Muhalefet korosu ve büyük oynamak
Özel İhtisas Mahkemeleri ile ilgili karar, büyük bir ihtimalle bugün (dün) netleşmiş olacak. Süreci çokları uzaktan ve şaşkın izliyor dikkat ederseniz. Hükümet cenahından üst üste açıklamalar yapılıyor. Bu tasarruftan Balyoz ve Ergenekon gibi davalar etkilenmeyecek!..
Fakat kafaya takmış birileri, bu mesajı asla duymak istemiyor. Değil duymak, makul bir izahla kamuoyuna izahtan yana da olmuyorlar. Tek söyledikleri, Özel İhtisas Mahkemeleri olmadan, Türkiyede darbelerin önüne asla geçilemezmiş!..
Başından beri dilli düdük gibi hep aynı nakarat!..
Ama dikkat edin lütfen:
Hükümet bir iş yapmaya kalkışıyor, onun bundaki maksadı nedir? Bunu merak eden, araştıran yok!.. Ordan Aydınlık bunlara ekleniyor: Öcalan nerde? Bursada mı, yoksa Doğu Marmara sahillerinde seyr ü seferde mi? Muhalefet de bu kakafoniyi soru önergesine dönüştürüyor. Dahası muhalefet o eski tezlerinin hilâfına, yapılacak değişiklikten memnun değilmiş gibi bir hava veriyor. Olmadık engellemelere başvuruyor.
Bu da yetmiyor!.. Hükümete ve Türkiyeye yönelik Uludere şantajından tanıdığımız ABD Musevi gazetesi The Wall Street Journal da bu koroya iştirakte gecikmiyor. Meğer Türk uçağı Suriye hava sahasında vurulmamış mı? Sadece duyum, sadece şayia!.. Ama ne ehemmiyeti var? Türkiyeye vurmaya devam!.. Ayrıca bu saatte koroyu beslemek de gerekmiyor mu?
Dolayısıyla Türkiye tam da bu sıralarda, öyle dehlizlerden geçiyor ki tahmin edemezsiniz. Ergenekona karşı verilen mücadele cephesi ortasından çatlıyor/çatlama ne kelime? Taraflardan biri, hükümete karşı, eylemli bir muhalefete soyunmaya kadar vardırıyor işi!.. Ya benim dediğim gibi olacak, ya da sen bilirsin!.. Benim ne yapabileceğimi bilirsin demeye kadar vardırıyor işi!..
Ötekilerse ya Türkiyenin yalnız kaldığı duygusunu perçinlemeye çalışıyor ya da tam tersine Türkiyeyi, savaşa kışkırtmanın bin bir hesabını yapıyor. Yarın buna, Erdoğan-Leyla Zana görüşmesini orasından burasından mıncıklamalar eklenirse kimse şaşırmasın!..
Bu karmaşaya bakarak çoklarının kafasının karıştığını söylemek zor olmamalıdır. Öyleyse bu kadar büyük kargaşaların ardında, ondan daha büyük ve önemli gelişmeler bulunabileceğini, bu kargaşanın o hakikati perdelemek ve engellemek amacı taşıyabileceğini asla unutmamak gerekir.
Geçen perşembe yazmıştım. Trans Anadolu Doğalgaz Projesi çok şükür imzalandı. Türkiye, Azerbaycandan Anadoluya, oradan da Avrupaya geçiş yapacak doğalgaz şirketinin yüzde 20 hissedarı oldu. Yüzyıllık tarihinde, Türkiyenin böyle bir anlaşması yok!.. İnşallah şöyle böyle beş-altı yıl sonra, Türkiyede cari açık gibi bir şey kalmamak üzere!.. Azerbaycan üzerindeki Rus vesayetine son verecek olan bu anlaşmaya ileride Türkmenistanla İranın da ekleneceğinden emin olabilirsiniz.
İşte bu anlaşma bir yandan Rusları, bir yandan Avrupalıları, öbür yandan da İsraili şaşkına çevirmiş durumda!.. Ayrıca Türkiye bu anlaşmayı, Suriye ile savaş beklentileri arasında ortaya koydu ki, herkesin dudakları uçukladı.
Türkiye, işte tam da bu sırada, gene böyle büyük bir projeye daha hazırlanıyor. Kuzey Irakta üretilecek her türlü doğalgaz ve petrol veriminin, Türkiye üzerinden Akdenize boşaltılması!.. Azerbaycanla yapılan anlaşmada olduğu gibi, bu anlaşmada da sırf boru hattı kirası ile iktifa edilmeyecek, Türkiye doğrudan doğruya bu üretimin de büyük ortaklarından biri haline gelecek. Şimdiki mevcut cari açığın üzerinde bir gelir ki, onu da Türkiye bütçelerine ekleyin lütfen!..
Türkiyenn önüne çıkmış bu tarihî fırsat karşısında, miğdelerine kramp girenlerin bulunduğunu tahmin etmez misiniz? Düşünün bakalım kimler bunlar? Ayrıca düşünün ki Suriye krizinin, sakın bu gelişmelerle bir ilişkisi bulunmasın?
Yani Türkiye ile Suriyeyi savaştırmak, Suriyeyi bütünlüğünü yitirmiş eklektik bir Iraka dönüştürmek!.. Bunun ardından da Türkiyenin dikkatini Kuzey Iraktan kopararak dağıtmak!.. Dahası Türkiyenin, Kuzey Iraka dönük yeni bir savaş cephesi daha açmasını sağlamak!..
İşte Suriye krizini bu yönde kullanmak, Kuzey Irakı da Türkiyeye tehdit ettirerek, Barzani ve Talabaniyi yeni baştan ABD ve İsrailin kucağına oturtmak isteyen bir devre hareket halinde bugün!.. Ne olduğu malûm olan bu devre, şu günlerde Türkiye ile öyle uğraşıyor ki, tahmin edemezsiniz. Olmadık muhalefetler üretmeleri yetmiyormuş gibi, PKK teröründeki artışın altında yatan sebep de budur. Daha daha ötede, Ergenekona karşı ortak cephede şahidi olduğumuz çatlamanın altında da bu nevi sebepler yatıyor. Yani ellerinden gelse Pakistandaki hukuk darbesini ya da Mısırdaki hukuk ve asker vesayetini Türkiyeye reva görmekten çekinmeyecekler.
Ama burası Türkiye!.. O kart görüldü ve küçük bir kılıç darbesi ile kol yere düşüverdi!.. Nitekim fazla uzun sürmez, herkesin hizaya çekildiğini görmekte gecikmeyiz.
Dolayısıyla tekrar özetleyecek olursak:
Türkiye bu arada iki büyük şey yaptı: Birincisi, iktidara yönelik bir dış proje, hukuk yoluyla bertaraf edildi. İkincisi de Türkiye, Suriye karşısında, ABD ve Avrupadan tamamen bağımsız bir politika yürütüyor.
Fakat daha mühimi, Kuzey Irak petrol ve doğalgazının Türkiye üzerinden değil de, İsrail üzerinden Akdenize boşaltılmasını isteyenlere karşı verilen ve verilecek olan cansiperâne bir mücadele!.. İşte terörü azdıran, PKKyı Türkiye aleyhine kullanan, Barzani ile Türkiyenin diyaloğunu çekemeyen, dahası durmaksızın savaşı tahrik eden dinamik burda karşımıza çıkıyor. Bu yetmezmiş gibi, bu koroya şimdi, belinde haç taşıyan bazıları da eklenivermesin mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.