Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Seçim sonuçlarını doğru okumak gerekiyor

Seçim sonuçlarını doğru okumak gerekiyor

Hemen belirteyim ki bu seçim sonuçlarında hiç sürpriz yok. Ne Türkiye genelinde ne de iller bazında bana göre sürpriz bir sonuç ortaya çıkmadı. İkinci tespitim ise iktidar partisinin bu seçimlerde oy kaybedeceği kesin gibiydi. Merak edilen kaybedeceği oy oranının ne kadar olacağıydı. Bu arada Saadet Partisi'nin oy artışı sağlayacağı -anketler gizleseler de- bu işin içinde olanlar için kesindi. Ancak, bu artışın ne oranda olacağı merak ediliyordu. Gerçi Başbakan bir konuşmasında yüzde 50'nin altında oy almayacaklarını ileri sürerek adeta kendisini bağladı ama bu sözün ciddi olarak söylenmediği seçimlerin sonuçları belli olmaya başladığında yaptığı konuşma ile ortaya çıktı. Okuyucularım hatırlayacaklardır. Bir yazımda Başbakan'ın böyle bir tahminde bulunarak kendisini bağlamasının siyasi bir yanlış olduğunu vurgulamıştım. Seçim sonuçları bu söylediklerimin doğruluğunu ortaya koydu.

Sanıyorum Başbakan ve AKP yetkilileri Davos'ta estirildiği sanılan rüzgarın kendilerini sürükleyeceğini düşündüler. Ama o nüzgarın hızı çabuk kesildi ve insanlar özellikle de ekonomik krizin etkileri ile boğuşurken seçim sandığına gittiler. Hem de Başbakan'ın, "Ekonomik kriz bizi vurmadı. Teğet geçti" şeklindeki krizi ciddiye almayan sözlerini dinleyerek.

Bu tavır vatandaşı krizin etkisinden çok daha fazla etkiledi. Vatandaş sergilenen tavır ile krize ciddi bir çözüm bulunamayacağını anladı ve bu da AKP'nin yıpranışını hızlandırdı.

Seçimin ortaya koyduğu bir başka gerçek ise CHP'nin İstanbul'da Kılıçdaroğlu ile bir hava yakaladığı, buna karşılık Ankara'da Gökçek'in yıpranmışlığı açıkça ortaya çıktı. Bunların sebepleri nelerdir sorusunun cevabını elbette kendileri ve partileri araştıracaklardır.

Saadet Partisi bu seçimlerden oyunu 2007 genel seçimlerine göre 2.5 puan, bir diğer ifade ile yüzde 100'ün üzerinde artırarak çıkmak suretiyle ciddi bir tırmanışa geçmiştir. Bu tırmanışın sürdürülmesi bundan sonraki çalışmalara bağlıdır. Ancak, şunu söylemek mümkündür ki Numan Kurtulmuş yönetimi kongrenin hemen ardından seçimlere girmiş, topluma mesajını ulaştırmaya çalışmıştır. Yoğun bir çaba sarfedilmiş ve bu çabanın sonucu yukarıda izaha çalıştığımız tırmanış gerçekleşmiştir. Önümüzdeki dönem alternatif çözümlerin ve mesajın geniş kitlelere ulaştırılması için çalışılacaktır. Çünkü, toplumun çözüme, dertlerine çare olacak plan ve proğramlara ihtiyacı vardır. SaadetPartisi'nin bu plan ve proğramlara sahip olduğu topluma anlatılabilirse -ki anlatmak mecburiyeti vardır- ilk genel seçimde Saadet Partisi Meclis'e gircektir. Buna sadece Saadet'in ihtiyacı yoktur, milletimizin de ihtiyacı vardır. Çünkü son seçim kampanyası boyunca diğer partilerin birbirlerine karşı hakaret etmekten öte topluma bir çözüm sunmadıklarını hep birlikte gördük. Çünkü, söyleyecek sözleri ve topluma sunacakları çözümleri yoktu. Bu noktada, madem diğer partilerin topluma söyleyecek sözleri yoktu da niçin böyle bir seçim sonucu ortaya çıktı diye bir soru akla gelebilir.

Toplum ortada gördüğüne oyunu veriyor. Dikkat edilirse medya aylardan beri bir ikili sistemi pompaladı. Bu arada MHP'ye de sırf CHP'ye destek olsun diye diye arka çıktı. Bunlar her seçim olabilen hususlardır. Ancak, bu yarışa girildiğine göre tüm bunlar hesaplanarak bir strateji oluşturulabilir. Şahsen Saadet Partisi açısından gelecek seçimlerden çok ümitliyim.

Bu arada seçim sonuçları bir başka gerçeği daha ortaya koydu. O da geçen genel seçimler öncesi birleştik birleşiyoruz diye açıklamalar yapan o günkü ANAP ve DYPgenel başkanları son anda birleşmekten vazgeçerek siyaset dışı güçlerin talimatına uymaları ile girdikleri silinme sürecinin bu iki parti açısından da sürdüğünü gösteriyor. Bu bakımdan siyasette ilkeli duruş kısa vadede istenen sonucu vermese bile uzun dönemde ciddi getirilere vesile olabilir. Bu bakımdan siyasete ilkeli duruşun hakim kılınması gerekiyor.

İlkeli ve yapıcı duruş bakımından Saadet Partisi bu seçim kampanyasında net bir tavır sergiledi. Bu tavır gelecekte toplumun ümidi haline gelmesinde etkili olacaktır. Çünkü toplumun da siyasetin de buna ihtiyacı vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi