Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Ergenekon, darbeler ve PKK

Ergenekon, darbeler ve PKK

Ergenekon soruşturması nasıl bir sonuç verecek kestirmek mümkün değil. Ancak bu vesileyle tümü olmasa bile darbe yandaşlarının teşhir edilmiş olmasını bile başlı başına çok önemli bir gelişme diye düşünüyorum. Ulusalcılık iddiaları ile laikliği ve Cumhuriyeti koruma çığlıkları arasında kimlerin halkın seçtiklerini darbe ile işbaşından uzaklaştırmayı planladıklarını da, bu yönde neler konuştukları, kimleri hedef seçtiklerini -tamamını olmasa bile bir bölümünü- halkımız öğrendi. Öğrenmenin de ötesinde Ergenekon soruşturması davası vesilesiyle bazı dokunulmazlara dokunulur oldu.

Bu arada Ergenekon soruşturması ile birlikte terör olaylarındaki önemli azalma da ister istemez PKK ile Ergenekoncuların -hepsi olmasa bile- şu ya da bu şekilde temas halinde, hatta birlikte hareket ettikleri ve işbirliği içinde oldukları düşüncesini akla getirmeye başladı. Elbette PKK'nın kuruluşunda bu devlet içindeki güç odağının ya da odaklarının rolü olduğu iddialarının gerçek yüzünü zaman ortaya çıkartacak. Ergenekon davası sürerken sanıyorum bu iddiaların gerçek mahiyeti de anlaşılacak. Ancak, PKK'nın kuruluşunda bu derin devletçilerin hiçbir rolü olmasa bile bugün insan ister istemez bir bağlantı kuruyor. Çünkü, iddialar bir yana gelişmeler bu bağlantıyı akla getiriyor.

Bu noktada akla bir soru geliyor: Ergenekon soruşturması ve davası ülkemizdeki darbe yandaşlarının kökünü kazıyabilecek midir?

Bu soruya hemen 'evet' demek mümkün değildir. Eğer Ergenekon davası darbe yandaşlarının oluşturduğu örgüt ya da örgütlerin budanmasını sağlayabilirse önemli bir görev yapılmış olacaktır. Yoksa bir anlayışın soruşturma ve mahkemelerle kökünün kazınması mümkün olmaz. Ayrıca savcı ve hakimlerin görevi insanların düşüncelerinin ve niyetlerinin peşine düşmek değildir. Onları eylemler ilgilendirir. Ne adına olursa olsun işlenmiş cinayetlerin sorumluları, bu amaçlarla kurulmuş örgütlerin ve özellikle de halkın seçtiklerini iş başından uzaklaştırmak adına oluşturulmuş yapılanmaların takipçisi olmak ve bu yapılanmaların kökünü kazımak savcıların ve hakimlerin görevidir.

Ergenekon soruşturması vesilesiyle ortalığa dökülen bir takım iddialar ve gelişmeler yıllardan beri bilinmiyor muydu?

Elbette biliniyordu. Toplumun belli bir çevresi sadece bilmekle kalmıyor olayların içinde rolleri vardı. Hatta, gazeteciler sohbetlerinin ana konusunu şimdilerde ortaya dökülen olaylar oluşturuyordu. Diyebiliriz ki bilmesi ve toplumu aydınlatması gerekenler devletin derininde olanlar ve yaşananları biliyorlardı ama, bunu topluma aktarmıyor, karşı tavır koyamıyorlardı. Bu yapılanma devlet organları arasında yer bulabildiği için hükümetler de üzerine gidemiyorlardı.

Elbette bunun çeşitli sebepleri vardı. Çünkü, ortada bir bilinen ve görünen meşru yönetim vardı bir de net bir şekilde görünmeyen ama gölgesi ve yansımalarından varlığı bilinen adına da derin devlet denilen bir yapı vardı. Görünen ve bilinen meşru yönetim attığı her adımı mevcut yasalar çerçevesinde atmak zorunda olduğu için elde belgesi olmayan olayların peşine düşemezdi, düşerse de hemen önü kesiliverirdi. Buna karşılık görünmeyen ama hissedilen yapılanma kendisini mevcut yasalarla bağlı görmediği ve hissetmediği için adına, bazen uyarı ve ikaz, bazen de tehdit ve gözdağı denilen hamlelerle üzerine gelmeye kalkışanları sindirme yoluna girebilirdi.

Bu ülkede uzun yıllar devlet düzenini sağlamak, daha doğrusu devletin nasıl yapılanacağına karar vermek kanun tanımaz ve kanun benim diyenlerin elinde kalmıştır.

Bugün gelinen noktada halkın seçtiklerinin son sözü söylemesini isteyenlerin Ergenekon soruşturmasının ve devam eden mahkemenin yanında yer almaları mecburiyeti vardır. Ergenekon olayı kesinlikle tek başına AKP Hükümetine mal edilemez ve onla izah edilemez. Bu soruşturma farklı desteklerin ve isteklerin devreye girmesi ile başlatılmıştır. Ama iyi olmuştur. En azından şimdiye kadar kendilerini devlet üstünde devlet gören çevreler bundan sonra adımlarını daha bir düşünerek atmak zorunda kalacaklardır. Olayı AKP iktidarının bir hesabı ve planı olarak görüp takdim ederek Ergenekon'a destek veren çevrelerin desteğini azaltmamak gerekir. Böyle bir durum sadece darbecilerin, halk iradesini hiçe sayanların işine yarar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi