Mehmet Talu

Mehmet Talu

Karı ile kocanın karşılıklı hak ve vazifeleri

Karı ile kocanın karşılıklı hak ve vazifeleri

Aile hayatı, bir toplumun başlangıcıdır. Müslümanlıkta aile teşkilâtı pek önemlidir. Aile hayatı, tarafları günahlardan sakındırmak için büyük bir vesiledir.

Kadın ve erkek, müstakil olarak yarımdır, eksiktir, çıplaktır. Bu eksikliklerini birbirleriyle tamamlayacaklardır. Bu sebeple karı ile kocanın karşılıklı hak ve vazifeleri vardır. Bu hususta Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz veda hutbesinde şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta ALLAH Teâlâ'dan korkmanızı tavsiye ederim. Çünkü onlar, emriniz altındadır. Sizin üzerinizde kadınlarınızın ve kadınlarınız üzerinde de sizin karşılıklı haklarınız vardır. Kadınlarınızın üzerinde olan sizin haklarınız şunlardır: Kadınlarınızın: Aile yatağında sizden başka hiçbir kimseyi ayak bastırmamaları, izniniz olmadan sevmediğiniz hiçbir kimseyi evlerinize almamaları, fuhuş ve rezalette bulunmamalarıdır. Şayet kadınlar bu yasaklananlardan birini yaparlarsa, ALLAH Teâlâ, siz erkeklere kadınları hafif bir şekilde dövmenize, onları yataklarında yalnız bırakmanıza ve evlenmelerine mani olmanıza izin vermiştir. Şayet kadınlar bu fena hallerinden vazgeçer size itaatte bulunurlarsa, üzerinizde onların hakkı şudur: Kadınlarınızın rızkını ve mutad olan giyim eşyasını temin etmektir.

Kadınlar sizin yanınızda yardımcılardır. Bir şeye malik değillerdir. Siz kadınları ALLAH Teâlâ'nın emaneti olarak aldınız. Onları ALLAH Teâlâ'nın emriyle kendilerinize hanım edindiniz. Kadınlar hakkında ALLAH Teâlâ'dan korkun, onlara karşı merhametli davranın, hayrı tavsiye edin. Hiçbir kadın erkeğinin izni olmaksızın evinden bir şey harcayamaz. Ashaptan bazıları yemek de mi veremez? deyince, Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu: Yemek insanların en değerli malıdır." (Müslim Hac: 147)

Evlilik mesuliyeti

Evliliğin temel unsuru sadece erkek veya kadın değil, karı-kocadır. Kur'an-ı Kerim, evlilik akdi için "ağır ve mesuliyetli, sağlam bir teminat" tabirini kullanmıştır. (Bak. Nisa sûresi: 21) Evlilik akdi, karşılıklı haklar ve vazifeler getiren bir akittir. Birbirine 'evet' diyen eşler, karşılıklı hak, menfaat ve namusa riayet sözü de vermiş olur. Hayatın inişleri yokuşları vardır. Beraberlikler ancak karşılıklı gayret ve fedakârlıkla yürür. Karşılıklı gayret ve fedakârlık...

Aile hayatını fabrikanın çalışmasına benzetebiliriz. Fabrikada pek çok dişli vardır: Kimisi büyük, kimisi küçük. Bunların dönmesi birbirine zıt yönde de olabilir. Önemli olan o fabrikanın dokuma yapmasıdır. Eğer bu dişlilerden biri çeşitli bir sebepten çalışmak istemezse, vazifesini yapmazsa fabrika sahibi o dişlileri hurdacıya satar. Hurdacı da parçaları ateşe atar eritir. Mesela bir ağacın yaprakları kızgın güneşin altında saatlerce bekler, güneşten aldığı gıdalarla ağaç beslenir. Eğer yapraklar "Neden ben güneşin altında yanıyorum", kökler "neden ben toprakta yatıyorum" dese, yani ağacın kısımları arasında sen-ben kavgası başlasa ağaç meyve veremez. Meyve vermeyen ağacı da keserler. Aynen öyle de aileden beklenenler elde edilmezse, o ailenin fertleri ateşe düşmüş gibi yanar.

Aile hayatı, vücuttaki organlar gibidir. Ayaklarımız "beyin çok rahat yaşarken, ben neden dağı-taşı aşıyorum" dese yürümese, sağlık bozulur.

Karı ile kocanın karşılıklı hak ve vazifeleri:

1- Karşılıklı saygı: Karı kocanın birbirine saygı göstermesi, birbirinin kişiliğine değer vermesi, birbirinin görüşlerine, düşüncelerine ve zevklerine saygı duyması gerekir.

2- Karşılıklı sevgi: Karı ve koca birbirlerini sevmelidirler. Çünkü sevgisiz yaşamın cazibesi yoktur; insanların çoğu ondan kaçar.

3- Affedici ve bağışlayıcı olmak: Karı kocanın birbirlerinin hatalarını ve yanlışlarını affedip görmezlikten gelmesi gerekir. Aksi takdirde aileye hâkim olan samimiyet ve huzur ortamı; huzursuzluk, kötümserlik, asabîlik ve memnuniyetsizlik ortamına dönüşür.

4- Sorumluluk almak: Aile mutluluğunun temininde etkili olan amillerden biri de, eşlerin karşılıklı sorumluluk duygusuna sahip olmasıdır. Bu sorumluluklar, kadın ve erkeğin yetenekleri, yetkileri ve özel koşulları dikkate alınarak belirlenir. Geçimi sağlamak, aileyi idare etmek, eşlik görevlerini yapmak, çocukları eğitmek vs. gibi.

5- Güzel ahlâklı olmak: Eşe ve çocuklara karşı güzel ahlâklı olmak, insanın kişiliğinde derin bir etki bırakır; aile ortamını sefa ve samimiyetle doldurur. Güzel ahlâkın olmayışı da, hayatı karartır ve asabîlik, asık suratlılık, sabırsızlık, bahanecilik vs. gibi olumsuz yan etkilere neden olur; korku, kaygı, kişilik kaybı vs. gibi etkileri beraberinde getirir.

6- İyimser olmak: Tarafların birbirine iyimser olması, müşterek hayat için büyük bir sermayedir. Kötümser bir kimse, negatif ve hasta bir ruha sahiptir. Onun ruh sağlığı ve dengesi bozuktur. Kötümser olan bir insan, aile hayatının sefa ve huzurundan mahrum kalır. Böyle bir insan, sosyal ilişkilerde de başarılı olamaz. Çünkü başkaları hakkında kötü zan besleyen biri, dostları ve arkadaşlarını kaybeder ve yalnız kalır.

7- Yumuşak davranmak ve idare etmek: Eşlerin, birtakım kusurlar, eksiklikler ve hoşlanılmayan davranışlar karşısında birbirlerine sert bir tepki göstermemeleri ve şiddete başvurmamaları, tam aksine şefkat ve samimiyetle yaklaşmaları gerekir. Çünkü kadının da, erkeğin de sözlerinde ve davranışlarında karşı tarafın hoşlanmayacağı eksikliklerinin olması doğaldır.

Eşler birbirinin kusuru veya eksikliğini gidermeye çalışırken; eşinin kapasitesini göz önünde bulundurması, yapabileceğinden fazlasını ondan beklememesi ve istenmeyen özellikleri karşısında büyük insanlara yakışan bir davranış sergilemesi gerekir.

8- İffetli ve namuslu olmak: Günümüz toplumunda bu özellik, genellikle kadınlardan beklenir. Hâlbuki iffetli olmak, karı kocanın karşılıklı görevlerinden biri olup en üstün ibadettir. İffet, şehvetler karşısında direnmektir. Bu da hem kadından ve hem de erkekten istenilen bir şeydir. Bu bakımdan karı ve koca birbirleri için süslenerek iffetlerini korumada birbirine yardımcı olmaları gerekir. Cenab-ı Hak şöyle buyurur: "Onlar yani kadınlarınız sizin için sizi haramdan koruyan bir elbise, siz de onlar için haramdan koruyan bir elbise durumundasınız." (Bakara sûresi: 187)

İffetli olmak; eşin kirli insanlardan korunması, aile bağının güçlenmesi, eşin güvenini kazanmak vs. gibi faydaları beraberinde getirir.

9- Birbirini anlamak: Ailevî sorunların birçoğunun temelinde eşlerin birbirini anlamaması yatmaktadır. Eşinin içinde bulunduğu şartları ve yaşadığı sıkıntıları anlayan bir kimse, onun iyiliklerini ve zahmetlerinin kadrini bilir. Eşini anlamayan bir kimse, onun bütün çabalarını görmezlikten gelir, kusurları ve eksiklerini gözünde büyütür; zahmetlerinin kadrini bilmediği ve onu teşvik etmediği gibi, iğneli ve kinayeli sözleriyle de onu incitir ve yaşama sevincini ondan alır. Gurur ve kibirden kurtulmak, birbirinin ruh hâllerini ve sıkıntılarını bilmek, eşlerin birbirini anlaması yolunda atılacak ilk adımlardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi