Zeytinburnun'da yaşayanlar tedirginlik içinde!

Zeytinburnun'da yaşayanlar tedirginlik içinde!
Reina katliamcısının Orta Asya kökenli olduğunun belirlenmesinin ardından, ‘İstanbul’daki Orta Asya’ olarak bilinen Zeytinburnu’nda vatandaşlar tedirginlik içinde kaldı.

Ortaköy’deki gözde eğlence merkezi Reina’da düzenlenen terörist saldırı Zeytinburnu ilçesinde de endişe ve tedirginliğe neden oldu. Çünkü Orta Asya kökenli olduğu belirlenen terörist, Reina’ya Zeytinburnu 58. Bulvar’dan bindiği bir taksiyle gitti ve katliamı gerçekleştirdikten sonra yine ilçeye döndü. 1950’li yıllarda ilçeye gelip yerleşen Afgan, Kırgız, Kazak ve Uygur Türkleri, içlerinden terörist çıkmayacağını söylüyor ama son dönemde gelenlere şüpheyle bakıyor. Nuripaşa Mahallesi muhtarı Yılmaz Kaya ise, “oturum izni” kriteri nedeniyle semtinde hangi yabancının yaşadığını artık bilemediğini belirterek, göçle birlikte ortaya çıkan asayiş sorunlarından yakınıyor.

VATANDAŞ TEDİRGİN

Reina’da gerçekleştirdiği katliamın ardından kayıplara karışan teröristi arama çalışmaları devam ederken, saldırganın Zeytinburnu’nda kaldığının tespit edilmesi sonrası gözler bu ilçeye çevrildi. Son yıllarda yoğun bir göç akınına maruz kalan Zeytinburnu’nda tedirginlik hakim. Vatandaşlar ise neredeyse tüm sokaklarda bulunan 'yabancı bekarlara kiralık oda' ilanlarından dolayı tedirgin.

KÜÇÜK 'ORTA ASYA'

Güvenlik güçleri, son 2 gündür ilçede bazı adreslere operasyon düzenlemeye devam ediyor. 1950’li yıllarda Türkiye’ye gelen çok sayıda Afgan Türkmeni, Kırgız, Kazak ve Uygur Türkü’nün yaşadığı ilçede polis de alarmda.

O ilçede herkes tedirgin! Her yerde bu ilanlar var

Teröristin, saldırıyı üstlenen DAEŞ’in Kırgız, Çeçen, Özbek ve Dağıstanlıların da bulunduğu gruptan olduğu iddiası, özellikle ilçedeki Nuripaşa mahallesini ilgilendiriyor. Çünkü mahallenin 62. ve 63. sokaklar neredeyse Kırgızistan ve Kazakistan’a dönmüş. İki sokağın nüfusunun neredeyse tamamı Orta Asya göçmenlerinden oluşuyor. Kendi restoran, kafe, market hatta kuaförleri bulunan göçmenler, semtte gözle görünür bir değişim de yaratmış.

Çocukluğunda Türkiye’ye gelip artık torun sahibi olmuş göçmenler, vatandaşlık da alarak bizden biri olmuş. Ancak onlar bile son dönemde gelen kendi soydaşlarından rahatsız. Yıllar önce Türkiye’ye gelen Uygur Türkleri özelikle son birkaç yılda Türkiye’ye taşınan soydaşlarının bazılarının içe kapanık ve ilişki kurmaktan uzak olduğunu söylüyor.

'BİZİMLE KONUŞMUYORLAR'

Bazı mahalle sakinleri ise yüksek fiyatlarla restoran, kafe ve market gibi ticarethaneler açan göçmenlerin bu işleri paravan olarak kullandığını öne sürüyor.

Babası 1952’de Türkiye’ye göç eden Doğu Türkistanlı Murat Temiz, dericilik yapıyor. Temiz, yeni gelen soydaşlarının Türkçe bilmelerine rağmen kimseyle konuşmak istemediklerini aktararak, “Çok fazla pansiyon kiralıyorlar, hatta dükkanlar açıyorlar. Gelen giden müşterileri olmamasına rağmen bir sokakta adım başı restoran var. Bu finansal kaynak nereden geliyor?” diyor. İlçede emlakçılık yapan Osman Uslu da, “Ben kimliksiz gezmeye korkarken, göçmenler kimliksiz rahatça dolaşabiliyorlar. Göçmenler gelmeye başlayınca kiralar fırladı. Günlük ya da kısa süreli evler tutuyorlar. Kalabalık şekilde buralarda yaşıyorlar. Ancak kim kalıyor, nasıl kalıyor? Kimse bilmiyor” ifadelerini kullanıyor.

‘BU İŞYERLERİ PARAVAN’                              

Zeytinburnu’na 1950’lerde gelen Reşithan Gökay da bir Uygur Türkü. Gökay, yıllardır ilçede yaşadığını belirterek, “Bizim geldiğimiz dönemle şimdi arasında epey fark var. Eskiden bir toplumsal düzen vardı. Artık Türkiye’ye gelenler arasında da her türlü kesim var. Bu insanların ne tür eğilimleri var, neye inanıyor, nasıl yaşıyor? Kestirmek zor” ifadelerini kullanıyor.

Gökay, özellikle gençlerin Radikal gruplara katılım gösterebildiğini belirterek, “Son dönemde Türkiye’ye gelen soydaşlarımız arasında bu tip eğilimli olanları duyuyoruz. Bizlerin bir alakası yok belki ama bu bilinen bir olgu” diyor. Zeytinburnu, ülkelerindeki iç savaş, siyasi ve ekonomik sorunlar nedeniyle Türkiye’ye gelen Afgan Türkmenleri için de ilk durak. 19 yaşındaki Murtaza Şerifbey de bu isimlerden. Az bildiği Türkçesiyle genellikle tekstil işinde çalıştıklarını anlatan Şerifbey, “Ben kaynakçılık yapıyorum. Ama tekstil ve kağıt toplayarak geçinenler de var. Bizim terörle bir ilgimiz yok. Bu tip olaylar olduğunda ister istemez tedirgin oluyoruz” diyor.

‘3 YILDIR CİDDİ DÖNÜŞÜM’

İlçe sakinlerinden Abdullah Sarı ise tedirgin olduklarını belirterek, “Son 3 yılda burada ciddi bir dönüşüm oldu. Ben tekstil işi yapıyordum, dükkanlarım vardı ancak kapatmak zorunda kaldım. Yeni gelen göçmenler ise buna rağmen sürekli dükkan açıyorlar. Kimseye selam bile vermiyorlar, konuşmuyorlar” sözleriyle mahalledeki durumu anlatıyor. 45 yıldır ilçede yaşayan Turgay Coşkunyürek de, “Buraya gelenler kim bilmiyoruz. Aynı apartmanda, yan dairemde kimin oturduğunu bilmiyorum” diyor.

MUHTAR KAYA: KAÇ KİŞİ YAŞIYOR BİLMİYORUM

Göçmenlerin yoğunluklu yaşadığı Nuripaşa Mahallesi muhtarı Yılmaz Kaya da, uzun yıllar önce Türkiye’ye gelen Türki göçmenlerin artık tamamen entegre olduğunu belirterek, “Onlar aynı bizim gibi, biz onların çocuklarıyla büyüdük zaten. Ben doğma büyüme bu mahalledeyim. Kazakların çocuklarıyla beraber büyüdük. Ancak son yıllarda adres kayıt sistemindeki boşluklardan bazı sıkıntılar oluyor. O yüzden ben bile şimdi muhtar olarak mahallemde kaç kişi yaşıyor rakamsal olarak bilmiyorum. Adres kayıt sistemi Türk vatandaşlarını kaydediyor, yabancı uyrukluların ikametgah tezkeresi varsa kaydediyor yoksa etmiyor. Dolayısıyla kim nerede nasıl kalıyor tespit etmek güçleşiyor” ifadelerini kullanıyor. 
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum