Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Türkülerle gittik, ağıtlarla döndük

Türkülerle gittik, ağıtlarla döndük

Ankara'ya gittik geçen hafta, Muhsin Beyimizi toprağa verdik. Kimseye uğrayacak vakit bulamadan döndük geldik.

Ankara'nın taşı da toprağı da yeni misafiriyle başka bir anlam kazandı.

Derken seçimler yapıldı, sonuçlar belli oldu.

Ardından Obama geldi. Bir rüzgâr estirdi ve gitti.

***

"Hâlbuki Elif'e sözüm vardı" diyen Ali Akbaş'a sözüm vardı hâlbuki.

Yolumuz Ankara'ya düşünce uğrayacak, bir kahvesini içecektik.

Nereden bilirdim böyle apar gidip topar döneceğimizi.

***

Yol boyunca türküler, ağıtlar dinledik. Bazılarına hüzünle eşlik ettik. Dün Muhsin Başkan'ın helikopterdeki son görüntüleri ulaştı elimize. Rahmetli İsmail Güneş'in kamerasından...

Şimdi... Sözü fazla uzatmasam diyorum.

Ali Akbaş'a misafir olamadıysak, bugün onu misafir edebilir ve sözü ona bırakabiliriz.

"Türküler"imizi nasıl anlatıyor bakın.

***

Bin yılda yoğurduk her mısraını / Yüzüğe kaş ettik Ağrı Dağını / Dünyaya değişmem bir aksağını / Gönlüme göredir bizim türküler.

Türküler bilirim Van'lı, Yemen'li, / Yemen'in yolları güllü çemenli / Söylemiş gelinler gözleri nemli, / Künyedir, kuradır bizim türküler.

Kavruldum ateşte, boğuldum gamda / Hepsi ayrı hava, ayrı makamda / Bir gelini sel aparmış Mugan'da / Sellerde Sara'dır bizim türküler.

Yıkılmış siyeci, bozulmuş bağlar / Davullar ah çeker, zurnalar ağlar / Bu gelin gönülsüz, salmayın dağlar! / Bir bahtı karadır bizim türküler.

Bizim kızlar bulmayınca dengini / Kimi türkü yakar, kimi kendini / Bahar seli gibi yıkar bendini / Bir kanlı deredir bizim türküler.

Ay karanlık, bulamamış yolunu / Seferberlik yaman bükmüş belini / Karanlık gecede sinsin yalımı, / Zulmette çıradır bizim türküler.

Barak dedikleri bir ince ağrı / Yükselir her gece sabaha doğru. /Uğuldayıp durur dağların bağrı / Tılsımlı mağradır bizim türküler.

Ekinler biçilir toy-düğün olur, / Güzün gün kısalır, bir süyüm olur / Her çeşme başında kırk güğüm olur / Nöbettir, sıradır bizim türküler.

Suları ürperten bir Nîda olur, / Aksi seda veren Altındağ olur / Bir merhaba olur, elveda olur, / Ne kutlu töredir bizim türküler.

Veysel susar, Davut Sulari söyler / Kırımdan gelirken serdarı söyler / Köylüsü-kentlisi, hünkârı söyler / Fermanda tuğradır bizim türküler.

Köroğlu dağlarda kalır mı naçar / Hızır himmet eder, kuş olur uçar. / Beyler unutursa Keloğlan açar / Sihirli sofradır bizim türküler.

Bin dereden su taşımış elekle, / Bin senedir kavgası var felekle / Tırmanır sırtında ağır şelekle / Ağrı'dır, Hîra'dır bizim türküler.

Bülbül gibi gül dalında dem çeker / Kara günde gam dağıtır, gam çeker / Türkülerin çektiğini kim çeker? / Kervanda buğradır bizim türküler.

Nağmeler delisi Sarısözen'i / Anmayınca tutmaz sazlar düzeni / Türküler peşinde gezmiş fizanı / Belhü Buhara'dır bizim türküler.

Bağlama dediğin üç tel bir tahta / Ne şaha baş eğmiş, ne taca tahta / Tüm dertleri özetlemiş bir ah'ta / Bozkırda naradır bizim türküler.

Elif ördek olur, göllerde yüzer / Suyun aynasında saçını çözer / Ceylanlar peşinde avcılar gezer /Bir mîri meradır bizim türküler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi