Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Niçin tutuklandı, niçin serbest bırakıldı?

Niçin tutuklandı, niçin serbest bırakıldı?

Gelişmelere bir bakıyorsunuz sanki artık bir takım yeni süreçler yaşanmayacak sanıyorsunuz. Çünkü, görünen bu tür süreçlerin yeniden yaşanmasını engelleyecek adımların atıldığı izlenimi veriyor. Ne var ki bu yöndeki düşünceleri alt üst eden bir takım gelişmeler gecikmeden gündeme geliyor. Demek istediğim o ki, devletin işleyişi normal rayına girecek, artık toplumu tedirgin eden gelişmeler yaşanmayacak dediğiniz anda öyle gelişmeler oluyor ki her şey bir anda tersine dönüveriyor.

Geçtiğimiz günlerde muhalefet ile iktidar sanki ortak bir noktada buluşmuş, görüş birliği ortaya çıkmıştı. Ama bu birliktelik, daha doğrusu verilen görüntü uzun sürmedi. Bir belge ortaya çıktı ve bu belge medyaya sızdırıldı, bunun etrafında tartışmalarda başladı. Kim sızdırdı, niçin sızdırdı, maksadı neydi? gibi soruların cevabını araştırmak pek akla gelmedi. Konu bir anda asker ile sivil iktidarın arasını açan bir tartışma konusuna dönüştürüldü. Sanki birileri böyle olmasını istedi ve bu sağlandı. Çünkü ortaya atılıveren belge fotokopi idi ve askeri savcılık bunun belge niteliği taşmadığını belirterek belgenin altında imzası olan Deniz Kıdemli Albay Dursun Çiçek hakkında soruşturmaya gerek olmadığına karar verdi. Böylece konu kapandı diye düşünülürken bu defa aynı albay sivil savcılar tarafından ifadeye çağrıldı. Sekiz saat gibi çok uzun süren bir ifadenin ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen Kıdemli Albay Dursun Çiçek için mahkeme tutuklama kararı verdi. Kafalar yine karıştı. Neler oluyor? sorusu ortalıkta uçuşmaya başladı. Bu arada olayın yeni safhaya büründüğü düşünülerken Albay hakkında tutuklama kararı veren mahkemeye geçici görevlendirme ile yeni bir hakim atandı ve bu atamanın ardından tutuklamaya avukatlar itiraz etti. Yeni oluşan heyet savcılardan tutuklamanın kaldırılmasını isteyen müracaat üzerine Ergenekon savcılarından acele mütalaa istediler. Verilen mütalaanın içeriğini bilmiyoruz ama sanıyorum savcıların son mütalaası "Biz daha önce hata etmişiz.Tutuklama talebimizi geri çekiyoruz" olmamıştır diye düşünüyorum. Her ne ise savcıların mütalaası ne olursa olsun yeni heyet bu defa Kurmay Albay Dursun Çiçek'in tutukluğunun kaldırılmasına karar veriyor ve Kurmay Albay tahliye oluyor. Tutuklama ve tahliye kararı hakkında bir şey söyleyecek durumda değiliz. Kimsenin tutuklanmasından memnuniyet de duymayız. Ancak, Askeri savcının soruşturmaya gerek olmadığı yolundaki kararının ardından sivil savcıların soruşturmaya gerek duymaları ve ifadeye çağırmaları, arkasından da tutuklama talebi ile mahkemeye sevk etmelerinin ardından gelen tutuklama ve tahliye kararları doğrusu kafaları karıştırıcı mahiyettedir ve insanın aklına yeni bir süreç mi yaşıyoruz sorusunu getiriyor.

Bu arada bir de Milli Güvenlik Kurulu'nun toplandığı bir günde Kurmay Albay'ın sorguya alınması ve sevk edildiği mahkemenin tutuklamasının ardından ortaya çıkan tahliye kararı ya yargıya güveni sarsar ya da "Neler oluyor? Böyle yargı olur mu? gibi soruları akla getirir.

Askeri yargıya zaman zaman astın üstünü yargılayamayacağı, yargılasa bile etki altında kalabileceği şeklinde eleştiriler yöneltilir.. Halbuki sivil yargıda son yaşananlar karşısında etkinin nereden geldiğini söylemek iyice zorlaşıyor.

Çok uzun süren Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından Cumhurbaşkanı'nın önce Başbakan ve Genelkurmay Başkanı ile üçlü bir görüşme yapması bu görüşmenin ardından Başbakan Yardımcısı Çiçek ile Adalet Bakanı Ergin'i de toplantıya katarak bazı kararların alınması ile ortamın sakinleştirilmeye çalışıldığı anlaşılırken, bunun nasıl sağlanacağı, atılmış adımların geri mi alınacağı sorusu da cevapsız kalıyor. Ancak, Cumhurbaşkanı Gül'ün geçtiğimiz hafta Meclis'ten geçen ve askerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasayı imzalamayarak geri göndermesi mümkündür. Böylece hem yasama geri adım atmamış hem de askeri rahatsız eden bir düzenleme iptal edilmiş olacaktır. O zaman da demokratikleşme yönünde atılmış çok önemli bir adımdan vazgeçilmiş olacaktır.

Peki Gül'ün söz konusu yasayı veto etmesi tüm gerginlikleri ortadan kaldıracak mıdır? Söz gelimi darbe raporu gündemden çıkacak mıdır? Bu noktadan sonra böyle bir raporun bundan böyle bir daha gündeme gelmesi önlenmiş mi olacaktır?

Kısacası, kafalar karışık.. Atılan adımlar da kafa karışıklığını giderici nitelikte değildir..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi