Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Ermenistan ile yol haritasının çerçevesi!.

Ermenistan ile yol haritasının çerçevesi!.

Obama'nın Türkiye ziyaretinin ardından Türkiye-Ermenistan ilişkileri sınır kapısının açılıp açılmaması etrafında tartışılmaya başlandı. Halbuki Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin yeniden başlayabilmesi ve normalleşmesinin tek başına sınır kapısının açılması ya da açılmaması ile izahı konuyu saptırmak, en azından basite indirgemek anlamına gelir. Ermeniler Türkiye'ye yönelik tepkilerini yıllarca hayali soykırım iddiaları üzerine bina etmişler başta ABD olmak üzere tüm dünyanın dikkatini bu noktaya çekerek dünya kamuoyunda Türkiye'yi mahkum etmeye çalışmışlardır. Hatta Asala gibi terör örgütlerini destekleyerek Türk diplomatlara karşı dünyanın çeşitli ülkelerinde suikastlar düzenlemişler ve bu suikastlarda diplomatlarımız hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. Kısacası Ermeniler Türkiye'ye karşı yürüttükleri kampanyayı kan davasına dönüştürmeye çalışmışlar, hatta işi ülkemizden toprak talebine kadar götürmüşlerdir. Böyle bir noktada ABD'nin Ermenistan'a değil de suçluymuş gibi Türkiye'ye baskı yapması, anlaşmaya zorlaması daha işin başında şartların eşit olmadığını göstermez mi?

Ermenistan'ın Azerbaycan toprağı Yukarı Karabağ'ı işgali üzerine Türkiye bu işgali protesto amacıyla sınır kapısını kapatmıştır. Bu bakımdan eğer hâlâ Karabağ Ermenistan'ın işgali altındaysa -ki öyledir- sınır kapısının açılması söz konusu olamaz, olmamalıdır.

Bir başka ifade ile Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin normalizasyonunun sınır kapısının açılıp açılmaması ile ilgisi yoktur. Yukarıda sıraladığımız sebepler ve düşmanlıklar ortadan kaldırılmadan ya da bunları içine almayacak bir yol haritasının kabul edilmiş olması fazla bir anlam ifade etmez. Diyebiliriz ki, Ermenistan hiçbir adım atmadan sadece sözlü olarak bir yol haritasının belirlenmiş olmasına dayanarak sınır kapısının açılması hedef saptırmak, Türk kamuoyunun da aldatılması anlamına gelir.

Gazetelerde belirlendiği belirtilen yol haritası ile ilgili olarak çelişkili haberler yayınlanıyor. Kamuoyuna bu yol haritasının safhaları net bir şekilde duyurulmuyor. Sadece tarafları kırmamaya yönelik bir takım yuvarlak sözler ediliyor. Yol haritası denen şey Türkiye ile Ermenistan arasında bir dizi uygulamaları kapsayan bir anlaşma ise bu anlaşmanın kamuoyundan gizlenmesinin anlamı yoktur. Eğer gizleniyorsa sızdırılan bilgilerin gerçeği tam olarak yansıtmadığı anlamına gelir.

Kaldı ki, üzerinde anlaşmaya varıldığı ileri sürülen yol haritasında Karabağ konusunda net bir hüküm bulunmuyor. Basına yansıdığı kadarıyla yol haritası ana hatları ile, "İki ülke arasında soykırım iddialarının araştırılması için tarih komisyonu kurulacak, bu komisyona üçüncü ülkeler de katılabilecek. Karşılıklı büyükelçilikler açılacak. Ermenistan, Türkiye'den toprak talebinden vazgeçecek" hükümlerini ihtiva ediyor.

Halbuki Başbakan Erdoğan çeşitli kereler Ermenistan Karabağ'dan çekilmeden iki ülke arasındaki sınır kapısının açılmasının söz konusu olmayacağını açıklamıştı. Ama yol haritasında bu konu yok. Belki Ermenistan kamuoyunun tepkisini önlemek için yol haritasının bazı maddeleri açıklanmamış olabilir ama, bu defa da Türkiye ve Azerbaycan kamuoyunun hayal kırıklığı gündeme gelmektedir.

Bu arada müzakereler başladığında devreye girecek üçüncü ülkeler işleri daha da çıkmaza sokarlarsa ne olacak? Söz gelimi bu üçüncü ülkeleri temsilen ABD komisyonlara Ermeni asıllı ya da dostu kişileri gönderirse bu komisyonların sonuca ulaşması mümkün olabilir mi? Belli ki ABD, "Siz önce sınır kapısını açın. Böylece bir adım atmış olun. Biz de Ermenistan'a baskı yapalım" demiş. Bu söze güvenerek biz bir jest yapacağız diye sınır kapısını açtığımız halde Ermenistan eski iddialarında direnirse aldatılmış duruma düşmez miyiz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi