Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Siyasetteki laf salatacıları

Siyasetteki laf salatacıları

Siyaset laf salatası yapmak olmamalı

Ülkemizde oldum olası birtakım çevreler siyaseti laf ebeliği olarak algılamış, kim ne kadar laf ebeliği yaparsa halk nazarında o ölçüde popüler olmuştur. Ne var ki, laf üretmek ile iş üretmek birbirinden çok farklı şeyler olduğu için siyasette ciddi adımlar atmak mümkün olmamış, ülkemizin ileri ülkeler arasında yer alması gerekirken gırtlağına kadar borca saplanmış durumdadır. Bu arada siyasete hakim olan laf ebeliği ülke sorunlarına gerçek çözümler sunan siyasetçilerin sesinin de kısılmasına, duyulmamasına sebep olmuştur.

Mahalli seçimlerin gündeme gelmesi ile özellikle son 2-3 aydır başını CHP'li Kılıçdaroğlu'nun çektiği ve bazı AKP'lilerin çanak tuttuğu bir laf yarışıdır devam edip gidiyor. İddialar, ithamlar havada uçuşuyor, karşılıklı meydan okunuyor ama neticede bir de bakıyorsunuz ortada birbirinden davacı olan yok. Eğer söylenenler gerçekten yolsuzluk anlamına geliyorsa ya yargının ya da bu iddiaların sahiplerinin mahkeme aracılığı ile harekete geçmeleri ya da haklarında iddialarda bulunulanların mahkemeye gitmeleri gerekmez mi?

Bu yok.. Sadece Erbakan Hoca'nın deyimi ile ortada bir horoz dövüşü var. Karşılıklı iddialar ile birbirlerini suçlama ve böylece kamuoyunda yaralama niyetinin ötesinde bir düşünce yok. Yani maksat birtakım yolsuzlukları, kanunsuzlukları teşhir edip bunun sorumlularını yargı önünde mahkum ettirmek kesinlikle değil.

Hatta, birtakım kimselerin mevcut kanunlar çerçevesinde attıkları adımlar, kurdukları ortaklıklar bile kamuoyu önününde tartışma mevzuu yapılıyor. İnsanlar karalanmaya çalışılıyor. Bu yolla seçim kazanmanın mümkün olacağı düşünülüyor. Halbuki bu tür laf ebeliği ve gevezelik yerine projeler üretilse bu projeler topluma sunularak bunlara göre oy istense daha yararlı olmaz mı? Doğrusu bu değil mi?

Hayır... İşin doğrusuna ne CHP ne de AKP yanaşıyor. Onların tek bildiği laf ebeliği..sanki seçime gidilmiyor, mahalli iderelerdeki yöneticileri seçmeyeceğiz de Türkiye açık hava tülüat tiyatrosuna sahnelik ediyor.

Bu arada CHP'nin seçim sathına girildiği şu günlerde önce çarşaf, ardından Kur'an Kursu açılımı da karşılıklı polemik konusu olmaya devam ediyor.. CHP'nin bu açılımında samimi olup olmadığı ayrı bir konu.. Şahsen samimi olmalarını arzu ederim ve CHP'nin bu yöndeki samimi açılımını yürekten desteklerim.

Ancak, Başbakan'ın bu açılım karşısındaki yaklaşımını da anlamakta zorluk çekiyorum.. Başbakan, "Bize kapatma davası açanlar, sanıyorum CHP'yi izliyorlardır" diyerek "Bize kapatma davası açanlar CHP'ye karşı niçin sessiz kalıyorlar" demeye getiriyor. Başbakan bu serzenişinde haklı olmakla birlikte böyle bir talebi dillendirmek ona düşmezdi diye düşünüyorum. Çünkü, dün Milli Görüş partilerine, yakın geçmişte AKP'ye benzer iddialarla açılmış olan kapatma davaları toplum vicdanını rahatsız etmiştir. Özellikle Milli Görüş partilerinin kapatılması karşısında toplum vicdanında oluşan rahatsızlık AKP'yi iktidara taşımıştır. Bu bakımdan Başbakanın "Bizi kapatmak isteyenler şimdi neden sessiz" demesi bir çelişkidir. Başbakana düşen AKP'ye açılmış olan kapatma davası nasıl haksız idiyse aynı haksızlığın bir başka partiye karşı niçin sergilenmediğini sormak değildir. Ama dedik ya bizde siyaset laf yarışına dönüştüğü için doğrularla yanlışlar birbirine karışıyor. Doğru ve tutarlı olan davranış size yapılmasını istemediğiniz bir hareketin başkalarına yapılmasına da karşı çıkmaktır.

Eğer, benim mensubu olduğum partinin kapatılmasına tepki göstermişsen, aynı gerekçelerle bir başka partinin kapatılma talebine alkış tutarsam bunun adı kesinlikle siyaset olmaz/olamaz.. Ne olduğunu ise okuyucularımın takdirine bırakıyorum.

Bugün ülkemizde inanan insanların birtakım sıkıntıları vardır. Hatta bazı uygulamalar sebebiyle inançlı insanlar bu ülkede ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabi tutulduklarını düşünmektedirler. Öyle ise bu sıkıntıların ortadan kalkması/kaldırılması gerekiyor. Bunu kim yapıyorsa, yapmak istiyorsa inanç özgürlüğünün gerçek manada hakim olmasını isteyen herkes buna destek vermelidir.. Hele hele bu işe CHPsoyunmuş ise çok daha iyi olur.. Eğer CHP samimi olarak çarşaf ve Kur'an Kursu açılımlarını sergiliyorsa bilinmeledir ki bu ülkede inanç özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmak çok kolaylaşır..

Maksat bağcıyı dövmek değil de üzüm yemekse "Bize kapatma davası açanlar CHP'yi neden seyrediyor" demek yerine en azından çarşaf açılımında sergilenen tavır sergilenebilirdi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi