Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Mustafa Müftüoğlu, Şahin Başol ve babam

Mustafa Müftüoğlu, Şahin Başol ve babam

“Mart ayı dert ayı” derler ya, galiba gerçekten dert ayı. Mart’ın dertliliği elbet kişiden kişiye göre değişir. Herkesin kendine göre bir acısı, sancısı, ıstırabı vardır ve kimse kimsenin acısına kendi acısı gibi yanmaz.
Yalnız dert ayı deyip de dert içinde gark olmak doğru değildir. Bir hadisenin ya başlangıcı güzeldir ya sonu. Bu sebeple; dertlenmek, kederlenmek, üzülmek, acımak, insanoğluna mahsus bir duygudur, fakat devamlılığı ve umutsuzluğu külliyen zarardır.
“Allah’tan geldik Allah’a döneceğiz” inancı, kişiyi her dem taze tutmaya ve mutlak dönüşe hazırlanabilmek için devamlı değişmeye sevk etmelidir. Yüce Peygamberimiz (s.a.v.) “İki günü birbirine eşit olan ziyandadır” buyurmuştur.
Daha fazla bu minval üzere yazmaya devam edersem vaaz gibi olacak, en iyisi kısa yoldan yazının başlığına döneyim.
Bundan 6 yıl önce bir 12 Mart günü, rahmetli babamı kaybetmiştim. Her 12 Mart’ta babamla ilgili bir hatırasını yazarım. Bu yıl da yine ona dair anılarını paylaşacaktım. Tam da TÜBİTAK tartışmasına denk gelen bir olaydı.
Bu konuya tekrar döneceğim ama önce yazının başlığındaki isimlerden söz edeyim. Geçtiğimiz ay Devlet eski Bakanı Hasan Aksay ağabeyimle Mustafa Müftüoğlu ağabey üzerine sohbet etmiş ve vefatının ikinci yılı münasebetiyle bir toplantı yapalım diye karar almıştık. Lakin benden kaynaklanan tembellik yüzünden, bir de seçim arifesinde belki yanlış anlaşılmalara sebep oluruz düşüncesiyle bu yıl için vazgeçtim.
Hasan ağabey, 7 Mart günü arayıp, Mustafa Müftüoğlu ile ilgili yazı yazmadığımı hatırlattı ve “Görebildiğim kadarıyla kimse söz etmemiş, sen de yazmamışsın” dedi. Ben de; “12 Mart tarihinde babamla ilgili bir yazı kaleme alacağım, hem Mustafa ağabeyden hem de Şahin Başol’dan söz etmek istiyorum” demiştim.
Yeri gelmişken 28 Şubat günü kaybettiğimiz Şahin Başol’u rahmetle analım ve ondan da bahsedelim. Rahmetli Şahin Başol ile 1970’lerin sonuna doğru Akıncılar Derneği’nde tanışmıştık. O ağabeyimizdi, biz onun emrindeki gençlerdik. İlk gördüğümde gülüyordu, 6 ay önce Anka Kuşu filminin galası için Bursa’ya gittiğimde de yine gülerken bulmuştum.
“Bugüne kadar çok iyi adam gördüm ama Şahin Başol gibisini hiç görmedim” desem, abartmış olmam. Çilekeş adamdı. Yüksünmek ve gocunmak nedir bilmezdi. İçinde bulunduğu, yani bizim camianın büyüklerinden çok kazıklar yedi, yine de hiç aldırış etmedi. Böylesine davasına ve inancına sahip çıkan biriydi. Allah ondan razı olsun ve rahmet eylesin.
Şahin Başol ile ilgili anılarımı bugünlük kısa kesmek istiyorum. Kaş yaparken göz çıkarabilirim. Şahin Başol gibi melek ruhlu bir insana, gecesini gündüzünü feda ettiği siyasi misyonun üst yöneticileri tarafından yapılan haksızlıkları ve ilgisizlikleri yazarsam, seçime ramak kala yine hakaretlere ve küfürlere maruz kalabilirim. Daha sonra yazarım.
Bu arada şu teşekkürü de yapmalıyım. Şahin Başol’a kimse sahip çıkmazken, Başbakanımız R. Tayyip Erdoğan İBB başkanlığı döneminde sahip çıkmıştır. Arkasından Bursa Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe başkan yardımcılığı görevine getirmiştir. Hem Başbakan hem de Recep Altepe vefalarını göstermişlerdir.
Evet, tekrar Mustafa Müftüoğlu’na döneyim. Allah rahmet eylesin, vefatının ikinci yılında Mustafa Müftüoğlu’nu böyle bir köşe yazısı ile geçiştirmek istemezdim. Dostlarıyla sevenleriyle bir araya gelerek konuşmak isterdik ama olmadı. İnşaallah önümüzdeki yıl.
Mustafa Müftüoğlu, resmi tarihe karşı, “Yalan Söyleyen Tarih Utansın” diyen ilk kişidir ve resmi tarihin bütün yalanlarını ortaya koymuştur. Müftüoğlu’nun açtığı çığırdan gidenler, nice tarihi yalanları ortaya koyma cesareti göstermişlerdir.
Yerim bitti, babamdan söz edemedim. Ama şu anekdotu yazayım. Rahmetli babamın Ankara Belediyesi EGO işletmesinde CHP’lilere karşı verdiği mücadelelerin başında yine CHP’lilerin insan soyunun maymundan geldiğini kabul ettirme baskısı vardır. O günden bugüne hiçbir şey değişmemiş demek ki, Deniz Baykal yine hâlâ aynı yerde şey ediyor.
Yazıyı okuyanların geçmişleri başta olmak üzere, Mustafa Müftüoğlu, Şahin Başol ve babamın ruhu için El Fatiha.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi