Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Saygınlarımız-Aydınlarımız

Saygınlarımız-Aydınlarımız

Anayasa’mız ve diğer kanunlarımız onlar için koruyucu bir ayrıcalık tanımamış...
Ne gam sanki?
Sola ve darbeye meyilli okumuşlarımız her problemli hallerde hançerelerini yırtarcasına bağırıyorlar:
- Saygın kişilere dokunulmasın...
- Aydınlar baş üstünde tutulsun...
Kimdir bu saygınlar? Ne gibi durumlarda ülke menfaatini ön planda tutmuş, halkımızın yüzde kaçından saygı uyandıracak bir yetki almışlar?
Ya “aydın” dedikleri?
Tek başına medya patronu Aydın Doğan değildir herhalde...
Amma ötekiler kimler?
Aydın statüsü belirleyen bir müessese mi var Türkiye’de, yoksa aklına esen, boş kaldığı zamanlarda, kendine yakın gördüklerinden “Aydın” mı imal ediyor?
Ben bir türlü anlamış değilim...
Zaten anlaşılacak tarafı da yoktur...
Şöyle bir tarih güzergâhında seyredelim...
Anayasa’ya rağmen, darbeleri “saygın” zevatlar yapmışlar...
Köylü-kentli seyretmekle yetinmiş... Biraz sesini çıkartanlar derhal kodeslere tıkılmışlar...
Bir cesaretli hukukçu veya bir cesaretli siyasetçi çıkıp “Kanunsuzluğa tevessül edenler yargılansın, cezasını çeksin” diye sesini çıkartınca gırtlağı sıkılmıştır...
Niçin?
Bizde yazılı olmayan bir entel yasası var, o yasaya itibar edenler siyasette, ticarette, fikirde, bürokraside ve kısaca her yerde kıdemliye gözü kapalı biatı emreder hale gelmiştir...
Yahu kardeşim savunduğunuz adam ‘darbecizorba’...
Cevap: “Olsun... O bir saygın kişidir. Mahkemeye verilerek taciz edilemez...”
Hadi öyle olsun... Amma şu öteki var ya, devleti soymuş, karanlık-kirli işlerde önayaklık yapmıştır, bu halleri soruşturulmasın mı?
Cevap: “Saygın kişilere dokunulamaz...”
Eyvallah mirim!..
Amma şu kişi devletin, askeriyenin gizli belgelerini hırsızlamış, götürüp bir başka ülkeye satmış... Buna ne yapılmalı?..
Cevap: “Hiçbir şey yapılamaz... O kişi aydındır, saygındır...”
Yahu siz insanı fıtık edeceksiniz... Saygın olanı, aydın olanı belirleyen sizsiniz, ceza almaması için hukukun önüne set çeken sizsiniz... Bu hangi demokrasiye, hangi hukuka sığar?
Adamlarda surat kösele...
Hırsıza dokunma, o saygın bir kişi...
Dikta heveslisine dokunma, o saygın ve aydın bir kişi...
Anayasayı çiğnemek eyleminde bulunana dokunma, çünkü o, hem saygın, hem aydın, hem de laikçi bir kişidir...
Asker kaçağına, askerlikten kurtulmak için çürüklük limanına sığınan sözde vatansevere de dokunma...
O niye?
Çünkü, o ve onlar bu ülkenin saygın, aydın, laikçi, solcu, darbeci kesimindendir...
Hayda!..
A bre arkadaşlar, siz bana Ergenekon çetesiyle itham edilenler arasında sıradan, düz adam gösterebilir misiniz?
Hangi darbede, hangi darbe teşebbüsünde köylüler, işçiler, çiftçiler rol aldılar ki?
Tabii cevap veremezler...
Kendileri de koruma altına almak istedikleri zevattan olurlar...
Saygın(!)..
Aydın(!)..
Laikçi(!)..
Bu vatana bilmem kaç sene hizmet etmiş... Hay etmez olsalardı...
Karadenizlinin sorusunu soralım:
Yahu siz domuzdan yana mısınız, milletten yana mı?
==========
Ergenekon dağlarında havalar nasıl Mısto
GATA’dan işaret var mı, dâvâlar nasıl Mısto
Son sefere hazır mıdır ha şu Kuvva-i Vatan
Giden leylekler döndü mü, yuvalar nasıl Mısto?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi