Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Milli Görüşçü olmak ya da Milli Görüşçü gibi görünmek

Milli Görüşçü olmak ya da Milli Görüşçü gibi görünmek

Başbakan Erdoğan'ın kabine değişikliği medyanın bir bölümünde AKP'nin Milli Görüşçü çizgiye geri dönüşü olarak nitelendirildi. Böyle olması, asıllarına dönmeleri elbette Milli Görüşçüleri memnun eder. Ancak, son kabine değişikliği ile yapılmak istenen şey çıkartılmış olan Milli Görüş Gömleğinin giyilmesi değildir. Saadet Partisi'nin tırmanışı karşısında çözülmeyi engellemek için görüntüye birtakım eklemeler yapmaktan ibarettir. Kısacası Milli Görüşçü olmak ile Milli Görüşçü gibi görünmek çok farklıdır. Kaldı ki Milli Görüş Gömleğini çıkardığını çeşitli kereler ilan eden Başbakan Erdoğan'ın da çıkardığı gömleği yeniden giydiğine dair bir ifadesi de yoktur. Böyle bir niyeti olsa bile tüm dünyanın gözünün içine baka baka Milli Görüş Gömleğini giydiğini ilan edebileceğini beklemek de yanlış olur.

Hemen belirtelim ki, bugün AKP'de siyaset yapan pek çok kimse Milli Görüş Gömleğini çıkardıklarını söyleseler de geçmişlerine dair birtakım renkler taşımaları, bunu günlük hayatlarına yansıtmaları da kaçınılmazdır. Çünkü, insanlar geçmişlerini istedikleri kadar reddetsinler ondan tamamen kurtulmaları, hiçbir iz taşımadan yeni bir hayata başlamaları mümkün olabilir mi?

Bu bakımdan son kabine değişikliğinin bir takım medya tarafından Başbakan Erdoğan'ın yeniden Milli Görüş çizgisine dönüşü olarak nitelendirilip bundan korkuya kapılmalarına gerek yoktur. Böyle bir değerlendirme gerçek ile örtüşmez.

Peki kabine değişikliği üzerine AKP'nin Milli Görüş Çizgisi'ne döndüğü yolundaki iddialar bir hayal ürünü müdür? Doğrusunu söylemek gerekirse Başbakan Erdoğan bu kabine değişikliği ile öyle bir görüntü vermek istemiştir ve medyaya yansıyan haber ve yorumlara bakıldığında bu düşüncesinde başarılı olmuştur.

Siyasette birtakım stratejilerin uygulanması doğaldır. Bu stratejileri genellikle içinde bulunulan şartlar belirler. Başbakan Erdoğan'ı kabineye yeni bir görüntü vermeye ise son mahalli seçimler zorlamıştır. Son mahalli seçimler AKP tabanında ciddi bir kaymanın olduğunu göstermiştir. Özellikle de geçmişte Milli Görüş ile birlikte olan seçmen kitlesinin yeniden eski yerine dönmekte olduğunu göstermiştir. Bu bakımdan da Saadet Partsi'nin ilk genel seçimlerde Millet Meclisi'ne gireceğine farklı görüşlere mensup pek çok kişi kesin gözüyle bakmaktadır. Böyle bir durum Meclis aritmetiğinin ciddi bir değişikliğe uğraması demektir. İşte Başbakan Erdoğan bu gidişi önlemek için Milli Görüş tabanına "Ben de sizdenim" demek gibi bir tavır sergilemiştir.

Olay önümüzdeki genel seçimlerde Saadet Partisi'nin gelişmesini engellemeye yönelik bir stratejiden ibarettir. Ancak, bundan sonra birtakım görüntülerle bu gelişmeyi engellemek pek mümkün görünmüyor. Çünkü görüntü değil uygulama önemlidir. IMF ile borç almak için imzalanacak yeni bir anlaşma AKP iktidarı istese bile ekonomide Milli Görüş doğrultusunda bir ekonomik politika uygulamasına izin vermez. Dış politikada ABD'ye bağımlı olarak Milli Görüş Çizgisi'nde bir dış politika uygulaması da mümkün olmaz.

Tekrar ediyorum AKP'nin her alanda Milli Görüş'e uygun politikalar izlemesini elbette isteriz. Bundan hiçbir Milli Görüşçü alınmaz. Ancak, Milli Görüşçü gibi görünerek Milli Görüşçü olunamaz. Hem öyle hem de böyle davranırım demek iktidarları çizgisizliğe, bir başka ifade ile renksizliğe götürür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi