Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

TSK ülke yönetimine müdahale edebilmeli!

TSK ülke yönetimine müdahale edebilmeli!

Bana ne zaman ve nasıl diye sormayın.
Zaten bu fikir bana ait değil. Durumdan vazife çıkararak devleti koruma ve kollama görevi üslenen bir “bilim” adamından. Doç. Dr. Ümid Sayın’dan..
Ümit Sayın, mahkemedeki ifadesinde telefon konuşmalarında bahsedilen darbenin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin devleti "Koruma ve Kollama" kapsamındaki bir müdahalesi olduğunu belirterek, "Anayasa'nın laiklik ilkesine karşı oldukları Anayasa Mahkemesi kararı ile tescillidir. AK Parti'nin ülkeyi açmazlara ve yeni sorunlara götüreceği aşikardır. Bu koşullarda TSK'nın müdahale etmesi Anayasal ve Kanuni bir haktır" dedi.
Hani bu iddiadan yola çıkarak mesela YARSAV yönetim kurulu, Adalet Bakanlığı Müsteşarı hakkında suç duyurusunda bulunduğu gibi Genelkurmay Başkanı hakkında da suç duyurusnda bulunabilir ve “Anaysal bir görev” olan darbeyi yapmayarak ülkeyi kaosa sürüklediği için” Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının yargılanmasını isteyebilir (mi)?
Şık olmaz diye belki de; belki de yanlış anlaşılmasından çekindikleri için, bir de vatan millet düşmanlarının bu masum talebi çarpıtma ihtimalinden yola çıkarak ve sokaktaki insana bunu anlatmanın zorluğunu da göz önüne alarak AB sürecini de hesaba katarak bu işten vazgeçmiş olabilirler..
Yoksa Sayın’ın mahkemede söylediklerini kendi aralarında buluştuklarında rahat rahat telaffuz ediyor olmalılar..
Madem ordu görevini yapamıyor, o zaman birilerinin şartların oluşması için sürece katkı sağlamak adına durumdan vazife çıkarmış olmasını fazla da abartmamak gerek..
Şu günlerde Gazze olayı ile birlikte biz de Ergenekoncularla aynı safa düştük.. Her ne kadar Ergenekonvari örgütlenmeler Amerikalılar tarafından kuruldu, fonlandı, kullanıldı ise de, ABD’nin Ilımlı İslâm tercihi ile birlikte, “eski sevgili”ler histeri krizi geçirmeye başladılar.. Amerika’ya karşı kin ve öfke dolular. Gerekirse İran’la, Rusya, Çin’le bile işbirliği yapılabilmeli ve ABD’ye gereken ceza verilmeli..
Hani ABD ve İsrail bugün tekrar kendilerine göz kırpsa, Rusya’yı, Çin’i, İran’ı 2 dakikada satarlar satmasına ama, “sen beni bırakırsan ben de Mollaların yanına giderim” diye akıllarınca ABD’yi kıskandırmaya çalışıyorlar..
Malum çevreler Türkiye’yi ABD ile ve İsrail’le karşı karşıya getirerek hem iktidarın burnunu sürtmek, kendi tabanında küçük düşürmek istiyor, hem de ABD ve İsrail’in canını acıtmak istiyor..
AK Parti yenilgiye uğrarsa ABD, AB ve İsrail’in tekrar kendileri ile masaya oturacağını düşünüyor olmalılar.. Bölgede kendilerine rağmen varolunamayacağını göstermek istiyorlar.. Onun için bu çevreler Türkiye’nin ABD, AB, İsrail, Rusya ile arasının açılmasını isteyeceklerdir.. İran ve Irak konusunda Ankara’yı çatıştırmak, ilişkileri çıkmaza sokmak isteyeceklerdir..
Bu durum aslında ABD, AB ve İsrail’in de işine geliyor. Köşeye sıkıştırılmış bir Türkiye’nin kolay bir lokma olacağını düşünüyorlar.. ABD ve İsrail’in, çetecilerle tekrar masaya oturması ise hayal! ABD kontrol dışı, disiplinsizlik gösteren, kafa tutan, meydan okuyan, düne dair senaryolar için figüran olarak seçilmiş bu unsurları tasfiyede kararlı. Yenisini oluşturmak zor değil. Daha düşük maliyetle, daha küçük, daha mobil ve etkin yeni yapılar oluşturmak mümkün. Bu kendi içinde bölünmüş, kontrol dışı unsurlar kesin olarak tasfiye olacak.. Ve kesin olarak ABD, AB ve İsrail Ilımlı İslâm’la yoluna devam edecek. Yapabiliyorlarsa bizi, etnik, dini, ideolojik, mezhebi tartışmalarla birbirine karşı kışkırtıp yoracaklar..
Ergenekon hâlâ darbe planları içinde. Oysa bir darbe girişimi, kesinlikle bastırılır ve darbeciler tümü ile tasfiye edilerek, bu iş kökten halledilir.
Bana göre de bu iş çok uzarsa, bir darbe girişimi deşifre edilerek yine aynı şey yapılabilir.. Darbeyi planlayanlar, son anda ortadan kaybolup darbecileri ele verebilirler.. Ordu içinde yargı ve siyaset yolu ile temizlik yapılmasına izin verilmezse, ordunun kendi içinde temizlik yapması ile sonuçlanacak yeni bir süreç için dümeye basılabilir..
Ergenekon diye içeri alınanlar daha devede kulak..
Daha ordu içindeki unsurlara sıra gelmedi. Emniyet ve İstihbarat içindeki uzantılar duruyor. Yargı içinde her seviyede bir sürü adam var.. Üniversitelerde, Mediada, İş dünyasında, STK’larda, Odalarda, Hariciyede, Bürokraside, Sanat dünyasında.. Olmadıkları yer yok ki!
Bu iş uzadıkça korku büyüyor ve yara derinleşiyor..
Keşke Ergenekoncular da bunu anlasalar.
Biri radikal çözümlere sıra gelmeden kendi içine baksa.
Ha! Bu arada birilerinin yasal dinlemesinin önüne geçilse bile, bu memlekette ipin ucu biraz kaçtı gibi. Herkes herkesi dinliyor. Hem de sadece telefonları değil. Yüksek Yargı mensuplarından bazıları bunu akıllarında tutsunlar.. Zaten bundan sonra dinleme olmasa bile, bazı konularda bilgi ve kanaat sahibi olmak için dinlenenler yeter de artar bile sanki.. Bunu, birileri kokoreççilere kadar herkesi dinlerken, fişlerken, brifinge koştukları günlerde düşünselerdi.. Hani o günlerde dinlenmeye gerek yok, her yerde bağıra bağıra söylemiyorlar mı idi bazı şeyleri..
Hem zaten içeridekiler dinlemese bile, dışarıdakiler dinliyordur. Gerektiğinde zarf içinde ya da internetten servis yaparlar..
Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi