"Ben Şam'ı 1000 yıl öncesinden bilirim"

"Ben Şam'ı 1000 yıl öncesinden bilirim"

Suriye ekonomisinde önemli bir yer tutan MAS Şirketler Topluluğu'nun misafiri olarak Şam'dayız. Öz yurdumuzda, kendi evimizdeyiz. Yolda yürürken bir arkadaşın telefonu çalıyor. Türkiye'den arıyorlar. Arkadaş, "yurt dışındayım" diyor. Olmadı işte!

Şehir merkezindeki otelden çıkıyorsun, yolun karşısına geçiyorsun, Kanuni Sultan Süleyman'ın Mimar Sinan'a yaptırdığı Süleymaniye Tekkesi'ni ziyaret ediyorsun. Tekkenin yanı başındaki kabristana geçiyorsun, "Burada kimler yatıyor?" diye soruyorsun, Sultan Vahdeddin başta olmak üzere Osmanlı Hanedanı mensuplarının yattığını öğreniyorsun, dua edip çıkıyorsun, 10 dakika yürüyorsun, Sultan Abdülhamid'den yadigâr Hicaz Demiryolu Şam İstasyonu'na varıyorsun. Oradan da, yine 10 dakikalık bir yürüyüşle, Hamidiye Çarşısı'na geçiyorsun. Hamidiye Çarşısı da Sultan Abdülhamid'den yadigâr. Çarşının içinde beş dakika yürüyüp sağa dönüyorsun, bir beş dakika daha yürüyorsun, Haçlıların canına okuyan Selçuklu Emîri Nureddin Mahmud Zengi'nin kabrine varıyorsun. Dua edip beş dakikalık bir yürüyüşle Hamidiye Çarşısı'na dönüyorsun, bir beş dakika daha yürüyorsun, bu arada Kıpçak Memlukların dünyayı Moğollara dar eden sultanı Baybars'ın yaptırdığı kütüphanenin yanından geçiyorsun, Bediüzzaman Said Nursi'nin o meşhur "Hutbe-i Şamiye"sini irad ettiği Emeviye Camii'nde namazını kılıyorsun, sonra cami külliyesi içindeki türbede canımız-ciğerimiz Kerbelâ şehitlerini selamlıyorsun, oradan da caminin yanındaki türbeye geçip Kudüs Fatihi Sultan Selahaddin-i Eyyübi için dua ediyorsun. Selahaddin-i Eyyübi'nin yanı başında yatan Osmanlı hava şehitleri için dua etmeyi de ihmal etmiyorsun tabii...

Yürüyüş, dualar, namaz, toplam 1 saat. "Ben Şam'ı 1000 yıl öncesinden bilirim / Annemin sütü kadar yakın bana" diyen Sezai Karakoç'u anlamak için Şam'ın kalbindeki bu 1 saatlik gezinti yeter.

1 saat sonra Şam'a hâlâ "yurt dışı" diyebilmen için yurduna fena halde yabancılaşmış olman lazım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi