Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

“Eli Sopalı Polis” Nağmesi

“Eli Sopalı Polis” Nağmesi

Milli muhalefet Kılıçdaroğlu, ucundan değdi mi yakasından yapışarak sürekli geriyor.  

Şimdi de “eli sopalı polis olmaz” diye tutturdu.
Onu bizde biliyoruz, elbette ki eli coplu polis olur da, eli sopalı polis olmaz.
Ama neden demiyor ki:
Eli demir sopalı molotof kokteyli atan...Belediyenin araçlarını yakan.
Esnafın camlarını döken.
Trafiği altüst edenden demokrat olmaz...
Şiddet yapana hak diyor, şiddete müdahale eden polise haksız diyor... Hatta daha ileri giderek şehirleri yakıp yıkanların alınlarından öpmek suretiyle kutsuyor...
Şiddet ve terör kutsanır mı?
Kutsuyor işte...
MHP’nin Tuğrul Türkeş’i “babamın darbesine de karşıyım” diyerek mertçe görüşünü sergiledi. Sen de mertsen sergilesene.
Sürekli demokrasi yaygarası arkası Aydın havası...
Hava ile cıva...
CHP Mısır katliamına Dersim gözlüğü ile baktığı için buna da kaçamaklı bir kulp buldu.
Hem “darbeyi kınıyoruz” diyor, hem de “Başbakan dikkat et, sıra sende ha” diyor.
Arınç’ın deyimi ile “aba altından sopa gösteriyor.”
Huylu huyundan vazgeçer mi?
Görüştüğüm kitabi sosyal demokratlara Kılıçdaroğlu namındaki pehlivandan gerçekten ne anladıklarını soruyorum. Diyorlar ki “hiçbir şey anlamıyoruz, bir gün bir türlü bir başka gün bir türlü.
Solu bitirdi, partiyi de eritmek üzere...”
Eskiden sol deyince, emeğin savunucusu bilirdik, şimdi ise nerede bir darbe varsa, nerede bir patron varsa onun düdüğünü öttürüyorlar.
Gerçek solcu haksız sermayeye karşı olduğu gibi askeri vesayetleri de hiç tasvip etmez.
“Dün dündür bugün bugündür” felsefesi gereği şu anda Kılıçdaroğlu’nun şemsiyesi altında barınan bil cümle çakma solcular hem sermaye savunucusu, hem de darbe heveslisi...
Yol aldılar çağın gerilerine doğru gidiyorlar.
Kemalist vizyonları da bir garip.
Hangi menfi taşı kaldırsanız kaldırın altından Mustafa Kemal’in isminin çıkması Kemalizm denilen felsefeye de kül yutturuyor. Bakıyorsunuz hırsız Kemalist, fuhuşçu Kemalist...
Ben demiyorum, onlar öyle diyorlar...
Şimdi ki ayak takımı şehir eşkıyaları da Kemalist...
Kemal Kemalist, Kâmil de Kemalist!..
Eskiler eşkıyayı tarif ederken “gündüz külahlı gece silahlı” derlerdi...
Şimdi de bu tarife Taksim gibi güzelim parkı İstanbul halkının burnundan getirmek isteyenlerde görüyoruz. İlle de Taksim bizim olacak inadı.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, “Taksim İstanbulluların, her aile bu parkta gelip dinlenmek hakkına sahip” dese de, Kılıçdaroğlu’nun tayfasını kesmiyor....
Adamlar bu güzelim parkın havasını kirleterek ille de eylem yapacaklar.
Almanya’daki Başbakan’a destek mitingini ekranlardan izleyenler gördü. Yüzbinler toplanan halka Alman hükümeti kamu düzenine zarar vermeyen bir alanı ihdas etti.
Miting oluyor diye halktan şikayet eden olmadı, trafik aksamadı, camlar kırılmadı.
Bizde “demokratik hak” diye neredeyse evimizin içine kadar girecekler.
Gece sabaha kadar tencere tava çalacaklar halkı uykusuz bırakacaklar...
Miting yapmak isteyene şehir dışı.
Yok ben ille de Kızılay’a çıkarak halkın huzurunu bozacağım inadı tutturursan halk da seni boklu sopa ile elbette ki kovalar. Bundan daha tabi ne olabilir?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi