Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Yüzler güldü, ümitler yeşerdi

Yüzler güldü, ümitler yeşerdi

İnsanlığın hayatına serpiştirilmiş ilahi ikramlar vardır. Bu ikramları tatmak her inanan insanın hakkıdır. İlahi bağlantılı bayramlar insanları kendi atmosferine çeker. Hiçbir insanı kendisinin yaşanması için zorlamaz, merasim haline getirilmesini istemez, günümüz ifadesi ile protokollere bağlı tutmaz.
2008 yılının Ramazan ayı, diğer yıllara göre çok farklı, zengin geçti. Gerek Cumhurbaşkanlığı’nın ve gerekse Genelkurmay’ın iftara ve iftar sofralarına getirdiği toplumsal barışın uzantısı manzaraları vicdanlarda müspet kabul gördü. Her ne kadar birileri rahatsız olsa da halkımızın dediği oldu.
Saldırgan tavırlı yazarlar, başından büyük konuşmaya alışmış, nesli azalmış azınlık ortalığı germek için mübarek ayda sanatını devam ettirseler de istedikleri olmadı. İsimlerini vermek istemediğim birçok yol kaçkınlarına şu bayram günü cevap vermeyeceğim. Sadece Hz. Yusuf’un, kendisine her türlü kötülüğü yapan kardeşlerine söylediklerini söylemekle yetineceğiz.
“Bugün sizi kınamak yok. Allah sizi affetsin. O, merhametlilerin en merhametlisidir.” (Yusuf Sûresi/ 92.)
Cumhuriyetin ilanından itibaren inanan insanlara her türlü haksızlıkları, itham ve iftiraları yapanlara karşı, şu bayram günü Habil’in, kardeşi Kabil’e dediğini söylemek müminlere yakışan bir tavır olsa gerek:
“Andolsun ki sen, öldürmek için bana elini uzatsan bile, ben sana öldürmek için el uzatacak değilim. Ben, âlemlerin rabbi olan Allah’tan korkarım.” (Maide Sûresi/28)
Ancak bu tavrımızın ahiret boyutu farklıdır. Orası için mü’minlerin dünyada iken uğradıkları haksızlıkların karşılığını ötelemek gibi bir imkânları yoktur:
“Ben istiyorum ki, sen, hem benim günahımı hem de kendi günahını yüklenip ateşe atılacaklardan olasın, zalimlerin cezası işte budur.” (Maide Sûresi/29)
Peygamberimiz ne güzel buyurmuş: “Değerli insanın değerini, ancak değerli olanlar bilir.” Kuzai, Müsned-i Şihab.
Cumhuriyetin ilanından beri ülke halkının yönetimini üstlenmiş olmasına rağmen, yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğu halkın hak ve hukuku korunmamışsa, bunun faturasını ödeyenler düşünecektir:
“Allah’ın, toplumu görüp gözetme vazifesini verdiği bir kimse, o işi bütün samimiyetiyle yerine getirmez, onların ihtiyaçlarını gidermezse, Allah ona cenneti haram eder.” (A.g.eser.)
Ergenekon’un iğrenç yüzü ülke insanını rahatsız etmiş olsa bile, Rabbimize olan sorumluluklar ve vazifeler ihlale uğramadı. Hırsızlar, soysuzlar, katiller, suret-i haktan görünen ikiyüzlü münafıklar Ergenekon dosyasını tıka basa doldurmuş. Buna rağmen ülke halkı yine dimdik ayakta durmayı başardı. Ramazan ayının sunduğu iklim, insanımıza yeni bir can, yeni bir ruh kattı.
Alternatifi olmayan bayramlarımız, en üst seviyede ilgi gördü. Oruç tutmayanlar bile, bayramın atmosferine girmenin mutluluğunu yaşadı. Toplumsal barış diyerek ağızlarına sadece sakız yapıp içini dolduramayanlar için en büyük ders oldu. Netice itibari ile dost-düşman şu hakikati bir daha gördü:
Sağduyu diyor ki, bu ülkeye başörtülü kızlardan zarar gelmez.
Sağduyu diyor ki, bu ülkeye namaz kılanlardan hiç zarar gelmez.
Sağduyu yine diyor ki Allah’a inananlardan bu ülke zarar-ziyan görmez.
Vicdanlar diyor ki, İmam-Hatip nesli, bir işe el atarsa başarır.
Bu gerçekleri herkesin kabul etmesi gerekiyor. Çünkü güneşi balçıkla sıvamak mümkün değildir.
Öyle ise bundan sonrası daha iyi olacak, daha güzel olacak. Başı daralan, başarısızlığı ispatlanan, iğrenç kimliğini gizlemek isteyen laikliğe sarılamayacak. Ülkenin ve ülke halkının kazanmış olmasının altında Cumhuriyet mitinglerinin büyük bir payı vardır. İlgili mitingler sebebi ile silah geri tepti, sahte ve gerçekler bir daha anlaşılmış oldu.
İşte 2008 senesinin Ramazan Bayramı, böyle bir ortamda kutlandı. Bayram ziyaretlerinde Ergenekon yine bir numara olarak gündemde. Şekerler ve tatlılar ikram edilirken, diller “Vay hainler vay... Neler yapmışlar... Bundan böyle kim olursa olsun laiklikten, demokrasiden bahsettiği an, hemen bu adam mercek altına alınmalıdır” şüphesi, bayrama adeta damgasını vurdu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Büyük Arşivi