İbrahim Tenekeci

İbrahim Tenekeci

Seçim hangi partiler arasında geçiyor?

Seçim hangi partiler arasında geçiyor?

Dikkat! Kaygan zemin

Şu yaşıma geldim, böyle bir seçim görmedim. Medyaya bakacak olursak, seçim Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında geçiyor. Ama sokağa inecek olursak, asıl seçimin Saadet Partisi ile AKP arasında geçtiğini görüyoruz.

Kulağımıza konuyla ilgili her gün yeni bir bilgi geliyor. Başbakan Erdoğan'ın Saadet Partisi bayraklarına ne kadar tahammülsüz olduğunu Kâğıthane örneğinde görmüştük. Geçtiği güzergâhtaki Saadet bayraklarının nasıl yok edildiğini biliyoruz. 1 Numara böyle yaparsa, diğerleri kim bilir ne numaralar yapar?

Sözgelimi Saadet Partisi'nin bayrakları, hızlı bir şekilde AKP bayrakları ile boğulmaya çalışılıyor. Yine, AKP'nin ağzı laf yapan insanlardan gruplar kurduğu ve özellikle Saadet bayraklarının asılı olduğu evlerin ziyaret edildiği söyleniyordu. Açıkçası, böyle bir şeye pek ihtimal vermemiştim. Ta ki bir heyet de bizim eve gelene kadar... "Bu seçimin çok kritik olduğunu, oyların bölünmemesi gerektiğini" falan söylediler. Tabii cevaplarını da anında aldılar: "Oyları bizler değil, sizler böldünüz!"

AKP'liler; devletin, belediyelerin, ayrıca şu kadar kişi ve kurumun imkânlarını sonuna kadar kullanarak, 29 Mart seçimlerine asılıyor. En küçük beldenin en iddiasız belediye başkan adayı bile, karşısında rakip olarak Başbakan Erdoğan'ı buluyor. Böyle bir seçimin içinden geçiyoruz.

Bir yandan da "yandaş medyalar" işbaşında. Sözgelimi aynı gün hem AKP'nin hem de CHP'nin Ankara'da mitingi vardı. Akşam haberlerine özellikle baktım. AKP'nin yandaş medyasına dâhil olan bir televizyon kanalı; AKP'nin Sincan'da yüz bin kişiyi topladığını, buna karşılık CHP'nin Tandoğan Meydanı'na ancak yirmi bin kişiyi getirebildiğini söyledi. CHP zihniyetine yakın olan bir başka kanal ise AKP'nin düzenlediği mitinge yirmi bin kişinin geldiğini, buna karşılık CHP'nin mitingine seksen bin vatandaşın katıldığını söyledi. İlginç olan şuydu ki, her iki kanal da "polis kayıtlarına göre" ifadesini kullandı.

Hükümetin bakanları ve milletvekilleri, halkı tehdit etmek için adeta belde belde geziyorlar. Konuyla ilgili her gün birden fazla haber, konuşma, görüntü vs medyaya yansıyor. "Bize oy vermezseniz" ile başlayan cümleler, "Partimize verilmeyen her oy CHP'nin hanesine yazılacaktır" demeler ve daha neler neler...

Sonra da bunun adına "demokrasi" diyorlar.

Şunun gibi: Bir meydanda aynı gün iki miting yapılamaz, fakat üç miting yapılabilir. Bu, krallık emaresi değil de nedir?

Başbakan Erdoğan, "Değerlerinizle alay eden, ahlaka uygun yayın yapmayan gazeteleri evinize sokmayın, onları desteklemeyin" diye gittiği her yerde fetva veriyor. Çok güzel. Biz de aynı şeyleri söylüyoruz. Fakat sormak da istiyoruz: Başbakan'ı en çok destekleyen ve Başbakan'ın en çok desteklediği Sabah gazetesinin son sayfası ile Hürriyet ya da Posta'nın son sayfası arasında bir fark var mı? İkinci sayfaları ve ekleri hiç saymıyorum bile...

Demek ki Sayın Erdoğan'ın "değer" ve "ahlak"tan kastı, kendisinin eleştirilip eleştirilmemesi... Başbakan'ı eleştirirsek ahlaksız, eleştirmeyip översek ahlaklı oluyoruz; öyle mi?

Bu da krallık emarelerinden biri...

İkamet ettiğim ev, "İstanbul'un varoşları" diye tabir edilen mahallelerden birinde. Her gün, üstelik iki ya da üç kez, hep aynı manzarayı görüyorum: İnsanlar, 10 Kuruşluk fark için, Halk Ekmek büfelerinin önünde yüzlerce metre ve saatlerce kuyruğa giriyor. Yaz-kış böyle. Başbakan Erdoğan ise ekmek alımını kolaylaştıracağına, lüks otomobil alımını kolaylaştırıyor.

Türkiye'de otomobil sektörü kimin elinde? Yabancıların. Peki, Sayın Erdoğan kimin başbakanı? Halkın mı?

"Halkın başbakanı" diyenler, Davos gibi örnekleri önümüze koyuyor. Biz ise Davos'u görmekle birlikte, şunu da görüyoruz: Başbakan Erdoğan'ın başdanışmanı Sayın Ahmet Davutoğlu, üç gün önce, "Amerika ile politikalarımız, önceliklerimiz örtüşüyor" şeklinde bir açıklama yaptı. Sadece bir soru: İsrail'in en büyük destekçisi kim?

Said Nursi, "Akıl sussa da, vicdan susmaz" demiş. 29 Mart'ta inşallah bu sözün ne anlama geldiğini göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Tenekeci Arşivi