Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Cin Şişeden Çıktı

Cin Şişeden Çıktı

Macun tüpten çıktı veya cin şişeden çıktı diye tabirler var. Bu tabirleri Mısır’a yansıtmak mümkün. İslam Aryan devrimin çalkantılı günlerde bir ayeti makalesine başlık olarak düşmüştü: Eleyse minküm recülün reşid? Aranızda akıllı bir adam kalmadı mı? Bu soru kipi istifhamı inkaridir yani aranızda tek bir akıllı adam bile yok demektir. Bu ayet Lut Aleyhisselamın lutilere seslenişidir. Bugün düne ne kadar da benziyor! Mısır’da darbeciler safında tek bir akıllı bir adam bile yok. Hepsi çılgınlar mangasını teşkil ediyorlar. Yarım akıllı Muhammed Baradey veya Eymen Nur gibiler de kenara itildiler, ayıklandılar. Geriye akılsızlar mangası kaldı. Bu akılsızların başında da Sisi gibi yaş ve kuru demeden her şeyi yakacak bir kalpazan var. 28 Şubat sürecinde de birilerinin gözleri kararmış ve bu yolla Türkiye’yi uçuruma itmişlerdi. Tayyar Altıkulaç’ın ifadesiyle 12 Eylül’de uygulamasalar bile generaller dinlemesini biliyorlardı.  Antenler açıktı.  28 Şubat sürecinde ise aktörlerin kabil-i hitap olma özelliği ortadan kalkmıştı. Mısır’da da 30 Haziran veya 3 Temmuz 2013 tarihinde başlayan süreç dibe doğru yuvarlanıyor. Söz, Tihani Cibali gibi Sisi’ye zılgıtlarla alkış tutan azgınların elinde. Mübarek yönetimi Batıya yaranmak için hiçbir özelliği ve ehliyeti olmayan sadece avukat geçmişi bulunan Tihani’yi anayasa mahkemesi üyeliğine atamıştı.  25 Ocak-11 Şubat devrimi sürecinde ise devrimcilere karşı sürekli kışkırtmalarda bulundu. Hala da aynısına devam ediyor. Darbe süreciyle birlikte pandoranın kutusu açılmış ve bütün şeytanlar ortalığa saçılmıştır. Amerikalıların Bağdat’ı işgallerinden sonra da kimileri pandoranın kutusunun açıldığını ve şeytanların etrafa saçıldığını söylemişlerdi. Şeytanlar ve karinleri yani dostları ortalığı altüst ettiler. Amerikan şeytanlığı, pers şeytanlığını getirdi ve önce Irak’ta ardından da Arap Baharı sonrası Arap Doğusu’nda buluştular.      

Rüzgar eken fırtına biçer misali Mısır’daki askeri cunta da güvenlik politikaları üzerinden Mısır halkını susturmaya ve sindirmeye çalışırken cini şişeden çıkarmayı başardı. Bölge laik zeminde bir irtica hali yaşıyor. Mısır’da Sisi Nasır döneminde bile görülmemiş ahmaklıklara imza atıyor. Kimilerine göre ABD de 1970’li yıllara geri döndü. ABD bölgede Sünnilere karşı laik güçleri ve Şii güçleri destekliyor. Irak ve Afganistan işgaliyle birlikte Sünnileri karşısında bulan ABD, İslami zemindeki Sünni direnişine karşı Sisi gibi laikleri, İran gibi teokratları destekliyor. Denklem, zorbalara karşı demokratları değil Sünnilere karşı laikleri, Şiileri ve PKK-PYD gibi laik teröristleri destekleme üzerine kuruludur.  IŞİD’e karşı laik IŞİD versiyonunu temsil eden Sisi ve Beşşar gibilerini yeğlemektedir.

Sina’daki aşiret şeyhleri ve liderleri  (Arif Akur, İsa el-Harafin) Sisi’nin yaşanan terör hadiselerinin baş mimarı olduğunu zira rüzgar ekip fırtına biçtiğini ve cini bu suretle şişesinden çıkardığını ifade ediyorlar. Vasfi Aşur’un ifadesiyle Sisi ilhad ve atezim kültürünü yaymaktadır. Nitekim Sina Vilayeti adını alan IŞİD bağlantılı Ensaru Beyti’l Makdis örgütü de Mısır ordusunu mürtedler ordusu haline geldiğini ileri sürmüştür. Mürted ordu olmasa bile mürtedlerin oyuncağı haline gelmiştir. Mısır ordusu bir bütün olarak mürtedlerden oluşmayabilir lakin Vasfi Aşur gibi ılımlı Müslüman Kardeşler üyesinin de ifadesiyle, Sisi ve avenesi Kenan diyarında ilhad fitilini ateşleyip,  inkar kültürünü körüklemektedir. Dolayısıyla aşırılık bir başka aşırılığı doğurmuştur. Halk hareketleri bastırılmasaydı şiddet sarmalı doğmazdı. Dolayısıyla mesele mazlumların ezildiği zalimlerin birbirini çiğnediği, ezdiği bir kötülük anaforuna dönmüştür.

Kimileri Sisi’yi Fatimilerin çılgın halifesi El Hakim Biemrillah’a benzetiyor. Günümüzde Sisi’ye muadil modeller de bulunabilir. Bunlardan birisi buldozer lakabıyla anılan Şaron’dur.  Şaron Filistinlilerin buldozeri iken Sisi de Mısırlıların buldozeri haline gelmiştir. Abdulbari Atvan gibilere göre Sisi baskın idamlar yapabilir ve Mürsi’nin idamını bayrama yetiştirebilir! Nitekim işleyen adaletten (el adeletü’n nacize) bahseden Sisi ‘elimizi kolumuzu bağlayan kanunlardan kurtulmanın vakti geldi’ demektedir. Başsavcı suikastının sıcaklığıyla darağaçları hazırlamaktadır.  

 Müslüman Kardeşler üyelerinden Cemal Haşmet Başsavcı Hişam Berekat suikastının yüzde yüz komplo veya tertip olduğunu söylerken rejim ise süreci intikam sürecine çevirmenin derdine düşmüştür. Naci Şahate gibi savcılar başsavcının Müslüman Kardeşler tarafından infaz edildiğini ileri sürerek sürek avı başlatılmasını istiyorlar. İntikam naraları yeri göğü inletiyor. Sisi namına Adalet Bakanı Ahmet Zind, Hazreti Osman’a benzeterek ‘oruçlu şehit’ adını verdiği Hişam Berekat cinayetinden ve suikastından yeni bir Hazreti Osman gömleği üretme çabasındadır. Böylece muhaliflerini temizleyecek bir kampanyaya da kavuşmuş olacaklar.  Berekat suikastı 1990’lı yıllarda infaz edilen Rıfat Mahçup ile 14 Şubat 2005 tarihli Refik Hariri suikastlerini hatırlatıyor.

Mısır akılsızların veya kıt akıllıların yettirmesiyle birlikte son hızla uçuruma doğru sürükleniyor. Mısır bir patlarsa Suriye ve Irak veya Libya örnekleri yanında çocuk oyuncağı kalır. İnşaallah alevleri İsrail’i de yutar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mustafa Özcan Arşivi