Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Zoru gören, Müslüman oluyor!

Zoru gören, Müslüman oluyor!

Karadeniz fıkraları boşuna söylenmemiştir.
Her fıkranın mutlaka bir de düşündürücü tarafı var.
O halde...
Şu bizim Temel, denizde avlanırken acayip bir fırtınaya tutulmasın mı... Dalgaların biri geliyor, biri gidiyor. Neredeyse kayık alabora olacak.
Öyle bir anda gavur olsa bile Müslüman olmaz mı?
Temel ne yapsın?
“Allah’ım ne olur, bizi batırma da, senin için fakir fukaraya iki kilo hamsi vereceğum...”
Biraz sonra yine bir azgın dalga daha.
“Allah’ım ne olur, bizi bu dalgalardan kurtar da, senun için bir kasa hamsi vereceğüm.”
Üçüncü sefer hamsi miktarı üç kasayı bulunca yanındaki arkadaşı:
“Uy ula Temel ne yapayusun? Bütün hamsıları biturdun, akşam eve ne götüreceğiz?”
Temel:
“Sen karışma, vereceğumden değil, kandırayurum onu...”
Muhalefetin bugünlerdeki görünümü hamsi fıkrasına benzemiyor mu?
Bir tarafta Bahçeli, diğer tarafta Baykal...
Düşünün...
Sayın Baykal’ın partisi yıllarca başörtülülerle tarikatçılara yapmadığını komadı...
Nezaretler....
Hapishaneler...
Falaka, işkence...
Halk, Şef’in jandarmalarını köyün girişinde görünce elindeki Kur’an’ları ahırlara saklıyordu... Ezanı İslâm Peygamberi’nin okuttuğu hali ile okumak o devirlerde yürek isterdi. Hatta Mustafa Kemal vefat ettiğinde sandukasının başında bile Türkçe ezan okutulmuştu.
Hutbeler aynı şekilde...
Üç kişi, beş kişi evlerinde çay sohbeti bahanesiyle bir araya geldiklerinde, “tarikat” toplantısı diye basılanların, ceza kanununun mülga 163. Maddesi gereğince hakim karşısında günlerce nasıl titrediklerini bu halk unutmadı...
Geçmişte hem CHP hem de Sayın Bahçeli sayesinde 28 Şubat gibi karanlık dönemler yaşadı Türkiye... Bu halk şimdikilerin dün ne yaptıklarını gördü, hepsini de iyi tanıyor...
Şimdi...
Dalgalar çoğaldı, yoksa koltuklar tehlikede mi?
Ne oldu, ne değişti ki hamsi misali kasa kasa vaatler veriyorsunuz?
Hem iktidar olsanız ne yapabilirsiniz?
Şimdiye kadar ne yaptınız ki?
Daha dün Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, 367’yi “toplantı yeter sayısı” olarak yutturdunuz mu bu millete?
Arkasından örtünmeye hürriyet tanıyan anayasa değişikliğini de CHP iptal ettirmedi mi?
Meclis’te Merve Kavakçı, başörtüsü yüzünden yuhalanırken Bahçeli orada yok muydu?
Halktan oy alamayınca, işi kemaneye bağladınız ama göreceksiniz ki bu yaptığınız takiyeler ters tepecektir. Temel “Allah’ı kandırıyorum” dese de, haşa Allah kanar mı?
Muhalefet, milleti kandırıyorum dese de millet kanar mı?
Tarikatçı kanar mı?
Çarşaflı kanar mı?
Başörtülü kanar mı?
Yağmalanma sonucu, 28 Şubat karanlığının fakir düşürdüğü “işsizler ordusu” kanar mı?
Seçimden sonra CHP saflarında çıkacak gümbürtüleri seyredin bakalım. Korkarım, sayın Baykal’ın çarşaf açılımı bir tarafa, koltuğunu tartışılır hale getirirlerse şaşmam.
Çünkü CHP’nin açılım dediğine inançlı CHP seçmeni bile inanmadı.
Kimseler inanmadı...
Biz dedik ki, madem bu tip bir iman tazelemesi ihtiyacını duyuyorsunuz, ilk yapacağınız iş laftan ziyade söylediklerinizi icraata döküp halka göstermenizdi.
Samimi iseniz...
İlk önce bu halktan yaptıklarınıza karşılık bir güzelce özür dileyin.
Sonra da vakit kaybetmeden milletin kız çocuklarına reva gördüğünüz eğitim hakkının geri verilmesi için harekete geçin...
Kamusal alanlar açık giyinenlere nasıl ki serbestse, kapalı giyinenlere de serbest olması için parti başkanlarına çağrıda bulunarak hazırlayacağınız yasa metnini hemen Meclis’e sunun.
Gözlerimizle görelim...
Yoksa, kuru kuruya başörtüsü dağıtmak, ya da çarşafa rozet takmakla kimseler bu hamsi fıkrasına inanmaz...
Bilesiniz...
(*) Emekli Hakim

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi