Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Osman Nuri Topbaş Efendi’den önemli mesajlar (4/Son)

Osman Nuri Topbaş Efendi’den önemli mesajlar (4/Son)

Dört haftadır, siz değerli okuyucularımıza sunduğumuz mesajların sonuna geldik. İnsan eğitimine ve terbiyesine büyük önem veren Osman Nuri Topbaş hocamızın dilinden kaleme almaya çalıştığım bilgileri özet halinde ve maddelerle sunacağım. Öyle ümit ediyorum ki ömür boyu bizlere lazım olan bu temel bilgileri sürekli aklımızda tutmalı ve gereğini yapmaya çalışmalıyız. Her bir madde, Kur’an ve sünnet ölçüleri ışığında ve istikametinde ele alınmalıdır. Bu vesile ile muhterem hocamıza hayırlı ve uzun ömür diliyor, dualarını bekliyoruz.
• Kızılırmak Kızıldağ’dan çıkar ve Bafra Körfezi’nden Karadeniz’e dökülür. Bir manada denizde fani olur. Hiçbir kimyager, Karadeniz’e dökülen Kızılırmak suyunu geri çıkaramaz. Müslüman, Müslüman kardeşinde ihvan, ihvan kardeşinde de fani olmalıdır. Bizler, ahir zamanın son ümmetiyiz.
• İmanın tadı merhamettir. Merhamet ise, kullara şefkatten, şefkat nimeti ise hizmetlerden geçer.
• Tasavvuf, Allah ile ünsiyet kurma sanatıdır. Ahlaktan nasiplenme sanatıdır. Muhabbete erme sanatıdır.
• İnsanlar arasında borç alınıp borç verilmeyen şey, zamandır. Zamanın, üzerimizdeki hakkını ödemeliyiz. Günlük yaşadığımız 24 saatlik zaman, Allah’ın bize lütfettiği temiz bir nimettir. Onu günahlarla kirletmeden, o temiz haliyle Rabbimize göndermeliyiz.
• Ahiret âlemine, bedel ödeyerek gitmeliyiz. Rabbimiz Hadi ismiyle bize iman nasip etmiş ve mümin olmuşuz. İmanın bedeli Allah’a ödenir. O da, münib, selim ve mutmain bir kalbe sahip olarak O’na iyi bir kulluk yapmaktır.
• Filtreden geçmiş bir kalbe sahip olmalıyız. Kalplerin filtreden geçmesi ise seherlerden, sohbetlerden ve kitap ve sünneti hayatımızın her alanına yaymaktan geçer.
• Rahat rahat kötülükleri işlemek bizi aldatmamalıdır. Firavun’a o kadar çok nimet ve hasletler verildi ki, bir ömür boyunca diş ağrısı çekmedi, ayağı tökezleyip düşmedi. Ama Firavun inkârcı olarak öldü ve huzura da öyle çıkacaktır.
• İnsanın bir tek parmağını deryaya-okyanusa daldırsak ve sonra çıkarsak, parmaktan akan damla dünya, derya-okyanus ise ahirettir. Ona göre dünya ve ahiret alemine bakışımızı ve tavırlarımızı bir daha gözden geçirelim.
• Nefis neye benzer, biliyor muyuz? Kedinin önüne en güzel kızartılmış etleri koysak, ne yazık ki fareyi görünce, önündeki etleri bırakır ve fareye koşar. Rabbimiz önümüze helal olan ve temiz olan nimetleri koymuş. Ne yazık ki iştahlarımızı kabartan bir haram gördüğümüzde, o temiz ve helal lokmaları bırakıp, haramların peşine düşmekteyiz.
• Hayatımızda kimlerle ünsiyet halindeyiz, bunu bilmeliyiz. Çocuklarımızla ünsiyet halimizi gözden geçirmeliyiz. Peygamberimiz ile Hz. Enes arasında geçen 10 senelik hayat, aslında baba/evlat ilişkisinin nasıl olacağını göstermektedir.
• Tefekkürü artıracak kudret akışlarını iyi takip etmeliyiz. Bir hayvanı gördüğümüzde, hemen “Allah, beni insan olarak yaratmış, hayvan olarak da yaratabilirdi” demeliyiz. Bu durum, Allah’ı sürekli hatırlatma ile iç içe olmak ve şükür halini yaşamaktır.
• Resulullah Efendimiz, ashabına bazen; “Bugün içinizde oruç tutan var mı?” diye sorduğu gibi, devamında “Bugün hasta ziyareti yapan var mı?”, “Bugün yoksulu doyuranınız var mı?” gibi sorular sorarak, insanın ferdi ve sosyal sorumluluğunu hatırlatırdı. Oruç ferdi hayatı ilgilendirirken, ziyaret ve yoksulu doyurmak, içtimai-sosyal hayatı ilgilendirmektedir...
• İnsanın, kendi hususiyetlerini karşısındaki insanda görmesi, dostluktur. Unutulmamalıdır ki, mümin, mümine zimmetlidir. Hasta, sağ olana muhtaçtır. İnsanın mevkisi ne olursa olsun, bir diğer insana ihtiyaç üzere yaşamaktadır.
• “Kaçış nereye?” diye soru yöneltir Kur’an. Bilelim ki tek kaçış yeri vardır, o da Allah’tır. İlticamız, sığınacağımız tek adresimiz O’dur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Büyük Arşivi