Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Çıkar baklayı ağzından

Çıkar baklayı ağzından

Nasrettin Hoca’nın malum fıkrasıdır bu...
Çok küfreden talebesine çare olsun diye dilinin altına bakla koymasını önermiş.
İkaz ve hatırlatma baklası...
Talebe bir süre bu bakla sayesinde küfretmekten uzak kalmışsa da, bir gün sağanak yağmur altında yürümekte olan hoca ile talebesine karşı pencereden bir hanım “Huuu!..” çekmiş.
“Ne olur, biraz bekler misiniz?”
Hoca ile talebe o sağanak yağmur altında, hanım arkasını getirip ne söyleyeceğini merak edip bir süre beklemişler.
Sağanak yağmur hoca ile talebesini baştan aşağıya ıslatırken hanımın sözünün devamı gelmiş:
“Ördekleri kuluçkaya yatırdım da, dediler ki birilerini sağanak yağmur altında bekletirsen civcivler çabuk çıkar!..”
Hoca talebesine dönerek:
“Oğlum sırasıdır, çıkar şu baklayı ağzından...” demiş.
Nasrettin Hoca yine hocamızdır...
Talebesine baklayı çıkarttırdı diye hocalığına bir halel mi geldi?
Gelmez, bu bakla daha da tarih olduğuna bir karinedir ki; bütün dünya Hoca’yı konuşuyor...
Davos’tan hızını alamayanlar, Sayın Başbakan’ın “köpeğini kaşıyan adam” benzetmesine olta atıp takılıp kaldılar...
Onun o benzetmesine “düz mantık” diyenler de çıkıyor aramızdan...
Can Dündar öyle söylüyor:
“Başbakan’ın ‘göbeğini kaşıyan adamlar’la alay edenlerin ‘köpeğini kaşıyan adamlar’ olduğu saptaması tam düz mantık...
Üstelik de ayıp...
Erdoğan, insanları kişisel özellikleri nedeniyle topluca aşağılayan hasmane bir dili eleştirirken, ‘köpeğiyle yatar bunlar’ diyerek aynı dili kullanıyor. Nefret değirmenine su taşıyor.
Zıt kutuplar; ama ikisi de yanlış, ikisi de insafsız...”
Eee şimdi el insaf...
Sen bir ülke Başbakanı'nın omzuna külhanbeyvarı vuracaksın, o da baklayı ağzından çıkarmayacak, sırımsıklam ıslanacak!..
Çıkarırsa, Başbakanlığına mı bir halel gelir?
Yoksa bu milleti tarih boyunca aşağılayanlara ağzının payı mı verilmiş olur?
Hani bir yüzüne tokat atana diğer yüzünü de çevir ki; bir tokat daha atsın mantığı mı...
Burasını salim kafa ile biraz daha düşünelim...
Başbakan’ın moşer dediği, Avrupa kültürüne bulamaç gibi batırılıp sonra da hiçbir işe yaramayan melezlerin ülkeye ne kadar yabancı olduklarını anlatmaya bir benzetmedir...
Aslında onların kültürel mezhepleri sahih değildir. İnsan sevgisi yerini “köpek sevgisi” alınca, eğitim yuvalarına köpekleri sokarlar da başörtülüleri sokmazlar...
Bunun adına esastan kültür çatışması da diyebilirsiniz...
Çünkü bu ülke, adam olmak niyetiyle Batı’ya ne kadar insan ihraç etmişse, sonunda o ihraç edilenlerin birçoğu ya İttihat Terakki gibi kanlı bir örgütü kurmak için döndüler, ya da Müslüman halkı asimile etmek için sürekli köpeklerini kaşıdılar...
Bana göre asıl çatışma oradan başlıyor...
Kaynağı da Lozan’dır...
Lozan’da o masaya davetsiz oturan İngilizler, İsviçre Medeni Kanunu Osmanlı ülkesinde uygulanmadığı taktirde, antlaşmaya imza atamayacaklarını dayattıklarında, güttükleri gayenin içeriğinde işte bu kültür uyuşmazlığının pek yakında kutuplar arasında kavgaya dönüşeceğinin sebebi yatıyordu. O gün dikilenler, bugün ağaç / kereste oldular...
Bir ülke ki; dışarıdan medeni kanun ithal ettiğinde, göbeğini kaşıyanlarla köpeğini kaşıyan adamlar elbette ki bir gün karşı karşıya gelerek kıyasıya kavga edeceklerdir...
Dışarıdan hukuk ihraç eden bizden başka ülke dünyada var mıdır?
Bunu İngiliz biliyor da, gel de Avrupa mürekkebi yalama sonucu sözde çağdaş geçinen bizim tosuncuklara anlat...
Anlamadıklarından zannederler ki; halkın seçtikleriyle moşerler arasındaki çatışmalar özel bir husumete, bir hesaplaşmaya dayanıyor.
Hayır değil...
Kendiliğinden ne oluyorsa oluyor; çünkü kültür işi kan uyuşmazlığı gibi bir olaydır.
Hatta gizli tansiyon gibidir...
Ne zaman yükseleceği ile ne zaman ineceği hiç belli olmaz...
(*)Emekli Hakim

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi