Tarihi giysisini çıkarmayan Yemen
Yemen toplumu da tarihten gelen geleneksel görünümünü, kıyafetini ve toplumsal kültürünü büyük ölçüde korumaktadır. O sebeple Yemen’de sadece evlerin arasında değil insanların arasında da kendinizi tarihte, zaman tüneli içinde yaşıyormuş gibi hissedersiniz. Özellikle rumuz gibi bellere takılan kuşaklar ve uçları kıvrık hançer kapları adeta bir kimlik gibi taşınır. Bir kimsenin belinde bunları gördüğünüzde Yemenli olduğunu anlamak için ikinci bir malzemeye ihtiyaç duymazsınız. Göremediğiniz zaman da “sen nasıl Yemenlisin!” demek hakkınızdır. O güzel, gösterişli, süslenmiş hançer kaplarının bazılarının içinde hançer bile yoktur. Birçoğunun içindeki hançerle ekmek dahi kesemezsiniz. Ama beş yaşındaki çocuklarının bellerine bile onları takma ihtiyacı duyarlar. Sadece bel takımlarıyla değil omuzlarına attıkları Yemen’e özel kefiyeleriyle, başlarına geçirdikleri takkeleriyle ve diğer kıyafetleriyle de Yemenli olduklarını söylerler.
Yemen toplumu aynı zamanda dindar bir toplumdur. İbadetlerini zamanında ve düzenli bir şekilde yerine getirmeye önem verirler. Mümkün oldukça namazlarını cemaatle kılmaya dikkat ettiklerinden camilerde kalabalık cemaatler oluşuyor.
Kadınlar arasında tesettüre riayet çok yüksek düzeydedir. Cadde ve sokaklarda dolaşırken karşılaştığınız bin Yemenli kadından belki bir tanesinin tesettür konusunda duyarlı olmadığını görürsünüz dersem mübalağa olmaz. Hatta bu hassasiyetin ülkeye gelen yabancı bayanları da etkilediğini bazı bayanların örtülerini havaalanına kadar muhafaza etmelerinden anlıyoruz. Çünkü yabancılara yönelik herhangi bir kural yok. Örtünmemelerinden dolayı birileri tarafından rahatsız ediliyor da değiller. İstedikleri gibi giyinebiliyor ve kimsenin itirazı ile karşılaşmadan rahatça dolaşabiliyorlar. Ama bazıları gördükleri duyarlılıktan etkileniyorlar.
İmanî duyarlılık iman kardeşliği bilincine de yansıyor. Bu bilinç Müslüman halkların meseleleri, özellikle de Filistin davası konusundaki hassasiyetle kendini gösteriyor. Normalde Yemen halkının çoğunluğu yoksul. Rahat bir geçim için yeterli gelir kaynağından ve imkânlarından yoksun. Buna rağmen Filistin direnişine destek, Siyonist işgal devletinin saldırıları sebebiyle mağdur olan Filistinlilere yardım amacıyla onlarca gönüllü kurum kurulmuş. Bunlardan bazılarının özellikle Aksa Müessesesi’nin Yemen’in bütün vilayetlerinde şubesi var. Filistin davasının farklı alanlarıyla özel olarak ilgilenen uzman gönüllü kuruluşlar oluşturulmuş. Bunların hepsi halkın ve yönetimin desteğiyle faaliyetlerini yürütüyor. Halk bu ülkede yaşayan Filistinli mültecileri bağrına basıyor ve onlara kutsal bir mücadelenin temsilcileri olarak bakıp saygı duyuyor.
Bunların dışında da muhtelif iyi vasıflarını sayabileceğimiz Yemen toplumunun imajına zarar veren alışkanlıklar da var. Bunların başında kât denilen zararlı maddenin kullanımı geliyor. Hafif uyuşturucu grubuna giren bu bitkinin alım satımı başka ülkelerde yasak olduğu halde Yemen’de serbest. Sokağa çıktığınızda karşılaştığınız Yemenlilerin çoğunun yanaklarından birinin kât kullanımı yüzünden balon gibi şiştiğine şahit olursunuz. Öğrendiğimize göre birçok kişi sabahları pazara çıkıp kât satın almadan iş başı yapmıyormuş. Taksi şoförleri müşteri aramadan önce kât arıyorlarmış ve henüz kâtını alamamış şoförün önüne bir müşteri çıksa durmuyormuş.
Bunu kullananların çoğu fazla zararının olmadığına inanıyor. Oysa gerçek öyle değil. Ülkede sinirsel ve hatta akli hastalıkların çokluğunda, trafik kurallarına riayet edilmemesi yüzünden kazaların çok olmasında kât kullanımının önemli rolü olduğu tahmin ediliyor. Trafik kazalarında can kayıplarının çokluğu sebebiyle ülkede yetim sayısı fazla ve bu yetimlerin büyütülüp topluma kazandırılması zaten yoksul olan ülke halkına ek bir yük yüklüyor.
Kât kullanımının toplumun yaygın bir musibeti olması fetva ehli kişileri de esnek hareket etmeye zorlamış ve ülkenin yerli âlimleri bu maddeyle ilgili hükmü “kerahet” derecesinde tutma ihtiyacı duymuş. Ülkemizdeki ilim adamlarının sigara musibeti karşısında sergilediği tutum gibi.
Kât belki Yemen’e özel bir madde olduğu için o ülkede bu kadar yaygın kullanılması dikkat çekiyor. Ama unutmamak gerekir ki bu madde de o ülkenin sigarası. Bununla birlikte kât kullananlar en azından o maddeyi ağızlarına koyup çiğniyorlar. Etrafa zehirli duman yaymıyorlar. Ülkemizde Allah’a hamdolsun sigaranın umumi araçlarda ve kapalı alanlarda kullanımının yasaklanmasıyla rahatladık. Ama açık alanda da olsa bu zehiri, hangi yönden olursa olsun, başkalarının suratına doğru üflemeye kimsenin hakkı olmadığını henüz sigara müptelası insanlarımıza öğretemedik. Geçen Yemen dönüşümde bir araç beklerken aniden yüzüme doğru bir zehir dumanının geldiğini fark edince bunu düşündüm.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.