AK Parti’nin yorgunluğu

AK Parti’nin yorgunluğu

Galiba üzerinde hemfikiriz. 2009 zor bir yıl olacak. 2008’de öyle bir gündem vardı ki, koca yıl nasıl geçti, bu kadar gerginliği nasıl taşıyabildik, cevabını vermek zor.

Siyaset yorgun. Muhtemelen yerel seçimlerle yenilenmek bir yana, daha da hırpalanacak.

Ekonomik krizi daha da derinleştirmek için çırpınan ‘lobi’, içinde yaşadığı gemiyi delmek pahasına adım atmaya devam edecek.

Ve İsrail.

Nasıl bir bölgede yaşadığımızı masumların kanı üzerinden bir kez daha hatırlatmış oldu.

* * *

Uzun zamandır zihnimde dolaşıp duran bir sorun var.

Yeni yılın ilk yazısında bunu ele almak ne kadar doğru bilmiyorum.

AK Parti iktidarı, zaman zaman Demokrat Parti, kimi zaman da ANAP iktidarlarıyla kıyaslanıyor.

Ne kadar yıprandığı, yorulduğu, siyasi ömrünü daha ne kadar sürdürebileceği üzerinde tahminler, değerlendirmeler yapılıyor.

Aslına bakarsanız AK Parti iktidarının geçen 6 yılını, ne DP, ne de ANAP dönemleriyle kıyaslamak mümkün.

Eğer 2000’li yıllarda zamanın daha hızlı aktığını kabul eder; teknoloji, iletişim ve diğer faktörleri de hesaba katarsak, bu 6 yılı, ötekilerle kıyaslamak gerçekten haksızlık olur.

* * *

Kürt sorunu.

Onunla birlikte boğuştuğumuz terör.

Aleviler.

Din-devlet ilişkilerinde gelinen nokta ve zaman zaman Yüksek Mahkeme kapılarına taşınan çatışma.

Ordunun sistemdeki yeri ve şu veya bu şekilde devam eden ‘müdahale’ tartışmaları.

Devletin şu veya bu tarafında yuvalanan ve sistemi korumak adına hukuku hiçe sayan yapılanmalar.

Ergenekon davası.

Alt alta sıraladığımız bu sorunların önemli bir bölümünü geçtiğimiz yüzyıldan, hatta imparatorluktan miras.

Dahası, ateşi bir türlü düşmeyen ve herbiri uluslararası ölçekte sorunlar barındıran bölgede yaşıyoruz.

* * *

AK Parti, uzun zamandır bu sorunların neredeyse tek muhatabı.

Kürt sorununda önemli adımlar atıyor.

Evet, zaman zaman yalpalıyor, geri adım atıyor, ama tekrar hamle yapıyor.

Uzun zamandır cesaret edilemeyen adımları, Kürtçe TRT örneğinde olduğu gibi kararlılıkla hayata geçiriyor.

Alevilerle ilgili çok ciddi bir açılım şekilleniyor.

Tıpkı Kürt meselesinde pek çok adımın bazı Kürtlere rağmen atılması gibi, burada da sorunun çözümünden rahatsız olanlara rağmen bu çaba devam ediyor.

* * *

Bu listeyi uzatmak mümkün.

Ancak asıl mesele şu.

Arkasındaki halk desteği ne kadar yüksek olursa olsun bir iktidar partisinin bu kadar sorunu, böylesine uzun süre taşıması kolay değil.

Dahası, ufukta onun yükünü azaltacak, alternatif çözümler üretecek bir siyaset, sözgelimi doğru dürüst bir muhalefet görünmüyor.

Adına çarşaf açılımı ya da her ne diyorsanız, CHP’nin son hamlesinde görüldü ki, milletin değerlerine gerçekten yakın değilseniz, yaptığınız iş üzerinizde böyle sakil duruyor.

* * *

Yerel seçim sürecinde yaşanan tartışmalar gösterdi ki iktidar partisi yorgun.

2009 Mart’ında yapılacak seçimler siyasetin önüne neler getirir, ne gibi tartışmalar başlatır şimdiden kestirmek zor.

Ne CHP’nin, ne MHP’nin, ne de terör örgütüyle siyaset arasına sıkışıp kalmış DTP’nin, Türkiye’nin ihtiyacı olan dinamizmin adresi olmadığını söylemek için seçim sonuçlarını beklemeye gerek yok.

Pek çok şehirde iktidar partisi tekrar kazanacak. Sürpriz bir kaç kaybı olabilir. Aynı şekilde asla kazanamaz denilen bazı yerleri alabilir.

Bunların hiçbir önemi yok.

Asıl sorun, AK Parti’yi dengeleyecek bir siyasi partinin olmaması.

Böyle bir seçeneğin varlığı, hiç kuşkusuz en çok AK Parti’nin yükünü azaltacaktır.

Herkese nice yıllar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi