S. Arif Emre

S. Arif Emre

Erdoğan’dan hem ağlarım hem giderim tavrı

Erdoğan’dan hem ağlarım hem giderim tavrı

Hikâyeyi biliyorsunuz. Düğün dernek yapılmış, gelin babaevinden ayrılıp, oğlan evine giderken, hıçkırıklarla ağlamaya başlamış. Bu hale acıyan baba:

-Kızım madem ki bu kadar üzülüp ağlıyorsun öyleyse bu işten vazgeçelim deyince, gelin:

- Babacığım sen bana bakma, ben hem ağlarım hem giderim demiş...

Sayın Başbakan da şu günlerde bu gelinin içerisinde bulunduğu bu tavır içerisinde..

Başbakan, İsrail'in Gazze'de uyguladığı, insanlığın yüzkarası, zulüm ve kanlı katliamlara karşı, kamuoyumuza karşı, esip yağıp gürlüyor. Ama gel gör ki, öyleyse, gel, İsrail'e karşı şu stratejik ittifaktan vaçgeçelim, ciddi önlemler alalım deyince, bu işe yanaşmıyor. "Ben hem ağlar hem giderim" diyor. İsrail ile olan dostluğumu asla bozmam inadını sürdürüyor.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diyeceksiniz. Erdoğan niçin içi başka dışı başka görüntüler sergiliyor? Biz hemen bu ikilemin sebebini açıklayalım. Yaklaşmakta olan yerel seçimlerde oy kaybına uğramaktan korktuğu için, İsrail'e karşı zahiren, bu kuru gürültüyü çıkarıyor. Ama esas niyeti, ileride tekrar gizli aşikâr işbirliği siyasetine devam edecektir. Bundan şüpheniz olmasın.

Bir de zaman zaman, İsrail Gazze'ye karşı "Orantısız güç kullanıyor" sözüne sığınıyor. Oysa ki İsrail'in yaptığını hafife alan bu mazeretin bugün için bir anlamı kalmış mıdır? Ortada ikili bir normal savaş hali olur, diğer şartlarıyla, uluslararası harp kurallarını oldukça gözeten bir kıyaslama imkanı bulunur. İşte bu ortamda, "orantısız güç kullanma" mukayesesinden sözetmek mümkün olur. Oysa ki İsrail bırakınız bilinen harp kurallarını, en vahşi ve en yırtıcı hayvanların bile tenezzül etmeyeceği, edemeyeceği, şekil ve şartlarda, vahşet sergiliyor, dehşet sergiliyor, bütün din, mezhep, millet ve milliyet mensuplarını utandıracak, herkesi kendi insanlığından bile nefret ettirecek, tiksindirecek bir misli görülmemiş facia yaşanıyor, ortada...

Böyle bir saldırgana, devlet sıfatı bile takılamaz. Bu durumu kudurmuş hayvanlara benzetsek dahi, o hayvanlar bize hakaret ettiniz diye bizden davacı olurlar. Olurlar çünkü, kudurmuş hayvan kuduz hastalığının aşırı nöbetleri sebebiyle böyle davranıyor, mazur görülecek bir tarafı var.

Ama kuduz hastalığı olmadan bile, kendi iradesiyle kudurmuş olan mahlukların sergilediği davranışın hiç bir mazereti olamaz. Orantısız güç kullanma kıyaslaması, ancak insanlarla diğer insanlar arasındaki mücadelelerde geçerli olabilir.

İnsanlıktan nasibi olmayan saldırgana karşı ise, siyasi ilişkilerimizi devam ettirebilmemiz için, evvela insan olup olmadıklarına bakmamız gerekiyor.

Böyleleriyle değil, stratejik ilişkileri devam ettirmek, onlarla herhangi bir yakınlık kurmak bile, bir tenezzül meselesi sayılır.

Bu münasebetle:

1-İsrail uçaklarının Konyamızda eğitim uçuşları yapmasına dair anlaşma derhal fehedilmelidir.

2- Tanklarımızın ve uçaklarımızın modernizasyonu konusundaki ilişkilere son verilmelidir.

3-İsrail firmalarına her ne suretle olursa olsun, kazanç sağlayacak ihaleler yapılmamalı, yapılan ihaleler iptal edilmelidir.

4-İsrail nezdindeki elçimiz geri çekilmelidir.

5-Siyonist bir kuruluş olan CFR'nin SayınErdoğan'a takmış olduğu üstün cesaret madalyası iade edilmelidir.

6-Başbakan, Büyük Ortadoğu Projesi, bütün İslâm ülkelerine insan hakları, demokrasi getirecek şeklindeki aldatmaca görüşten vazgeçmelidir. Çünkü bizzat ABD Dışişleri Bakanı Condeleezza Rice, bu projenin bütün İslâm ülkelerinin siyasî haritasını değiştirmeye yönelik olduğunu resmen ve alenen tekrar tekrar ifade etmiştir. Zaten uygulama da bu merkezdedir. İşgal edilen her İslâm ülkesine, bir Karzai, bir Allavi ve bir Talabani misillu, yapay liderler getirilmekte ve 30 İslâm ülkesi ABD'ye bağlı bir sömürge imparatorluğunun esir üyeleri durumuna dönüştürülmektedir.

Gazze'de devam eden insanlığın yüzkarası facia bilhassa bizim milletimizi son derece müteessir etmiş ve yeterince uyarmıştır.

Yukarıda, bir kısmını açıkladığımız şartlar üzerinde, bir referandum yapılmış olsa, kesinlikle AKP'nin ve Başbakanın İsrail'e ait politikaları yüzde yüze yakın, kahir bir ekseriyetle red edilecektir.

Hatadan dönmek bir fazilettir.

Denenmiş olan İsrail'in tekrar denenmeye kalkışılması nedamet ve hüsran getirir. Çünkü itin kuyruğu kalıpta doğrulmaz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
S. Arif Emre Arşivi