Bu şehri Stanbûl ki bî-misl ü bahâdır

Bir sengine yekpare Acem mülkü fedadır. 

Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında

Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezadır.

Nedim.

Divan Edebiyatımızın büyük ustalarından Nedim’in “İstanbul Kasidesi”nin ilk dört mısraı bile İstanbul’un kimlere emanet edilmesi gerektiğini anlatıyor.

1994 yılından beri altı ve üstüyle sürekli imar edilmeye çalışılan İstanbul’un Ak Parti adayları, sık eleyip ince dokuyarak belirlenmiş.

“Sık eleyip, ince dokuma” sözü rahatsızlık verebilir ama her elekte arızalar ve kaçaklar olabilir. İnsanoğlu bu, “çiğ süt emmiş” derler.

Bir de bizim inanç sistemimizde, önümüzü aydınlatan bir tavsiye vardır, buyurulur ki;

-“Bir insanın hayrı, olumsuzluklarından bir fazlaysa, o insana sahip çıkmalıdır.”

Ak Parti İstanbul adayları ve Türkiye genelindeki adayları içerisinde, hayrı olumsuzluklarından çok fazla olan insanlar vardır.

Neyse “durmak yok, yola devam” deyip, sözü mecrasından çıkarmadan, Nedim’in yukarıdaki dörtlüğünü günümüz Türkçesine aktarıp diyeceğimizi paylaşalım.

Bu İstanbul şehri eşsiz kıymettedir, paha biçilemez, Bir taşına bütün bir Acem mülkü feda olsun.

İki deniz arasında bir tek elmas parçasıdır, Cihanı aydınlatan güneşle tartılsa lâyıktır.

*

Şimdi böyle bir şehri, hangi ehli insaf insan bu duygu ve düşüncelere sahip çıkmayan kişi ya da kişilere teslim edebilir?

İstanbul’un şehr-i emini Kadir Topbaş’ı uzun uzun anlatmaya gerek yok. İstanbul’a dürbünün tersiyle bakmayan herkes, yapılan hizmetleri görmektedir.

Emin ellere teslim edilen diğer ilçe belediyelere bakınca da durum aşağı yukarı aynıdır. Zaten çok fazla değişiklik olmadı.

Yeniden aday gösterilmeyen belediye başkanlarını tanımadığım için söz söyleme hakkım yok.

Belki inanılmayabilir ama mesela mevcut Eyüp Belediye başkanının adını, yazıyı yazdığım şu an hatırlayamadım.

Küçükçekmece belediye başkanı da değişmiş. Anadolu yakasından Küçükçekmece’yi göremeyeceğim için neler yapıldığını bilmiyorum. Demek ki değişmesi gerekiyormuş.

Üsküdar değişti. Mustafa Kara samimi şekilde vazifesini tamamladı ve kendi isteğiyle aday olmayacağını açıklamıştı.

Üsküdar adayı Hilmi Türkmen ise belediye başkan yardımcısıydı. Üsküdar’ı tanıyor, biliyor, seviyor, çalışıyor. Gördüğüm kadarıyla çok da seviliyor.

Değişmeyen belediye başkanlıklarında mesele yok demektir. Bağcılar, Esenler, Bahçelievler, Güngören, Beykoz, Fatih, Beyoğlu, Ümraniye, hizmetlerini bildiğim ilçeler ve istikrar adına değişmemeleri İstanbulluların hayrınadır.

Son seçimde bazı ilçeler Ak Parti’nin elinden çıkmıştı. Ak Parti bu ilçeleri seçmen zayıflığı veya adayının tanınmadığından kaybetmemişti.

Camide, bayramda, cenazede, düğünde, farzda, sünnette, “biz kardeşiz” diyenler; reylerini “vicdanlarına” göre değil, “nefislerine” göre vermeleri yüzünden kaybedilmişti.

Bu kaybın ne olduğu seçimin hemen ertesinde anlaşılmıştı ama iş işten geçmişti. İnşaallah bu seçimde reylerimizi vicdanlarımıza göre veririz.