Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Dualarımız seninle

Dualarımız seninle

Salı günü gelen helikopter düştüğü haberi ile birlikte tek gündemim güzel insan Muhsin kardeşim oldu. Pek çok olay yaşadım ya da şahit oldum ama bu defa haberle birlikte yüreğime bir ağırlık geldi çöktü. Bu bakımdan dünkü gazetelerin hemen hepsinin manşetini işgal eden Ergenekon Soruşturmasının 2. İddianamesi beni heliktopter kazası kadar ilgilendirmedi/ilgilendirmiyor. Salı günü saat 17.00 sıralarında başlayan televizyon başındaki gelecek mutlu bir haberi bekleme nöbetim çarşamba sabahına kadar sürdü... Zaman zaman televizyona bakamaz hale geldim... Bu halim şu anda bu yazıyı yazdığım ana kadar sürüyordu... Sanırım bu sarsıntıyı daha bir süre üzerimden atamam.

İnsanın elinden birşey gelmeyişi, sevdiği bir kişiye elini uzatamayışı müthiş acı veriyor... Acıyı hissediyorsunuz ama aynı zamanda çaresizliği de hissediyorsunuz... Ama Elhamdülillehlah Müslüman olduğumuz için yapacağımız birşeyler olduğunu hatırlıyor bol bol dua ediyoruz. Mümin için dua sığınılacak bir liman, bir kurtuluş kapısıdır.

Şu anda saat 13.45 kazanın üzerinden yaklaşık 20 saat geçmiş durumda ve hâlâ enkaza ulaşılamadığı haberleri veriliyor. İnsan izahta zorlanıyor. Hani biz gelişmiş bir ülkeydik... Özellikle ordumuz son sistem araç ve gereçlerle donatılmıştı? Ne oldu bir anda elimizdeki bu araç ve gereçler işlemez hale mi geldi?

Hele olayın ardından saatlerce kazanın olduğu yerin bile doğru dürüst tespit edilemeyişi, bir Yozgat'ın Boğazlıyan, bir Yerköy yakınlarında helikopterin düştüğü televizyonlarda tekrarlanıp durdu... Hem de bu haberler bir takım resmi görevlilere atfen veriliyordu... Helikopterin Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesi yakınlarında düştüğü söylendiğinde sanıyorum kazanın üzerinde 2 saatten fazla bir zaman geçmişti.

Ya yine resmi kişilere atfen verilen, "Yaralılara ulaşıldığı, Kayseri ve Göksun hastanelerine götürülmek üzere ambulansların yola çıktığı haberlerine ne demeli? Kasıtlı olarak yalan haberler verdiklerini düşünmek istemiyorum... Ama ortada bir gerçek var ki olmayan şeyler olmuş gibi gösteriliyor, kamuoyu yanıltılıyordu... Çünkü, yaralılara ulaşıldığı ve hastenelere nakledilmek üzere yola çıktıkları haberi üzerin bir rahatlık hissetmiş, sevinmiştim... Elbette sevinen yalnız ben değildim... Yakınları ve milyonlarca seveni aynı duyguları yaşamıştı. Ama televizyondaki spiker yaralılara ulaşılıp ambulanslarla Göksun hastanesine götürülmek üzere yola çıkıldığını söylemesinin arkasından ancak Göksun Devlet Hastanesi'nin kendilerine ulaşan yaralı olmadığını açıkladığı bilgisi ile televizyon başındaki insanlar çelişkili bir haleti ruhiyeye sürükleniyordu.

Bu arada saatler boyu cevabını arayıp bulamadığım bir başka husus daha vardı... Kaza yerinin tespit edilemeyişini bir türlü anlayamıyordum.Çünkü, benim bildiğim cep telefonlarının sinyalleri ile olay yerinin tespit edilmesi mümkündü. Olaydan sonra kazada yaralanan gazeteci kardeşim telefonla acil ilk yardımı aramış konuşmuş, hatta bazı televizyonlardan aranmak suretiyle uzunca sayılabilecek bir süre boyunca olay hakkında bilgi vermiş olmasına rağmen nasıl oluyorda helikopterin düştüğü nokta tespit edilemiyor? Bu soruya da kafamda net bir cevap bulamadım.

Tabii ki cevapsız kalan sorular çoğaldıkça yüreğim daha da daraldı, üzüntüm daha da arttı. Elbette tüm bu soruların cevabı ileride verilecektir... Dilerim bu soruların cevabı gecikilmeden verilir.

Allah'tan dileğimiz Sevgili Muhsin kardeşi sevenlerine bağışlamasıdır... Bunun için dualarımız hep onunla olacaktır. O yürekten Allah'a inanan birisiydi. Sevenlerinden de bunu beklerdi. Her durumda dualarımız onunla birlikte olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi