Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

“Dâvâdan Döneni Vurun”

“Dâvâdan Döneni Vurun”

Rahmetli Türkeş, kanı kaynayan bir gençlik hareketinin lideri idi. Elbette o kitleyi diri tutmak için zaman zaman böyle ajitatif laflar edecekti. 1970’ten beri bu “dâvâ”yı bilirim;  dönen birinin de vurulduğunu görmedim. 

2 gündür rahmetli Türkeş’in başlıktaki sözü çok söylenir oldu. Çünkü, rahmetlinin oğlu, seçim hükümeti için teklif edilen görevi kabul etti…

Sen misin kabul eden!..

2 gündür Tuğrul Türkeş için sosyal medyada yazılanlardan en masumu “hain” ve “satılmış”…

Meral Akşener, Celal Adan, Murat Başesgioğlu, İsmet Yılmaz (TBMM başkanı) gibi  milletvekilleri de aynı kategoride… Bunlar  DYP, ANAP ve Ak Parti’de siyaset yapmış “hain”lerdir.

Benim lafım, başka partilerde siyaset yapanlara değil, bizzat dâvâ’nın kendisinedir.

Biri dâvâdan döndü müydü, rahmetlinin dediğini hemen uygulayın!.. Tamam…  Tamam da ya dâvâ’nın bizzat kendisi “dâvâdan dönerse naapıciiiz?...

Öyle ya, rahmetlinin bu lafı ettiği 1970 başındaki MHP’lilik ve ülkücülükle şimdiki MHP’lilik ve ülkücülük aynı değil ki…

Şimdi bir MHP’linin kütüphanesine ve ilgi alanlarına bir bakın. Kısır, sığ, sloganik, kuru hamaset ve saf heyecandan ibaret. Bir bilinç, bir derinlik, bir genişlik yoktur popüler MHP’lilerde.

1970’lerin MHP’lileri ve ülkücüleri, sistematik bir ideolojik yapıya sahipti ve tarihî arka planı güçlü bir düşünce geleneğine mensuptular. O dönem ülkücüleri, sadece ideolojik bir gelenek mensubu değil, aynı zamanda birer entelektüel gelenek oluşturan aydınlardı. Tarihi, kültürü, insanları asla kategorize etmeden, insan için nitelikli olan her şeyi yerlilik ve yerliliğin insanlığa bir katkısı olarak gören “kadîm ülkücüler”,  bu görüşlerini tevhidî bir arka planla işleyerek takdim ederlerdi. Onlar için eski Türk kültürü de önemliydi, Selçuklu ve Osmanlı dönemi kültürü de… Mesela onlar şair olarak Aprıçur Tigin’i de bilirler, Yunus Emre, Fuzûlî, Bâkî, Karacaoğlan, Veysel’i de… Onlar Süleymaniye, Sultan Ahmet ve Selimiye ihtişamını ve heyecanını da bilirler, Meragalı Abdülkadir’i Itrî’yi de… 

Şimdi 18-20’li yaşlardaki ülkücü gençler adına gerçekten üzülüyorum. Tertemiz bir duygu ve heyecanla gönlünü vatana ve “ülkü demen nazlı gelin”e kaptıran gençler, ülkücülüğün o büyük medeniyet tasavvuru boyutundan mahrum bırakılıyorlar. “Cihan şümullük, cihan hakimiyeti mefkuresi, nizam-ı âlem, i’lâ-yı kelimetullah, devlet-i ebed-müddet”… Şimdinin ülkücüleri, Yılmaz Özdil okuyup Kemalizmin dar çerçevesine sıkışıp kaldıklarından, bu kavramlar, onlara İngilizce gibi geliyor. 

Osmanlı ve Selçuklu düşmanı nevzuhur ülkücüler var piyasada… İslam muhalifi olanlar var… Hani biz “tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar Müslüman”dık? Hani “Türklük gurur ve şuurumuz, İslam ahlak ve faziletimiz” vardı? Hani, “Kanımız aksa da zafer İslam’ın”dı?

Yahya Kemal, Fuzûlî, Bâkî’yi boş ver, Arif  Nihat Asya, Emine Işınsu, Dilaver Cebeci, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Osman Yüksel, Bahaeddin Karakoç, Ali Akbaş, Abdurrahim Karakoç, Bahaeddin Özkişi, Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar okuyan kaç nevzuhur ülkücü var?...

Demem o ki sevgili dostlar, “dâvâdan döneni vurun da” ya dâvâ, dâvâdan dönmüşse, veya dönüştürülmüşse naapıciiiz? Onu da mı furcez?...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi