışlar ve yanlış savaşlarla düşmanlara ve Esat, İran ekseni ve Amerikalılar’a hizmet etmişlerdir. Bunda da zerrece kuşku yok. Karşı tarafın gücü karşısında yöntem yanlışlığı nedeniyle samimi olmalarının da bir kıymet-i harbiyesi yoktur.

Oyunun kurucuları Obama idaresi ve ötekilerdir. IŞİD’in kendi başına oyun kurması da kurulu oyunu bozması da kudreti haricindedir. Bu durumda oyun kuruculara alet olmaktan başka bir şey yapamaz. Nitekim Arap Baharı bu gibi örgütler yüzünden devletler oyununun bir parçası haline gelmiştir. Sebil yazarı Bessam Nasır, IŞİD’in kuruluş aşamasında samimi veya kendinden zuhur bir hareket olabileceğini lakin oyun kurucular tarafından alet edilmekten kurtulamadığına dikkat çekmektedir. Üstün bir çaba ile kurgulanmış sistematik bir istidracın kurbanı olabilecekleri ortadadır. İstidrac yanlış bir yolun yanlış bir sapağa çıkması ve insanın batıl çıkışlı ve ham niyetli çabalarının boşa gitmesidir. İstidrac yanlışa mehil/imhal (mühlet) süresi tanınması ve istidraca maruz kalanların da buna aldanmalarıdır. Bu tür hareketlerle birlikte güç odakları Müslümanları oyalıyor ve enerjilerini boşa akıtıyor. Onlar da yanlış yöntemleriyle, kıt akıllarıyla istidrac kurbanı oluyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi