Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Birleşmiş Milletler’de Cuma Namazı

Birleşmiş Milletler’de Cuma Namazı

Nairobi’de irili ufaklı güzel camiler var. Bir kaçına uğradım, huzur ve güven vardı.

Müslüman olmak insana öyle güzellikler sunuyor ki, eğer dışınız Müslüman gözüküp, içiniz fitne fokurdamıyor ve “Müslümanlar kardeştir” âyetine “iman” ediyorsanız, İslam’ın güzelliği ruhunuza yansıyor.

Nairobi’de de böyle güzel Müslümanlara rastladım. Kimin Müslüman olup olmadığını yüzlerine bakarak anlıyor ve “Selamünaleyküm” diyerek çok rahat iletişim kurabiliyordum.

Mesela Türkiye’de o kadar rahat selam veremiyorum. Müslüman olduğuna yüzde yüz emin olduğum insanlara selam vermeye endişe ediyorum.
İslam’ı ve Müslümanları sömürmekten içleri öyle kararmış ve kömüre dönmüş kişiler var ki, selam vereceğimi anlayınca başlarını yukarı kaldırıyor veya boyunlarında kireçlenme varmış gibi sağa sola çevirerek geçip gidiyorlar.

Bu tipler bir de kendilerini “kurtuluşa ermiş” görüyor ve bizleri kurtarmaya çalışıyorlar.

Tüm mesailerini “riyakârlık” ve “mış” gibi yaparak yaşayan bu güruh, kendilerini kurtardılar da biz mi kaldık. Allah onların tekelinde mi?
Neyse yine laf uzadı, yazının başlığına döneyim. Rabbim önce böyle kişi veya kişilerin şerrinden, ülkemizi ve milletimizi korusun. Amin…

*

Birleşmiş Milletler’in Nairobi’de büyük bir kampusu var. Kampusun içinde her türlü sosyal imkân bulunuyor. Bu imkânlardan birisi de Müslümanlar için caminin olması.

Cuma namazı için bir dostumla bu camiye gittik. Kampusa girmek için içeriden birisinin size refakat etmesi gerekiyor.

Refakatçimizle camiye vardık. Küçük ve şirin bir barakadan yapılmış camide rengârenk Müslümanlarla birlikte namaz kıldık.

Aynı barakanın arka kısmı da hanımlara ayrılmıştı. BM’de çalışan hanımlar da yine rengârenk giysileri ve çeşitli şekillerde örtüleriyle namaza gelmişlerdi.

Namazdan sonra caminin çevresi bayram yeri gibiydi. Hanımlar kendi aralarında, beyler kendi aralarında selamlaştılar, sohbet ettiler.
Manzara görülmeye değerdi. İslam kardeşliği bu olmalıydı. Âyette tarif edilen Müslümanlar bunlar olmalıydı.

Her biri dünyanın çeşitli ülkelerinden BM teşkilatında işe girmiş insanlardı ve namazda bir araya gelerek, tanışıyor, konuşuyor, halleşiyorlardı.
“Namaz kılanlar arasında acaba Türk var mı” diye sorarken, İç Anadolu’dan bir yiğit çıkıp geldi. Tanıştık ve uzun uzun konuştuk.

*

BM gibi “İslam Birliği” olamaz mı üzerine sohbet ettik. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın miadının dolduğunu, yeni bir “İslam Birliği Teşkilatı” kurulması gerektiğini söyledi.

Eğer Türkiye öncülük ederse İslam Birliği Teşkilatı yeniden organize edilebilir veya “Birleşmiş İslam Milletleri Topluluğu” kurulabilir.
Tam da böyle bir niyet, niyet olmaktan çıkıp, uygulamaya geçeceği sırada “sahneye yeni bir oyun” konuldu. Yani böylesine muhteşem bir teşebbüs geciktirilmiş oldu.

Ne diyelim. Bizim imanımıza göre yeri göğü yaratan Allah’tır ve O her şeyin en iyisi bilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi