Mehmet Talu

Mehmet Talu

Güzel ahlâklı ve faziletle yetiştirmek...

Güzel ahlâklı ve faziletle yetiştirmek...

Hadis kitaplarımızda "Hayrukum veya efdaluküm men tealle- me'l-Kur'an'e ve allemeh" ifadesiyle yer alan hadis-i şerifimiz, Müslümanların en hayırlı ve faziletli olanlarının Kur'an-ı Kerîm'i öğrenen ve öğretenler olduğunu tesbit ve ilân etmektedir. Hiç bir sınırlama getirmeksizin "en hayırlınız" ve "en faziletliniz" buyurulmuş olması, "mutlak kemâline masruftur" kaidesince hadisimizin manasını "Sizin her bakımdan ve her hâlükârda en üstün olanınız, Kur'an-ı Kerîm'i öğrenen ve öğretenlerdir." seklinde anlamamıza imkân vermektedir.

Bilinen bir gerçektir ki, dinimizde üstünlük, takva ve hizmetledir. Verilecek hizmet, dinin temel ve yegâne kaynağına yönelik olursa, bu hizmeti verenler pek tabiî olarak "en hayırlı" ve "en üstün" olacaklardır. Kur'ân-ı Kerîm hizmeti İslâm'a temelinden sahip çıkmak pratiğidir. Kur'ân-ı Kerîm'i öğrenmek, birinci kaynaktan İslâm'ı öğrenmek demektir. Kur'ân-ı Kerîm'i öğrenip başkalarına öğretenler ise, İslâm'ın yayılması için fiilen çalışan mücâhitlerdir. Çünkü İslâm adına verilecek bütün hizmetlerin temelinde yer alan Kur'ân-ı Kerîm kültürüne erişebilmenin ilk şartı onu okumayı öğrenmektir. İşte bu temel hizmeti sağlamak için çalışanlar Kur'ân-ı Kerîm muallimleridir.

Kur'ân-ı Kerîm'in İslâm'daki tartışılmaz ve doldurulamaz yeri ve mevkii dolayısıyla asırlardır Müslümanlar Kur'ân-ı Kerîm talimi için fevkalâde gayret göstermişlerdir. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm okunup anlaşılmadan sağlam ve sağlıklı bir Müslümanlık ve dindarlık asla söz konusu olamaz. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bütün hassasiyetle Kur'ân-ı Kerîm ve âyet-i kerime kavramının Müslümanların gönüllerine ve hayatlarına yerleşmesi için çalışmıştır. Hatta başlangıçta bu gerekçe ile kendi açıklamaları demek olan hadislerin yazılmasını bile yasaklamıştır. O (S.A.V.) Efendimiz daima, İslâm'ı tebliğ ve davetini Kur'ân-ı Kerîm okuyarak, Kur'ân-ı Kerîm'den âyet-i kerimeleri insanlara duyurarak yapmıştır. Halen de en müessir davet vasıtası bizzat Kur'ân-ı Kerîm'dir. Etkili bir din hizmeti, mutlaka Kur'ân-ı Kerîm'e dayanmak zorundadır. Âyet-i kermelerle desteklenmeyen, onlardan kaynaklanmayan hiç bir dinî faaliyet ve davet müessir olamaz. Çoğu dinî konuşma ve yazıların kuruluğu, etkisizliği, gönüllerin kuraklığı Kur'ân-ı Kerîm motiflerinden soyutlanmış olmalarından ileri gelmektedir. Bu noktadan hadisimizi "Din hizmetinde en etkili ve dolayısıyla en hayırlı olanlar Kur'ân-ı Kerîm'i öğrenen ve öğretendir" şeklinde anlamamız mümkün gözükmektedir.

Hadis-i şerifi, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin sadece sözlü bir tesbit, teşvik ve tavsiyesinden ibaret sanmamak gerekir. Zira Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, bizzat uygulamalarıyla da Kur'ân-ı Kerîm bilenleri, O'na daha fazla hizmet edenleri diğerlerinden üstün ve önde tutmuştur. Yaş bakımından küçük olanları, sırf Kur'ân-ı Kerîm bilgisinin fazla oluşu gerekçesiyle yaşlılara imam tayin etmiştir. Bu sebeple de imamlıkta sıralama Kur'ân-ı Kerîm bilgisi en üstün olanla başlatılmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi