Osmanlının Yükselme Devrinde İngilizler
Aşağıdaki yazıda İngilizlerin 1500lü yıllardaki günlük hayatlarından kesitler göreceksiniz. İşte bu adamlar, bu hallerinden kurtulup, Osmanlı Devletinin sonunu getirdikleri gibi bütün Ortadoğu ve İslam âlemini de paramparça ettiler.
Ve ben yıllardır şu hali hiç anlamadım. Bizim ülkemizde ABD düşmanlığı, İngiliz düşmanlığından neden çok fazladır?
Adamlar nasıl bir tezgâh kurdularsa, yüzyıllardır başımıza gelen bütün belaların İngilizlerden geldiğini göremedik.
Neyse geçelim, yoksa Cemal Aydının gönderdiği yazıya yer kalmayacak.
*
1500lü yıllarda İngilterede insanların çoğu Haziranda evleniyordu. Çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyor, Haziranda hala çok kötü kokmuyorlardı.
Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana geliyordu. Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti. Ondan sonra oğulları ve diğer erkekler, daha sonra kadınlar ve çocuklar, en son da bebekler aynı suda yıkanıyordu.
Evlerin çatıları üst üste yığılmış kamıştan yapılıyor, kamışların altında tahta bulunmuyordu. Burası hayvanların ısınabilecekleri tek yer olduğu için bütün kediler, köpekler ve diğer küçük hayvanlar çatıda yaşıyordu.
Yemek pişirme adetleri her zaman ateşin üzerine asılı durumdaki büyük bir kazanın içinde yapılıyordu. Her gün ateş yakılıyor ve kazana bir şeyler ilave ediliyordu.
Çoğu zaman sebze yeniyor, et pek bulunmuyordu. Akşam yemeğinin artıkları kazanda bırakılıyor, ertesi gün tekrar ısıtılarak yenmeye devam ediliyordu.
Eve ziyaretçi gelirse, domuz etlerini asarak onlara gösteriş yapıyorlardı. Birisinin eve domuz eti getirmesi zenginlik işaretiydi.
Yaklaşık 400 yıl boyunca domateslerin zehirli olduğu düşünülmüştü.
Ekmek itibara göre bölüşülüyordu. İşçiler yanık olan alt kabuğu, aile orta kısmı, misafirler de üst kabuğu yiyorladı.
Ortaçağda Avrupa'daki rahibelerin yüz ve ellerinden başka yerlerini yıkamaları kesin olarak yasaklanmıştı.
Kastilya Kraliçesi İsabella bile 50 yıldan fazla süren hayatı boyunca iki kez banyo yapmıştı.
Kirlilik adeti Amerikaya da bulaşmış, banyo yapmayı yasaklayan ya da belirli kısıtlamalar getiren kanunlar çıkarılmıştı.
Philadelphiada ise kanunla bir ay içinde birden fazla banyo yapan insanlar cezalandırılıyordu.
Tuvaletle henüz tanışmayan Avrupada lazımlıkları sokaklara boşaltma adeti, 17. yüzyıla kadar sürdü.
Fransa krallarından 14. Louis, gününün belli bir zamanını lazımlığında oturarak geçirir, devlet işlerini de buradan yürütürdü.
1600lerde İstanbula gelen İngiliz büyükelçiler, lazımlık kullanma ve bunu da pencereden boşaltma adetleri yüzünden şehirden uzak olan Tarabyaya gönderilirdi.
19. yüzyıla gelindiğinde, kesin olarak tuvalet kullanma sözü vermeleri üzerine Taksim'e taşınmalarına izin verilmişti.
¥
Daha bu yazılanlar İngilizlerin sosyal yaşamından çok küçük bir kesit.
Cemal Aydına; Bunlar gerçek mi diye sordum.
-Evet, hepsi de gerçek. İnanmayanlar araştırma yapabilirler dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.