Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Hamas’a bu hınç ve düşmanlık niye?

Hamas’a bu hınç ve düşmanlık niye?

Öyle bir “acı”, öyle bir “öfke” ve öyle bir “çaresizlik” içindeyim ki, “kime, nasıl tepki” göstermem gerektiği konusunda kararsızım... Evet, “Siyonist İsrail”in Gazze’de gerçekleştirdiği ve 400 civarında insanın öldüğü “soykırım” saldırılarına öfkeliyim... Bir “Müslüman” olarak değil, bir “insan” olarak öfkeliyim... Saldırıların hedefinde “elinde silah” olanların değil, “ağzında emzik” bulunan “bebek”lerin olmasından dolayı öfkeliyim... Günlerdir süren “bombardıman”da, “var olduğu iddia edilen cephanelikler”in değil, “ev”lerin, “okul”ların, “hastane”lerin ve “20’yi aşkın cami”nin yerle bir edilmesinden dolayı öfkeliyim!..
Evet, İsrail’e öfkeliyim... Ama, şunu da biliyorum ki, İsrail budur... “Terör devleti İsrail” budur!.. Ondan her şey beklenir!.. “Soykırım”dan şikâyet eder ama “soykırımın feriştahı”nı kendisi yapar!.. “Hitler faşizmi”nden şikâyet eder ama “faşizm” uygulamasında “Hitler’i bile aratacak” zulümler sergiler!..
Ama ben, yine de İsrail’i anlarım... Çünkü İsrail, “Bakanlar Kurulu kararıyla terörist saldırı düzenleme kararı” almış, dünyadaki tek devlettir!.. Malûm, “tekerlekli sandalye”ye mahkum “felçli bir ihtiyar” olan Şeyh Ahmed Yasin’i, sabah namazı çıkışında, hem de “füze” ile vurmuşlardı!..
“Felçli ve yaşlı” bir insanı “füze” ile vuran İsrail’in, “eli silahsız kadınları” ve “ağzı emzikli kundaktaki bebekleri” öldürmesi de gayet normaldir!..
İsrail, bunu hep yapıyor!..
Bundan sonra da yapacaktır!..
NİYE HAMAS’A SALDIRDILAR?
İsrail’den, insanlık dışı her türlü saldırı beklenir beklenmesine de, şu bizim “laikçi”lere ve “kartel medyası”na ne oluyor, onları anlayamıyorum.
Adamlar, hiçbir utanma ve sıkılma emaresi göstermeden, şunları yazabiliyorlar:
“Ey Hamas, ne diye atarsın o füzeleri İsrail’e...
Çıplak ayaklı Filistin bebeleri İsrail bombaları altında paramparça olsun diye mi?”
Yuh!.. Ervahına yuh!..
Görüyor musunuz alçaklığı,
Görüyor musunuz eblehliği,
Görüyor musunuz dunkofluğu,
Ve görüyor musunuz “S-orospu”luğu?..
İsrail, “aslında masum”muş!..
Bütün suç, “İsrail’i kışkırtan Hamas’ta”ymış!..
Bir kere daha yuh!..
Ulan gerzek, ulan aptal;
Sen, iyi ki “İstiklal Savaşı” günlerinde yaşamadın!.. Eğer yaşasaydın var ya; “bağımsızlık” için savaşan “Efe”lere de, “çete”lere de lâf söylerdin sen!.. “Düşman hatlarına saldırıp da, onları niye rahatsız ediyorsunuz?” diye hesap sormaya kalkardın!..
Sen var ya, sen;
Eğer o yıllarda yaşasaydın; Kahramanmaraş’ta “Fransız işgali”ne direnen ve onlara ilk kurşunu sıkan Sütçü İmam’a da öfke kusardın!..
Dedim ya, iyi ki o yıllarda yaşamamışsın!.. Eğer yaşıyor olsaydın, senin “kalemli saldırı”ların yüzünden Hasan Tahsin’ler de olmazdı, “Kuvayı Milliye” de!..
Dahasını da söyleyeyim;
Sen ve senin gibi “aşağılık ve satılık kalemler” yüzünden, korkarım ki Mustafa Kemal’ler de olmazdı ve Türkiye “düşman çizmeleri” tarafından hâlâ çiğneniyor olurdu!..
Bu ülkeye, eğer sen ve senin gibi “kıçının rahatını düşünenler”in zihniyeti egemen olsaydı, “Kurtuluş Savaşı” da veremezdik biz!..
Öyle ya;
“Direnme”nin ne gereği var?..
“Teslim” ol, gitsin!..
“At kuyruğu altında bok sineği” gibi yaşamak varken, ne lüzum var savaşmaya?!?..
HAMAS, FİLİSTİN DEMEKTİR!
Heyy Hamas; o “füze”leri niye atıyorsun kardeşim?!?.. İsrail’in tanıdığı haklara razı olsana!.. Açık bir hapishane haline getirilen Filistin’de, İsrail’in emirlerine itaat etsene!..
Elektriksizliğe, okulsuzluğa, ekmeksizliğe, mahpusluğa razı olsana!..
Bu, ne “alçaklık”tır, bu ne “gerzeklik” ve “şerefsizlik”tir ki; “bombardıman”ın suçlusu olarak Hamas’ı gösteriyorlar!..
Ulan alçak oğlu alçak!..
Ulan salak oğlu salak!..
Ulan uşak oğlu uşak!..
Senin “Hamas” dediğin kimdir, biliyor musun?..
“Hamas” demek, “Filistin” demektir!..
“Hamas” demek, “Filistinli Müslüman” demektir!..
Terör devleti İsrail, niye Yaser Arafat’ın kurduğu El Fetih’e değil de, Hamas’a saldırıyor biliyor musun?.. Çünkü Hamas, “Müslümanların bir örgütü”dür!..
Peki, Hamas’a saldıran alçak İsrail, El Fetih’e niye saldırmaz?.. Ona niye “silah yardımı” yapar?..
Çünkü El Fetih’in çoğu mensubu; aynen siz “satılık”lar gibi “solcu”dur, “laikçi”dir, “liberal”dir!..
Güya “Filistin’in bağımsızlığı”nı savunur görünürler ama, çok zorda kaldıklarında İsrail ile “aynı masa”ya oturup, “karşılıklı kadeh bile kaldırır”lar!..
İsrail, işte bunun için sever El Fetih’i!.. Hamas’a düşmanlığı ise, “taviz”e yanaşmamasıdır!..
Peki, sorarım sana;
Hamas’a niye bu kadar düşmansın?..
Yoksa, “İsrailli dostlarını üzdüğü” için mi?..
Kimbilir, belki de “Yahudi ile ortak olan patronunun çıkarları”na çomak soktuğu için kızıyorsundur Hamas’a!..
ABD’NİN KURDURDUĞU HÜKÜMET!
Ne kadar kızsan, ne kadar köpürsen de, gerçeği değiştiremezsin!.. Senin Hamas diyerek aşağıladığın örgüt; Filistin genelinde “yüzde 50’nin üzerinde” oy almış, Gazze’de ise “yüzde 80 halk desteği” bulunan bir örgüttür!..
Ama, İsrail ne yapmıştır?..
“Hamas’ın milletvekilleri”nin çoğunu “zindan”lara atmış ve “hükümet” olarak da işbaşındaki “Selâm Feyyad Hükümeti”ni tanımıştır!..
O Feyyad Hükümeti ki;
ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Keith Dayton tarafından kurdurulmuş, İsrail tarafından onaylanmış ve fakat, “Filistin Meclisi”nden hâlâ “güvenoyu” isteyememiştir!..
Evet, isteyememiştir;
Çünkü Selam Feyyad Hükümeti parlamentoda “azınlık”tır!.. “Güvenoyu” alacak gücü de yoktur, güvenoyu isteyecek yüzü de!..
Evet, “azınlık”tır ama, ne gariptir ki “iktidar”dır!..
Tıpkı, “Türkiye’deki azınlık laikçiler” gibi!..
Oysa, “Filistin’in gerçek temsilcisi” Hamas’tır!..
Cezayir’de FIS, Lübnan’da Hizbullah örgütleri ne ise, Filistin’de de Hamas odur!..
Haa, unutmadan şunu da söyleyeyim; geçmişte Yaser Arafat’ın kurduğu, bugün Mahmud Abbas’ın liderlik ettiği El Fetih, “solcu, laik, liberal ve Arap Milliyetçisi” olmasına rağmen, pek o kadar da “bütünlük” ve “tek seslilik” içinde değildir!..
El Fetih içinde yer alıp da, “direniş”ten yana olan ve hatta Mahmud Abbas’ı “Filistin’e ihanet”le suçlayan Faruk Kuddumi’ler, Mervan Barguti’ler eksik değildir!..
Kısaca ifade etmek gerekirse;
Filistin, Hamas’tır!..
Hamas da Filistin!..
“Direniş” ve “özgürlük” yerine “masada çözüm” talep eden ve “İsrail’in tanıyacağı haklar”la yetinilmesini isteyen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas liderliğindeki “El Fetih”çilerin ise, görüş ve davranış itibariyle “Türkiye’deki solcu, işbirlikçi ve laikçiler”den hiçbir farkı yoktur!..
BOMBARDIMANA RAĞMEN EĞLENCE!
Malûm... “İsrail’e füze atmanın sırası mıydı?” diyerek Hamas’ı suçlama alçaklığında bulunan “solcu ve laikçi” cenahtaki; “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın”cılar; aralarında “2 aylık bebek”lerin de bulunduğu Filistin’deki “400 şehid”e rağmen, bugünlerde “vur patlasın, çal oynasın” demeye devam ediyor!..
Bu gece de “Yılbaşı” kutlayacaklar!..
Hangi “vicdan”la, hangi “insanlık”la!..
“Ben de Müslümanım!.. Annem hacıydı, babam hoca, dedem hafızdı” diyen “nemelâzımcı” takımına sormak gerekir; Katil İsrail, “Müslüman kardeş”inin üzerine bomba yağdırırken, kundaktaki bebekler bile paramparca olurken, eğlenmeye utanmıyor musun?.
İnsan mısın sen, yoksa hayvan mı?..
Hani, merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek, bir şiirinde şöyle “tasvir” ediyor ya;
“Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem!
Üst kat: Elinde tespih, ağlıyor babaannem,
Orta kat: Mavs oynayan annem ve aşıkları,
Alt kat: Kız kardeşimin Tamtam’da çığlıkları;
Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim;
Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim!
Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş!
Kökü iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş...”
Üstad, aslında bir “ev”den değil, bu “ülke”den, evet “Türkiye”den söz ediyor!..
Hele söyleyin; bu ülke, o ev gibi değil mi?..
Bir yanda “Filistinli Müslümana dua” için kalkan eller, bir yanda “şerefe” diyerek “kadeh” kaldıran eller!
Bir yanda sel gibi akan gözyaşı,
Bir yanda su gibi akan içki!..
Söyleyin Allah aşkına;
Kime ve neye kızayım ben?..
İsrail, nihayetinde “görev”ini icra edip, “kanının ve geninin gereği”ni yapıyor!..
Peki, “İsrail aşıkları” ve “uşak”ları ne yapıyor?..
Onlar, İsrail’e o kadar “medyun-u şükran”lar ki, İsrail istese her şeylerini “teslim” ederler!..
“Vücut”larını da, “bu ülke”yi de!..
Daha, ne diyeyim;
Arif olan gerisini anlar!..
-----------------
Şaka değil de, ciddi olsaydı!
Bence, “Ergenekon Terör Örgütü Dâvâsı”nın en faydalı taraflarından biri, geçmişte işlenen ve fakat “faili meçhul” olarak kalan “cinayet”lerin kimler tarafından ve nasıl işlendiğinin tek tek “itiraf” edilmesi oluyor!..
Meselâ, “Danıştay cinayeti”ni Vakit’in üzerine yıkmak için hemen her yolu denediler, her çamuru attılar ama Cenab-ı Allah oyunlarını bozdu!..
Meselâ, Necip Hablemitoğlu cinayeti... Bu cinayeti de “Müslümanların üzerine yıkmak” için çok çaba harcadılar, “linç kampanyaları” açtılar!..
Ama şimdi ortaya çıkıyor ki; bu cinayet de, “tıpkı diğerleri” gibi “Ergenekon’la bağlantılı”dır!..
“Ergenekon Terör Örgütü sanığı” olarak yargılanan Ümit Sayın, bakın ne diyor;
“Hablemitoğlu bir yıl içinde gidici, dediğim için pişmanım!”
Çünkü, o söz bir “şaka”ymış!..
Şu hale bakın, adamların “şaka”(!)ları bile “ölüm”le sonuçlanıyor!..
Bir de “ciddi” konuşsalardı, herhalde “katliam” olurdu!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi