Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Samimiyetin ölçüsü “Sen” diye hitap etmek mi?

Samimiyetin ölçüsü “Sen” diye hitap etmek mi?

Başbakan Erdoğan son zamanlarda sebebini pek anlayamadığım, aklıma gelene de ihtimal vermek istemediğim bir alıngan sergiliyor. Düne kadar kullanıldığında Başbakan'ı rahatsız etmeyen kelimeler birdenbire rahatsız etmeye, bunun da ötesinde sinirlendirmeye başlamış görünüyor. Sözgelimi medyanın büyük bölümü yaklaşık 7 yıldan beri Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kısaltılmışı olarak AKP'yi kullandığı halde hiçbir tepki vermezken, bir diğer ifade bu kısaltma Başbakan tarafından kabullenilmiş görünürken ne olduysa oldu birdenbire partisine AKP diyenleri edepsizlikle suçlayıverdi. Gündemde kalmak için böyle bir tavır değişikliği sergiliyor desem böyle bir tavrı Başbakan'a yakıştırmak doğru olmaz. Ama yaklaşık bir hafta boyunca gazeteler bu konuyu gündemde tuttular. Başbakan'ın bu edepsizlik ithamından alınanlar oldu karşı cevap verdiler köşelerinde. Bu cevaplara cevap yetiştirmekle kendilerini görevli bilen bazı köşe yazarları ve gazeteciler ise karşı hamle geliştirdiler. Kısacası günlerimiz bu edepsiz sözü etrafındaki tartışma ile geçip gitti. Tam bu tartışma gündemden düşerken bu defa da Başbakan'dan Baykal'a karşı bir hamle geldi. Başbakan Erdoğan, Baykal'ın kendisine 'Sen' diye hitap ettiğini, bunun yanlış olduğunu belirterek, 'Sayın' demesini istedi.

Kişinin muhatabına sen diye hitap etmesi bir samimiyetin sonucu ise doğaldır... Yakınlığı, hem de öylesine bir yakınlığı ifade eder ki "Artık aralarında senli benli olmuşlar" demektir. Meseleye bu açıdan bakıldığında gönül arzu etmekle birlikte Erdoğan ile Baykal'ın samimiyeti böylesine senli benli olacak adar ilerlettiklerini düşünmek mümkün değil. Zaman zaman birbirlerine arka çıktıkları, destek verdikleri olsa da iş samimiyete gelince o cenahta ciddi bir gelişme olduğunu sanmıyorum. Bu bakımdan Başbakan Erdoğan'ın Baykal'ın kendinse "Sen" diye hitap etmesine karşı çıkması normaldir. Ancak normal olmayan hususun Baykal'ın kendisine "Sen demesine karşı çıkarken kendisinin de Baykal'a "Sen" diye hitap etmesidir.

Birbirinize "Sen" diye hitap ederken birden ne oldu da Başbakan Erdoğan bu kelimeden rahatsızlık duymaya başladı acaba? Yoksa aslında ortada bir rahatsızlık yokken gündem değiştirmek adına mı bu tür atışmalar gündeme getiriliyor? Elbette siyaset adamlarının millete örnek olması gerekir. Birbirlerine hitap ederken kullanacakları kelimeleri titizlikle seçmelerde bulundukları konumun gereğidir. Bir de bu tartışmalar sırasında işin suyunu çıkarmamak gerekir. Cevaplar verilirken siyasiler birbirlerini alaya almamalıdır. Buna hakları yoktur.

Bu noktada dünkü gazetelere de yansıyan Baykal'ın Erdoğan'a cevabını aktarmak ve işin ciddiyetle bağdaşır bir yanın olup olmadığını sizlere bırakmak istiyorum. İşte Baykal'ın Erdoğan'a cevabı:

"Ben sana "Sayın" diyorum sen bana sen diyorsun."

Gazetlere yansıyan haberden işte bir başka cümle:

"Bana sayın deme... Sen Abdullah Öcalan'a da sayın diyorsun."

Ve aynı haberden son bir cümle daha:

"Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş en kaba üslubu olan Başbakanı... Parti giderek kirlendikçe aklanma ihtiyacı ortaya çıkıyor."

Bir yanda Başbakan, diğer yanda ana muhalefet partisi genel başkanı... Birbirlerine karşılık sarf ettikleri sözler de bunlar. Ülkeyi yöneten ve yönetmeye talip olan liderlerin üslubu bu olunca toplumda insanların birbirlerine tahammülsüzlüğünü eleştirecek bir söz bulanabilir mi? Özellikle trafikte her an patlamaya hazır insanlar galiba bunları örnek alıyorlar deyip pek fazla kızmamamız gerekiyor.

Kaldı ki "sen" yerine "siz" kelimesini kullanmak ya da muhataba hitap ederken "sayın" diyerek söze başlamak kibarlığın gereği değil midir? Toplumda konumu ve makamı ne olursa olsun herkesin muhataplarından kibarlık bekleme hakkı vardır... Ancak; kibarlık bekleyenlerin kendileri de o ölçülere dikkat etmek durumundadır... Liderleri ölçüsüzlüğü ölçü edinmişlerse toplum ne yapsın...

Bu bakımdan lider konumunda olanlar ya topluma örnek olacak söz ve davranışlara sahip olmalı ya da yerlerini başkalarına bırakmalıdırlar... Böyle de topluma hizmet etmiş olurlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi