Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Yandaşa değil, vatandaşa hizmet

Yandaşa değil, vatandaşa hizmet

Her seçim kampanyasının partiler açısından üzerine bina edildiği sloganları vardır. Bir bakıma partiler kısa, vurucu cümlelerle kendilerini vatandaşa anlatmaya çalışırlar... Bir diğer ifade ile kendilerinin diğerlerinden farkını ortaya koymaya çalışırlar ki, niçin tercih edilmeleri gerektiğini seçmene anlatmanın gayretini sergilerler.

1994 mahalli seçimlerinin o günkü Milli Görüş Partisi Refah açısından ana sloganı "Yemeyeceğiz, yedirmeyeceğiz. Belediyenin gelirini son kuruşuna kaadar halkın hizmetine harcayacağız" olmuştu... Çünkü, belediyelerde yolsuzluk söylentileri ayyuka çıkmış, toplum adeta 'her gelen küpünü dolduruyor' anlayışına sürüklenmişti... Hatta, bu anlayış 'kim gelirse gelsin fark etmiyor' şeklinde ifade edilerek tüm partilerden bir kaçış söz konusuydu. Böyle bir noktada mitinglerde ev ve kahve toplantılarında bir yandan yemeyip yedirmeyeceğimizin sözünü verirken, öbür yandan da bu sözümüzün samimi olarak takipcisi olacağımızı halka anlatmak gerekiyordu. Bu noktada sözden ziyade sözün söylenişindeki samimiyet önem kazanıyordu.

Sanıyorum 1994 seçim kampanyası halkımızı Refah Partili adaylar ikna edebildiler ki, o seçimlerde büyük bir patlama ve değişim gerçekleşti... Başta büyükşehirler olmak üzere belediyelerin büyük bir bölümü Milli Görüşçü oldu. İyi ki de oldu... Çünkü çok güzel ve örnek uygulamalar gerçekleştirildi.

Aradan geçen 15 yılın sonunda yeni bir seçim kampanyası yürütülüyor... Tüm partiler toplumun dikkatini üzerlerine çekebilmek ve halkın oyunu alabilmek için bir takım söylemler geliştiriyor, hatta vaad yarışına giriyorlar... Kimisi herkese maaş bağlayacağını, kimisi sigortalı olmayanlara sigorta imkanı getireceğini söylüyor. Halbuki tüm bu vaatlerin belediyecilikle bir alakası yok... Diyebiliriz ki halkın oyları rüşvet sözü verilerek alınmaya çalışılıyor.

Bunlara karşılık Saadet Partisi öncelikli olarak kendisinin diğerlerinden niçin farklı olduğunu halkımıza anlatmaya çalışıyor.

Dünkü yazımda bu hususu ifade etmiştim... Bunlar genel siyasete yönelik farklardı. Bugünde yaklaşmakta olan mahalli seçimler sebebiyle Saadet Partisi'nin yerel seçimlerle ilgili farkının ne olduğunu ortaya koymaya çalışacağız. Aslında bu fark dünden bugüne değişmiş değil... Çünkü, belli ölçüler varki bu ölçülere uyulduğu ölçüde hizmet sağlıklı olur, uyulmadığı sürecede iş çığırından çıkar.

Şimdi de gelelim "Saadet Partisi'nin yerel seçimlerle ilgili diğer partilerden farkı nedir?" sorusunun cevabına... Bu farkı 7 maddede toplayabiliriz:

- Rant belediyecilği değil, hizmet belediyeciliği...

- Mazeret üretmek değil, sorunları çözmek.

- Yolsuzluğa göz açtırmamak... Yukarıda 1994 mahalli seçimlerinin kampanyasında Milli Görüş pratisinin ana sloganının "Yemeyeceğiz, yedirmeyeceğiz" olduğunu hatırlatmıştım... Bu noktada Milli Görüş partilerinin anlayışında zaman içinde bir değişim söz konusu değil.

- İsraf değil, hizmet esas olacak.

- Belediyeler halka rağmen değil, halkın verdiği karara göre yönetilecek.

- Yandaşa değil vatandaşa hizmet... Bunu "Yandaşı düşünen değil, şehri için çalışan belediye" olarak da ifade etmek mümkün.

- Sorumsuz değil, sorumluluk sahibi bir yönetim.

Bu noktada Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un genel siyaset üzerine yaptığı değerlendirmelerde ifade ettiği, "Harun gibi gelip, Karun gibi gitmeyeceğiz" sözlerini de hatırlatmakta yarar var... Çünkü, ülkemizde siyaset giderek rant kapısı haline getirildi ve her parti yandaş zenginler oluşturuyor. Bu ise milyonların sefalete mahkumiyeti sonucunu doğuruyor.

Sanıyorum... SaadetPartisi nedir ne değildir? Saadet'in diğerlerinden farkı nedir?" sorularının cevabını iki günlük yazımda vermiş oldum... İsteyen kulak verir... Verirse kendisi ve ülkenin hayrına olur...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi