Bu profesör iyice 'yoldan çıktı'!

Bu profesör iyice 'yoldan çıktı'!

Birkaç ay sonra yoğun bir şekilde tartışılacak bir konuyu bugünden tartışmak istiyorum..

çünkü bugün “canım tartışmak istiyor”!

Konu şu: üniversitelerde başörtüsü yasağı kaldırılacak; bu belli..

Belli olan bir şey daha var, o da şu: CHP, bu anayasa değişikliğinin esas yönünden iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gidecek..

(İkinci 367) ya da (Al sana bir 367 daha..) diye nitelendirilebilecek bu tartışmada tüm mesele gidip gelip “Acaba Anayasa Mahkemesi bir Anayasa değişikliğini 'esas' yönünden inceleme hakkına sahip midir, değil midir?” noktasında düğümlenecektir.

Eski YöK Başkanı, anayasa hukuku profesörü, “güreşe doymayan pehlivan”, eski tanınmamış voleybolcu Erdoğan Teziç, dünkü Milliyet'te Fikret Bila'ya demiş ki:

“Anayasa Mahkemesi, bu değişikliği iptal eder..”

(Yukarıda “eski tanınmamış voleybolcu” derken Teziç'i küçümseme gayem yoktu.. Da, merak ediyorum: Teziç neden futbolu değil de voleybolu tercih etti? çünkü “hukuktaki ayak oyunlarını” iyi bilen birinin “sahadaki ayak oyununda” da mahir olmaması mümkün değildi!)

Neyse “ayak yapıp” kimseyi “ellemeyeyim” de “devre arasından” sonra yazının ikinci yarısına başlayalım..

Teziç'in Bila'ya söylediklerinin altını okuyalım; diyor ki Teziç:

“Anayasa Mahkemesi, yeni Anayasa hükmünü 'şekil' bakımından incelemeye yetkilidir. Ancak, Anayasa'da bir de 'teklif edilemez' diye bir hüküm vardır. Eğer bir başka madde değiştirilerek değiştirilemez bir madde etkisiz kılınıyorsa, buna usul saptırması denilir, bu durumda mahkeme esasa da bakabilir. Biz buna 'usulden yola çıkarak esasa sapma' deriz..”

Yani Teziç özetle şunu demek istiyor: “Anayasa'nın 2. maddesinde yazılı laiklik ilkesi orada öyle dururken, sen kalkıp üniversitelerde türbanı serbest bırakamazsın..”

Evet Teziç, Milliyet gazetesinin 25.01.2008 tarihli nüshasında böyle diyor..

Ama aynı Teziç, Beta Yayınevi'nden çıkan 1986 baskılı Anayasa Hukuku adlı kitabının 184. sayfasında böyle demiyor!

“Kitabın tam ortasından” diyor ki: 1924 ve 1961 anayasalarında anayasa değişiklikleri sadece hem şekil hem de esas yönünden denetime tâbi idi; ama 1982 Anayasasına göre bu tür değişiklikler sadece “şekli” yönden incelenebilmektedir.

Hani Teziç, Bila'ya “Biz buna 'usulden yola çıkarak esasa sapma' diyoruz..” diyordu ya..

İşte ben de buna “bazı hocaların usul usul yoldan çıkması” diyorum!

“Anayasa'nın bir maddesinin anayasanın diğer maddesine aykırı olması nedeniyle anayasa maddesinin iptali..” diye bir madde anayasanın hangi maddesidir, merak ettim baktım, ama bulamadım..

Gerçi bu memleket, anayasanın “ihlal” edildiği gerekçesiyle darbe yapılıp anayasanın külliyen “ilga” edilmesi gibi bir garabetin şekil bulduğu esaslı bir memlekettir..

Ve bu devlet, 1980 darbesinde anayasayı ortadan kaldıran darbecilere Anayasa Mahkemesi üyelerinin brifing verdiği “demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir”!

İşin vahim bir tarafı daha var ki o da şudur..

örneğin diyorlar ki: “Anayasanın ikinci maddesinde Cumhuriyet'in temel niteliklerine aykırılık varsa, Anayasa Mahkemesi değiştirilen maddeyi iptal eder..”

Anayasa hukukunun yetkin hocalarından Prof. Ergun özbudun Türk Anayasa Hukuku isimli kitabının 605. sayfasında bakın ne diyor:

“..Cumhuriyetin Anayasa'nın 2. maddesinde sayılan millilik, demokratiklik, laiklik, sosyallik, insan haklarına dayanma ve hukuk devleti olma nitelikleri, o kadar geniş kavramlardır ki... bu niteliklerle ilgili olmayan bir anayasa değişikliği düşünmek hemen hemen imkansızdır..”

özbudun haklı; çünkü Cumhuriyet'in temel nitelikleri arasında Atatürk ilkeleri de olduğuna ve bu ilkelerden biri de devletçilik ilkesi olduğuna göre, 1995 yılında anayasaya “özelleştirme” maddesi nasıl ilave edilebildi?!

Evet Sayın Teziç hocam, siz bir zamanlar demiştiniz ki: “Bir başörtülü bir parkta yürürken polis onu tanımakta zorluk çekiyorsa o park otomatikman kamusal alan haline geleceği için o kız başörtüsünü orada çıkarmalıdır..”

Şimdi hocam; ben İstanbul Hukuk'ta okurken siz çok demokrattınız; şimdi ise sizi tanımakta zorlanıyorum..

Diyelim ki sizi Taksim Parkı'nda gördüm.. Şimdi ben de sizi, o poliste olduğu gibi, tanımakta zorluk çekersem o park kamusal alan haline gelir mi?!

Hayır, “şekil” yapmıyorum; sizdeki değişiklik hakkında “esaslı” bir cevap istiyorum..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi