Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Bu Ramazan’ı da yine boşuna geçirdik

Bu Ramazan’ı da yine boşuna geçirdik

Allah affetsin ama Ramazan-ı Şerif’i yine kuru gürültülerle geçirdik. Hayra bir iş yapamadık, gerçekten yüreğim yanıyor. Ramazan’ın manevi havasını elbet hissettik ama doya doya yaşayamadık. Malum zihniyet yine yaptı yapacağını.
Her yıl irtica çıkardı, Aydın Doğan medyası ve diğer Ciner grubu (şimdi yoklar, darısı diğerlerinin başına) onca paralar dökerek, asparagas oruç haberleri yapar ve irticayı hortlatırlardı. Bir kısım siyasiler de bu şarlatanlara inanır ve hemen ertesi gün ya da olayın duyulduğu anda açıklamalar yaparak irtica üzerinden rantlarını elde ederlerdi.
Tabii her irtica haberi ertesi gün veya sonraki günler, savcılar tarafından incelendikten sonra yalanlanır ve iftira olduğu anlaşılırdı ama ne haberi yapan gazetenin veya televizyonun, ne de devleti koruma ve kollama adına açıklama yapanların umurunda olmazdı.
Çünkü atı alan Üsküdar’ı geçerdi ve herkes kendi aleminde gününü gün ederdi. Milletin dini ve milli duygularının zedelenmesi, onlar için bulunmaz fırsatlardı ve fırsatlardan çok hoşlanırlardı. Sanki anaları onları bugünler için doğurmuştu.
Bu yıl da Almanya Deniz Feneri davası imdatlarına yetişti. Almanların davayı özellikle Ramazan ayının başlangıcına getirmesi, normal bir takvim değildi. Onlar da biliyorlardı ki, Müslümanların yardım duygusu Ramazan ayında daha yükselir. Bu ayda böyle bir davaya bakmalı ki, Müslümanların yardım ve ibadet duygularına gölge düşsündü.
Almanlara bu düşüncelerinden dolayı bir şey deme hakkımız olamaz. Adamların Müslümanlığa ve Müslümanlara bakışı ortada. Bir Müslüman gibi hareket etmesi beklenemez. Dinleri ayrı, dilleri ayrı, ırkları ayrıydı. Bizdeki hayır düşmanlarıyla birleştikleri tek nokta ise Ramazan ayında Müslüman ahalinin yardım duygularının coşmasıydı.
Bu sebeple Alman makamlarıyla birlikte hareket edip, meseleyi Türkiye üzerine taşıyarak, irticanın yerine Türkiye Deniz Feneri’ni koyduktan sonra halkın Ramazan ibadetini burnundan getirdiler. Allah da onların burnundan getirir inşaallah.
Hayırdan bu kadar rahatsız olur mu bir insan? Doğrusu hayır işlerine karşı böylesine beyin travması geçiren insanlara sadece nedense malum odaklarda rastlanıyor. Geçenlerde bir televizyon kanalında söz konusu gruptan bir gazeteci hanım konuşuyordu. İstanbul ve Anadolu’nun çeşitli illerindeki varoşlarda birtakım araştırmalar yapmış ve en çok neye şaşırmış biliyor musunuz?
Pardon, neye hayret ettiğine geçmeden önce şunu söylemeliyim. Bu hanım çok yürekli bir hanım. Açık ve net bir şekilde kadıncağız kendisinin “kafir” olduğunu ilan etti. İslâm dini, bir Müslümana, karşısındaki insanın kafir olduğunu bilse dahi yüzüne karşı “Kafirsin” deme hakkını vermemiştir. Hanım kendi “kafir” olduğunu söyledi ama ben “kafirliği” üzerinde durmuyorum, çünkü kişiye münafık ya da kafir deme hakkım yok.
İşte bu hanım şöyle diyordu: “Hangi fakir ve muhtaç eve girdiysem, Deniz Feneri’nin kolileri vardı, Deniz Feneri’nden yardım aldıklarını gördüm. Bu nasıl bir organizasyondur, neredeyse her fakir ve muhtaç aileye yardım götürmüşler.”
Bunda şaşılacak bir şey yoktu ama ilgili gazeteci hanım şaşırmıştı. Daha bunlar ne ki. İstanbul’un varoşlarında kaç aile Deniz Feneri’nden yıllardan beri Ramazan ayında sıcak yemek yiyor ve kuru gıda yardımı alıyor. Anadolu’nun her yerinde binlerce aile yakacağı ve yiyeceği olmadığı için Deniz Feneri’nden sıcak yemek yiyor, bunlardan kaçının haberi var?
Aydın Doğan gece yarısı dolunayı seyrederek Marmara’ya karşı viskisini yudumlarken, damadı Bebek koyunda rakısını içerken Deniz Feneri gönüllüleri sahur vakti aç ve açıkta kalan ailelere sahur yemeği taşıyordu. Biri Marmara Denizi’nde, diğeri Bebek koyunda dolunayın denizdeki raksını izlerken fenerin gönüllüleri de muhtaçların gözüne fer, dertlerine derman oluyor ve yıllardan beri bu hizmetlerini sürdürüyorlar.
İşte aradaki fark buydu ve kafir olduğunu söyleyen hanım bu ayrıntıyı bir türlü anlayamadığı gibi, kabullenemiyordu. Anlaması da mümkün değildi. Bu gerçekleri anlamak için kişi kendisini bu topraklardan saymalı ve bu milletin bir ferdi bilmeli ki, anlayabilsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi