Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Youtube cemaati

Youtube cemaati

İnternet, hayatımızı radikal bir şekilde etkilemeye devam ediyor..
Michael Jackson’un ölüm haberi üzerine internet grupları kendi aralarında bir anda haberleşerek, anında sokağa çıkıp dev bir gösteriye imza attı..
Bu kadar kısa sürede, birbirinden çok farklı insanların bir anda bir yerde toplanmaları ve saatler süren bir eyleme imza atmaları özellikle güvenlik elemanları ve istihbaratçıları şaşırttı..
Kimdi bunlar, nasıl böyle kısa bir zamanda harekete geçtiler?..
Artık internet üzerinde bir sürü “cemaat” oluşmuş durumda.. Mafia ya da satanistler değil sadece, birçok küçük cemaat, tüm dünyadaki inananları ile aynı sanal ortamda bir araya gelebiliyor..
Geçen gün Kadıköy’de GönülDer’in düzenlediği bir tekne turuna katıldım.. “Gönülerleri mail grubu” 50 bin kişiden oluşuyor.. İstanbul’da tek bir çağrıya bir anda 600 kişi cevap verebiliyor.. Dini konuların tartışıldığı grubun üyeleri arasında her kesimden insanlar var.. Çarşaflısından punkuna kadar herkes.. Ve ilk kez bir araya gelip, sanal ortamdaki özgür tartışmalarını yüz yüze sürdürebiliyorlar..
Çoğu genç ve eğitimli.. Kuşkusuz farklı mail grupları da vardır..
Honduras darbesini herkes farklı bir şekilde açıkladı ama, Honduras’ta darbeden hemen sonra halk sokaklara çıktı, barikat kurdu ve oturma eylemi başlattı..
Honduras’ın solcu Devlet Başkanı Manuel Zelaya’nın anayasa değişikliği çabası askerlerin müdahalesine takıldı. Referandum sonuçları için sandıkların açılmasına bir saat kala başkanlık konutunu basan darbeci askerler devlet başkanını üzerinde pijamasıyla komşu Kosta Rika’ya gönderdi.. Zelaya, Kosta Rika’dan Nikaragua’ya uçtu. Kendisini Managua havalimanında, Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega ile Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez karşıladı.
Artık darbecilerin işi zor. Çanak anten, GSM ve internet darbecilerin korkulu rüyası.. İnternet, gizli bilgilerin açıklanması açısından da önemli bir imkan sunuyor.. Yani resmi tarih ve resmi ideoloji için, diktatörlük rejimleri için korkulu bir rüya iletişim ve bilişim teknolojisi..
Derin devlet ve diktatörlük rejimleri için de sanal dünya korkulu bir rüyaya dönüşüyor..
2010’dan itibaren artık e-devleti değil, e-demokrasiyi konuşacağız. Bilişim tartışmalarının yerini bilgileşim tartışmaları alacak.. e-seçim “doğrudan demokrasi” için, referandum konusunda yeni fırsatlar sunacak..
e-eğitime tevhid-i tedrisat dayanamaz..
e-iş, e-okul, e-kitap, e-imza, e-kağıt, e-kalem, e-media ya da poi-media, e-kütüphane, e-belediye, e-para, e-banka.. Bu listeyi daha da uzatabilirsiniz. e-cemaat mesela..
Şimdiden sanal cemiyetler kurulmaya başladı bile. Sanal forumlar da düzenleniyor. Ne tertip heyeti, ne nüfus cüzdanı, ikametgah sureti..
Sanal polis teşkilatı mı kuracaklar. Sanal polis başka ülkelerde host edilen adreslere müdahale edebilir mi?
İnternette gazete çıkartmak için beyanname filan vermeye gerek yok.. İnternet mediasının yazarlarından mal beyanı filan da istenmiyor.. İnternet tv ve radyosu için sermaye tahdidi de yok.. RTÜK kurallarına da tabi değil..
Yeni bir durumla karşı karşıyayız..
Yasa ya da istihbarat, emniyet sanal gruplar kadar hızlı hareket edemez.. O zaman muhtemel sorunlar, güvenlik krizi nasıl aşılacak?
İnternetin hayatımıza kattığı olumlu-olumsuz bir sürü şey var.. İnternet üzerinden fuhuşa, kumara, uyuşturucuya, sapık yapılara, terör örgütlerine, istihbarat tuzaklarına düşmek o kadar kolay ki.. Nickname ile tamamen sanal kişilikler üretilebiliyor..
Kuşkusuz burada doğru, güzel şeyler de oluyor. Mesela darbecilere karşı önemli bir imkan, bir fırsat..
Zaman içinde taşlar yerine oturacaktır kuşkusuz..
İnternet üzerinden kişilik haklarının ihlali, uyuşturucu ve suç örgütlerinin faaliyetleri, e-ticaret portallarındaki tüketici haklarının ihlali ile ilgili, buna benzer hak ve hukuk ihlali konularında uzman, uluslararası sanal davalara bakacak mahkemeler kurulabilir belki zaman içinde..
Ergenekon davası her gün ortaya çıkan yeni bir ses kaydı ile biraz da internet üzerinden izlenmiyor mu? Göreceksiniz, yakın gelecekte, dersler, mahkemeler, birçok sosyal ve kültürel etkinlik, sanatsal etkinlik internet üzerinden ya da cep telefonları ile izlenecek..
Bu konuda henüz işin çok başındayız..
İnternet, iki tarafı da kesen bir bıçak gibi. Dikkatli kullanılmazsa kişi kendini yaralayabilir ve başkasına zarar verebilir..
Bu gerçekten kaçmak ve bu gerçeğe sırtımızı dönmek çözüm değil..
Gerçeği görmek, havf ile reca arasında / korku ile umut arasında bir yerde durmak zorundayız..
Bilgi otoyolunda saniyede 300.000 km hızla world wide web ile dünyaya bağlanıyorsunuz.. İşin ilginç yanı, harf devrimi yapıp Latin alfabesine geçtik de, “W” harfi ile yazmak bizde hâlâ suç değil mi? Ergenekonculara üzülüyorum, ağız tadı ile bir darbe bile yapamayacaklar artık.. Baksanıza “Genç Siviller”in sesi, “genç subaylar”dan daha çok çıkıyor. Kenan Evren nerede ise “şamar oğlanı”na döndü... İnternet çocuğu bunlar! Göreceksiniz, Honduras’ta da “genç siviller” kazanacak, darbeci generallere karşı!
Hay Allah! Çağı yine ıskaladık. Eller aya, bizler yaya..
Sahi ne olacak bu memleketin hali?
Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi